Cruiser translate Turkish
851 parallel translation
A cruiser sent to Shanghai just to take you back to England.
Sırf seni İngiltere'ye götürmek için Şanghay'a bir kruvazör yolladılar.
There's a cruiser at Shanghai to take him back.
Şanghay'da onu geri götürmek için bir kruvazör bekliyor.
Do you realise that there was a British cruiser waiting at Shanghai smoke pouring out of its funnels, tugging at its moorings waiting to take Mr. Conway back to London.
Şanghay'da, bacalarından dumanlar tüten, römorkörlerin çektiği... bir İngiliz kruvazörünün, Bay Conway'i Londra'ya götürmek için... beklediğinin farkında mısınız?
- Well, actually, a cruiser.
- Şey, aslında bir kruvazör.
They've got a cruiser at Fort Balanga shelling our positions on Bataan.
Fort Balanga'da Bataan'daki güçlerimizi topa tutan bir kruvazörleri var.
Their cruiser there.
Kruvazörleri de şurada.
Fellas we finally got the green light to sink a Jap cruiser in Subic Bay.
Beyler, nihayet bize yeşil ışık yaktılar. Japon kruvazörlerinden birini Subic Körfezi'ne batıracağız.
We blew that Jap cruiser into next month.
- Japon kruvazörünü patlattık.
Andy did a pretty good job on the cruiser.
Andy kruvazörü epey yıprattı.
Suppose that cruiser got them?
Kruvazör mü dersin?
A cruiser is headed this way.
Bu tarafa doğru gelen bir kruvazör var.
Mogami-class cruiser mean anything to you, Mr. Ryan?
Mogami sınıfı kruvazör sizin için bir anlam ifade ediyor mu Bay Ryan?
When I came to I was on a cruiser, and my hands were off.
Kendime geldiğimde bir kruvazördeydim ve ellerim yoktu.
- She was a cruiser.
- O bir kruvazördü.
We contacted the Sarasota and her planes got the cruiser and two destroyers.
Sarasota ile irtibata geçtik uçakları, kruvazörü ve iki muhribi vurmuş.
We got that cruiser for you.
Kruvazörünüzü vurduk.
When I was an ensign on a cruiser, five pounds of cheese was missing.
Benim gençlik yıllarımda da gemide beş paund peynir kaybolmuştu.
The entire crew of the cruiser Milwaukee knows about these things now.
Milwaukee kruvazörünün mürettebatı her şeyi biliyor.
The boat was a cabin cruiser owned by Grazzi.
Grazzi'ye ait kamaralı bir tekneydi.
United Planets Cruiser C-57D...
Birleşik Gezegenler Kruvazörü C-57D.
United Planets Cruiser C-57D, J.J. Adams commanding.
Birleşik Gezegenler Kruvazörü C-57D. Komutan J.J. Adams.
MORBIUS : What do you wish here, cruiser?
Burada ne arıyorsunuz kruvazör?
But when you're on it, it's like a cruiser or a destroyer.
Ama içine girince, bir kruvazör veya destroyer gibi.
Battleships King George V, Prince of Wales, battle cruiser Hood, and a few cruisers and destroyers.
Savaş gemileri "King George V, Prince of Wales..." savaş kruvazörü "Hood..." birkaç kruvazör ve destroyer.
"Sighted two enemy ships off Kristiansand at 0335 sailing due west, Cruiser Prinz Eugen and..."
"033'5"'te Kristiansand'da batı yönünde ilerleyen iki... gemi görüldü. Kruvazör "Prinz Eugen" ve... "
One's a cruiser, all right.
Bir tanesi kruvazör, tamam.
That would give the Commander-in-Chief an aircraft carrier and another battle cruiser.
Böylece Baş Komutanlık emrine bir uçak gemisi... ve bir de savaş gemisi tahsis etmiş olacağız.
As you can see, sir, our cruiser screen is spread out much too thinly.
Gördüğünüz gibi, efendim... Kruvazör korumamamız ince bir hat şeklinde yayılıyor.
Make to admiralty. " Bismarck and cruiser sighted.
"Bismarck" ve kruvazör görüldü.
Bismarck and a heavy cruiser.
"Bismarck" ve bir ağır kruvazör.
Bismarck and cruiser bearing green 4-0, about 12 miles.
"Bismarck" ve kruvazör... yeşil 4-0 yönünde... 12 mil kadar bir mesafede ilerliyorlar.
Make a signal to admiral commanding First Cruiser Squadron.
Birinci Kruvazör Filosuna komuta eden amirale iletin.
A friend of mine has a cabin cruiser.
Bir arkadaşımın deniz motoru var.
I'm obsolescing like this old straw-bottomed cruiser of ours.
Bizim o derme çatma kruvazör gibi kullanım tarihim geçti.
Three light cruisers, eight destroyers and Captain Torrey's heavy cruiser.
3 hafif kruvazör, 8 muhrip ve Kaptan Torrey'in ağır kruvazörü.
They hit the cruiser!
Kruvazörü vurdular!
A new AA cruiser going out to join Halsey.
Yeni bir AA kruvazörü Halsey'e katılmaya gidiyor.
It's a nice sentimental gesture, CinCPac sending your old cruiser.
Başkomutanlığın eski kruvazörünüzü göndermesi, hoş bir jest.
- One cruiser dead in the water!
- Bir kruvazörün işi bitik, denizde!
There's no boat there that could catch that cruiser!
O sürat teknesini yakalayabilecek tekne yok buralarda!
- Keep your eye on the cruiser.
- Gözünüz sürat teknesinde olsun.
They stole the senator's cabin cruiser, wrecked the telephone office, and killed Alice Foss!
Senatörün kamaralı teknesini çaldılar telefon santralını harap ettiler Alice Foss'u öldürdüler!
Planetary disrupter banks, calculate orbit of star cruiser now circling.
Bölücü heyetler, daire çizen yıldız kruvazörünün yörüngesini hesaplayın.
Destroy the star cruiser.
Yıldız kruvazörünü yok edin.
Sensors are picking up a Klingon battle cruiser rapidly closing on the station.
Sensörler istasyona yaklaşan bir Klingon savaş gemisi algılıyor.
It is definitely the stolen space cruiser, captain. The Aurora.
Kesinlikle çalıntı kruvazör, Aurora.
The son of the Catuallan ambassador is one of six we have beamed aboard from the stolen cruiser Aurora.
Catuallan büyük elçisinin oğlu, çalınan kruvazör Aurora'dan ışınladığımız altı kişiden biri.
Lieutenant Palmer, notify starbase we have the six aboard who stole the space cruiser Aurora.
Yıldız üssüne, Aurora'yı çalan 6 kişinin gemimizde olduğunu bildir.
Regrettably, the space cruiser itself - was destroyed.
Uzay kruvazörü yok edildi.
I was the first officer in the third, when he was captured by a German cruiser.
Bir tanesi ise şu anda İzmir limanında bulunuyor.
The cruiser Aurora.
Avrora Kruvazörü.