English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cried

Cried translate Turkish

3,863 parallel translation
I haven't cried that way since I was a kid.
Küçüklüğümden beri öyle ağlamadım.
I don't think - she's even cried yet.
Sanırım ağlamadı bile.
I couldn't sleep. I cried my eyes out.
Uyuyamadım. Ağladım.
He cried.
Ağladı.
As she was talking, she suddenly cried out, and she dropped the phone.
çığlık attı ve telefonu düşürdü.
- [Baby Crying] and she who could barely walk... and cried for me from the other end of the house.
Zar zor yürüyebilen kızım da evin diğer ucundan benim için ağlıyordu.
[Liv] When I cried, stormed against him... when he shut himself in his study... when he left me for a day... while it was all very painful... I knew that it did help me develop.
Ağladığım zaman, ona karşı öfkeliyken kendini çalışmasına kapattığında bir gün için beni terk ettiğinde tüm bunlar çok acıyken yaşadıklarımın beni geliştireceğini biliyordum.
It was terrible, and I cried and cried.
Bu korkunçtu, ağladım ve ağladım.
"Now I have no one," he cried... and he was completely defenseless.
"Artık kimsem yok" diyerek ağlıyordu ve tamamıyla savunmasızdı.
I recall this one time he cried and cried.
Bir keresinde haber verdim, ağladı ve ağladı.
It broke my heart and I cried for days
Kalbim kırıImıştı. Günlerce ağlamıştım.
Cried and cried. Mustafa.
Çok ağladı Mustafa
After that my brother never cried in life.
Bu olaydan sonra kardeşim Lala hiç ağlamadı.
But, like, I cried. Everything.
Ama her şeye ağladım.
First time he showed me, I cried too.
Bana ilk gösterdiğinde ben de ağlamıştım.
I think it was when I was 6 years old... I stepped in even before it dried, and I cried really badly.
Sanırım ben 6 yaşımdaydım... kurumadan önce adım attım, ve gerçekten çok kötü ağlamıştım.
'Never, he cried,'and slayed the devil with his spear. "
'Asla, dedi şövalye've mızrağıyla şeytanı parçaladı "
You cried in the Abraham Lincoln thing.
Abraham Lincoln konuşmasında ağlamıştın.
Sophie, I fucking held your head while you cried.
Sophie, ağlarken başını bana yasladın.
He cried a lot.
Çok ağlamıştı.
♪ the nights I cried about her ♪
# O kız için ağladığın gecelerin #
I think I could have easily broke down in that shower and cried, you know, I was so..... so drained and used and crushed by two weeks of seeing people dying.
Duştayken çok kolay çökebileceğimi fark ettim ve ağladım. Bilirsiniz, ben çok... İki hafta boyunca insanların öldüğünü görmek beni üzmüş, yıkmıştı.
Everyone talked about their dads and cried.
Herkes babasından bahsetti ve ağladı.
If we have cried much, it is because we have loved much.
Çok ağlıyorsak bu çok sevdiğimizdendir.
You cried at a box of girl scout cookies.
İzci kızların kurabiyelerine ağladın.
I cried all night until those dogs found me.
Köpekler beni bulana kadar ağlamıştım.
So, someone cried over the victim.
Yani birinin gözyaşı kurbanın üzerine düşmüş.
But I cried and cried, saying, "God didn't answer my prayers!"
Ben de ağladıkça ağladım "Tanrı dualarıma karşılık vermedi!" diye.
And then we cried.
Sonra ağladık.
We cried inside the bull pen.
Hücrede ağladık.
Do you know that she's never cried?
Bir kez bile ağlamadı, biliyor musunuz?
She captures something really true about the uncertainty of being our age. I cried twice.
İki kere ağladım.
Oh, I cried.
Oh, ben hatta ağladım.
Sat in the dirt, cried, and let him die.
Oturup ağladı. Ölmesine izin verdi.
I went to the Ice Capades with Maddie, and it was awful and I loved it so much I cried, I did.
Maddie ile buz pateni yapmaya gittim ve müthişti, çok hoşuma gitti. Ağladım evet.
Lacey cried, nolan yelled, and Patrick realized he's avoiding his real emotions.
Lacey ağladı, Nolan bağırdı ve Patrick gerçek duygunlarından kaçındığını fark etti.
I've cried twice in the last 20 years.
Son 20 yılda sadece iki kez ağladım.
- That part where I cried...
- Ağladığım bölüm...
Jesus cried again with a loud voice and yielded up his spirit.
İsa yine yüksek sesle çığlık attı ve ruhunu teslim etti.
When I cried out, he'd light a candle.
Bağırındığımda bir mum yakardı.
I haven't cried since I got second place in the sixth grade science fair.
Altıncı sınıftaki bilim fuarında ikinci olduğumdan beri ağlamadım.
Your husband burst in on you and you panicked, and you cried rape, and then you watched as he shot and killed Bill Meyer.
Kocanız sizi basınca paniğe kapılıp "Tecavüz!" diye bağırdınız ve Bill Meyer'i vurup öldürmesine seyirci kaldınız.
- You cried rape. - I am so sorry.
- Tecavüz diye bağırdın.
She cried rape and caused you to kill an innocent man.
Tecavüz diye bağırarak masum birini öldürmenize sebep oldu.
She cried rape.
- Ama tecavüz diye bağırdı. - Tecavüz diye bağırdı.
Bill Meyer was his wife's lover, and he knew it. She cried rape, which saved her life.
- Vali Reston Bill Meyer'in karısının sevgilisi olduğunu biliyordu.
I talked to him, that... that stolen test in my hand and we both just sat and we cried.
Onunla konuştum. çaldığım test kağıdı elimdeyken ikimiz sadece oturduk ve ağladık.
Wanna know how she cried?
Nasıl bağırdığını bilmek ister misin?
She actually cried.
Gerçekten ağlardı.
Get the... out! Inside, 16-year-old Kevin Richardson cried loudly.
İçeride 16 yaşındaki Kevin Richardson sesli bir şekilde ağladı.
But she cried rape.
Sonra karımı, sonra da kendimi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]