English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Ct

Ct translate Turkish

5,848 parallel translation
I suck.
Sıctım.
- You did awful.
- İcine sıctın.
One game you suck at.
Sıctıgın tek oyun.
A CT scan, staging chest, abdomen and pelvis to see if it's spread.
Bilgisayarlı tomografi, tümörün göğüs, karın ve kalça kısımlarına da yayılıp yayılmadığını göstericek.
Well, we are totally fucked.
Görünen o ki tamamen sıçtık.
My God, Mom, don't say "fucked." It sounds so wrong coming out of your mouth.
Yapma şunu anne, sıçtık deme senin ağzından çıkınca çok yanlış geliyor.
Hey, I... Fuck me, sorry. Fuck, sorry.
Hey, sıçtım, üzgünüm, siktir, üzgünüm.
Oh, God, I am fucked.
Tanrım, sıçtım ben!
It's a real kick in the ass.
... ağzımıza sıçtı resmen.
They messed us up pretty good, didn't they?
Ağzımıza iyi sıçtılar, değil mi?
Shit!
Sıçtık!
Shit!
Sıçtım!
Shit.
Sıçtık!
And that was just the beginning.
Bu sadece bir başlangıçtı.
Shit.
- Sıçtık.
"She's a double-edged sword."
"Keskin kılıçtır iki taraflı."
- Yo, Mike, you knocked him the fuck out.
- Mike, adamın ağzına sıçtın resmen ya!
Fuck. I was scared shitless waiting for you.
- Lanet olsun, seni beklerken altıma sıçtım.
You wanna explain to me how you took that task and fucked it up in every conceivable way?
O görevi alıp da akla gelebilecek her türlü yolla nasıl içine sıçtığını açıklamak ister misin?
- You've been shitting in here?
- İçeriye mi sıçtın?
To be honest, yes we offended you.
Gerçekten sen sıçtın.
- Really ruined it all.
- İkinizde sıçtınız.
- We are so screwed.
- Sıçtık.
Have a good fucking life, Michael.
Sıçtığımın hayatın güzel geçsin Michael.
I screwed up.
Sıçtım.
Shit. Fuck.
Sıçtık, siki tuttuk.
I flew over a few blocks to Agatha's peaceful tree, hard-working bird, but lately I've sucked, and I need to pull my shit together.
Öyle mi? Ben doğduğumdan beri Agatha'nın huzur ağacına varmak için uçuyorum uzun zamandır çalışkan kuşlar gibi davranmaya çalışıyorum ama son günlerde epey sıçtım ve bunları birlikte düzeltmemiz gerek.
Shit, shit, shit, shit, shit.
Sıçtık! Sıçtık! Sıçtık!
Oh, my God.
Sıçtık!
Maximum-bullshit prison?
Sıçtığımın yüksek güvenlikli hapishanesine mi?
Oh, shit.
Sıçtık!
Not being able to sleep'cos the junkie is always beating off.
Uyku bile uyuyamadım, keşler ağzıma sıçtılar.
And I am fucked.
Ve çok fena sıçtım.
He's totally screwing it up!
- Senaryonun içine sıçtı!
Oh, shit!
Sıçtım!
- Scared as shit, talk shit now.
- Korkudan altına sıçtı.
The one you shit on all the time?
Ağzına sıçtığın kadın.
You scared me to death!
Korkudan altıma sıçtım!
Shit.
Sıçtım.
- Shit!
Sıçtığımın yazıcısı!
He was a good diver.
Çok iyi bir dalgıçtı.
Shit!
Sıçtık.
Oh, God. I think I shit my pants.
Altıma sıçtım sanırım.
Susan, tell them you've shat your pants.
Hastayım! - Altına sıçtığını söyle Susan!
Holy shit.
Sıçtık.
One of these dead fuckers just shit his pants.
Bu ölü dümbüklerden biri altına sıçtı.
- We screwed up.
- Sıçtık.
- [All] Shit!
Sıçtık!
It was just the beginning.
Bu daha başlangıçtı.
The car I take a shit in, they towed it.
İçine sıçtığım arabayı çekici ile çektiler.
"Good luck, sir." I'm royally fucked.
"Bol şans, efendim." Asil bir şekilde sıçtım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]