English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Credentials

Credentials translate Turkish

885 parallel translation
The guy that Vice President recruited. You have enough credentials to work security at the Blue House, right?
Mavi Saray'ı bile koruyacak deneyimin olduğu için işe alınmıştın değil mi?
I have credentials here that will get you into any place in Freedonia.
Size Freedonia'nın her köşesine girebileceğiniz kimlikler veriyorum.
Show him your credentials, Mac.
Ona kimliğini göster Mac.
Have you got your credentials?
Belgelerin yanında mı?
I present the credentials of honourable Jefferson Smith - - Who has just been appointed senator by the governor of my state.
Eyaletimin valisi tarafından yeni atanan sayın Senatör Jefferson Smith'in belgelerini sunuyorum.
Of course, we have all the necessary credentials.
Tabii ki tüm gerekli belgeleri aldık.
My credentials!
İşte kartım.
His credentials are of the best.
Referanslarının üzerine daha iyisi yok.
Your credentials are of the best.
Senin referansların da en iyisi.
I got me credentials!
Gerekli evrakım var!
- These are your credentials.
- Bunlar seninle ilgili bilgiler.
Thirty-two hours later, a special courier... coming by transatlantic clipper... brought Dietrich's credentials to F.B.I. headquarters in Washington.
32 saat sonra, özel bir kurye uçakla okyanusu aşarak Washington'daki FBI merkezine Dietrich'in bilgilerini getirdi.
I have his credentials here.
Íşte kendisiyle ilgili bilgiler.
- You'll want your credentials back.
- Belgeni istiyorsundur.
- Didn't you show them my credentials?
- Onlara belgelerimi göstermedin mi?
- He has good credentials, but -
Özellikleri iyi ama...
That's in the credentials.
Belgelerde yazïyor.
Mr. Roper. My credentials.
Bay Roper, kimligim.
I think you will find my credentials will do
Referanslarımdan memnun olursun bence
I didn't waste my time poring over his credentials.
Belgelerine ince ince bakarak vakit kaybetmezdim.
All the credentials I needed was a taste of his ham and his buttered eggs.
Bana gereken tek belge, pişirdiği jambonlu omletin tadı!
I am Sgt. Balthazar Patou. Here are my credentials.
Ben Çavuş Balthazar Patou.
"If you don't believe me, I'll show you my credentials."
Bana inanmıyorsanız kimliğimi gösterebilirim.
Your credentials won't be necessary.
Kimliğini görmeme gerek yok.
Are his credentials in order?
şuana kadar yaptıkları yeterli değil mi?
I want complete credentials on our freshman class.
Birinci sınıfımızın tüm kimlik kayıtlarını istiyorum.
Complete credentials on the freshmen class.
Birinci sınıfın tüm kimlik kayıtları.
May I see your credentials?
Belgelerinizi görebilir miyim?
Give your credentials to Miss Brady in the outer office.
Belgelerinizi yan odadaki Bayan Brady'ye verin.
Miss Brady, my credentials.
Bayan Brady, belgelerim.
You came in with no credentials.
İzin almadan krallığımıza girdin.
He hasn't sent my credentials to Edo...
Güven mektubumu Edo'ya göndermedi ve göndermeye de niyeti yok.
Have you read his credentials?
Bu adamın referanslarına baktın mı?
You want to know my credentials.
Referanslarımı bilmek istiyorsunuz.
My credentials.
İşte itimatnamem.
THAT'S WHAT OUR CREDENTIALS WILL SHOW. JUST THE SAME.
O halde 11'den önce ayrılmalıyız.
Well, now, let me tell you my credentials.
Benim özgeçmişim de şöyle...
When I saw your credentials, I wondered.
Kimliğinizi gördüğümde, ben de merak etmedim değil.
I'm not much concerned about examining your credentials, Mr. Wills.
Kimliğinizi kontrol etmek gereğini görmüyorum Bay Wills.
Which reminds me, may I see your credentials?
Hazır aklıma gelmişken, belgelerinizi görebilir miyim?
- Your credentials.
- Belgelerinizi.
Note that Mr. Munceford's credentials have been checked and log him aboard.
Bay Munceford'un belgelerinin kontrol edildiğini not al ve onu gemiye kaydet.
What would've happened if my credentials weren't in order?
Belgelerim eksik olsaydı ne olurdu?
- I presented my credentials to the embassy.
- Evraklarımı elçiliğe sunmuştum. - Doğal olarak.
I run a reputable agency in London, and I have my credentials.
Londra'da ünlü bir ajans işletiyorum, ve bu konuda ruhsatım da var.
Then we must present our credentials so to speak before night falls.
Ozaman bilgilerimizi sunmalıyız tabiri caizse gece düşmeden önce.
Her credentials have been checked and rechecked, and she came to us with the highest rec...
Sicili kontrol edildi ve tekrar kontrol edildi ve bize çok iyi...
Your credentials.
Referansların.
I have enough sense to ask for credentials.
Kendim sorabilecek kadar aklım var.
These are my credentials.
Bunlar evraklarım.
My credentials, so to speak.
- Bir tür güven mektubu gibi düşünün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]