English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cuddling

Cuddling translate Turkish

216 parallel translation
You two... always cuddling, huh?
Siz ikiniz hep kucak kucağasınız.
Cuddling in cars is dreary.
Bu arada, arabada seks gerçekten sıkıntı vericiymiş.
And all that cuddling and kissing with the kids.
Ve o çocukları kucaklamalar ve öpmeler...
When all the toys are home sleeping... cuddling to their pillows.
Tüm çocuklar evlerinde uyuyorlar... yastıklarına sarılmışlar.
"My hobbies include bike-riding, running, cuddling." Captain?
Hobilerim bisiklete binmek, koşmak ve sarılıp yatmaktır. "
You're cuddling me
Sen sarılıyorsun.
-'Cause ever since you could walk... you've been climbing'trees and cuddling'with your critters.
Yürümeye başladığından beri ağaçlara tırmanıp kokarcalara sarılıyorsun da, ondan.
We should be asleep, in our cuddling position.
Sarılmış konumda uyuyor olmamız gerekir.
I spent all day and night in bed yesterday cuddling with her pajamas till I realized she wasn't in them.
Dün bütün gün ve geceyi onun pijamalarına sarılarak geçirdim ta ki içinde olmadığını fark edene kadar.
We ended up cuddling.
Sonunda sarıldık.
She's over on your side, cuddling.
Senin tarafına gelmiş, sarıl.
I've seen you in bed with Akerblom, I've heard you kissing and cuddling.
Seni Akerblom'la yatakta gördüm, Öpüşüp, sarılıyordunuz.
If I were a woman, I'd like to be his girlfriend, walking in the park, hand in hand, wrapping my legs around him, cuddling in the spoon position and staring into his eyes over our morning coffee.
Kadın olsaydım, severek onun arkadaşı olurdum, onunla el ele parkta gezinti yapardım, onunla kucak kucağa uykuya dalardım ve sabahları kahveleri yudumlarken gözünün derinliklerinde kaybolurdum.
She's left cuddling me pillow.
Hayır. Yastığıma sarılmış uyuyor.
" A man who loves sleeping in on Sundays, sunset bike rides, cuddling by a roaring fire and late-night talks.
" pazar günleri uyumayı, bisiklet sürmeyi seven, Ateşli bir şekilde sarılan Ve gece konuşmalarını seven birini istiyorsun.
Isn't it a little early to be in our pj's... cuddling by the fire?
Şöminede ateş yakmak için sence de biraz... erken değil mi hayatım?
Oh my God, Ray! You know most husbands like cuddling with their wives.
Çoğu koca karısına sarılıp yatmaktan hoşlanır.
The only time a guy likes cuddling is if he thinks it's gonna lead to- - to lower cuddling.
Erkeklerin kucaklamaktan hoşlandığı tek zaman bunun alt tarafları kucaklamaya dönüşeceği zamandır.
Cuddling is nice, isn't it I like it
Sarılmak güzel, değil mi? Ben seviyorum.
Much better than cuddling
Sarılmaktan çok daha iyi.
So you're punishing her with a severe cuddling?
Bu yüzden sert bir kucaklaşmayla onu hırpalamaya karar verdin.
Alright, alright, enough with the kissing and the cuddling.
Tamam, pekala, bu kadar sarılma ve öpüşme kafi.
Cuddling.
- Sarılmak.
It's so much nicer to watch the storm pass cuddling with someone who loves you. "
Birden fazla insanla birlikte olma fikri heyecan verici olsa da onları bir kar fırtınası gibi düşünmelisin. "
The nicest thing about masturbation is afterward, the cuddling time.
Bence mastürbasyonun en iyi kısmı orgazm sonrası sarılma safhası.
I wouldn't mind cuddling under the covers with somebody.
Birine sarılıp uyumak istiyorum.
No... it's about good time sand cuddling up.
Hayır... İyi vakit geçirmek ve birbirine sokulmak ile alakalı.
A big man cuddling me.
Koca bir adam bana sarılıyor.
LIKE SALADS, DEODORANT, CUDDLING.
Salatalar, deodorantlar, ve sarılmak gibi.
Cuddling?
Peki ya sarıIma?
I should be cuddling up to my insomnia, worrying about how I'll mess up tomorrow.
Evde, yatakta olmalıydım. Uykusuzluğuma sarılmış, yarın işleri nasıl berbat edeceğimi düşünüyor olmalıydım.
No, it's just like cuddling, only damper.
Sarılmak gibi. Sadece daha ıslak.
- And no cuddling.
- Ve sarılmak da.
And me and my wife were cuddling. I mean, I was hitting it real manly, and I didn't get to finish.
ve karım ve ben birbirimize sokulmuştuk. demek istediğim, onunla yatıyordum, ve henüz bitirmemiştim.
You don't even have to phone in the cuddling.
Sarılmak için telefon etmene bile gerek yok.
Obligatory cuddling.
Mecburi sarılma.
Cuddling in front of the fire.
Ateşin karşısında sarılmak.
And I finally get what this cuddling fuss is all about.
ve en sonunda o gürültülü kısmı elde etmek.
So that's a no on cuddling?
Bu oynaşmak yok mu demek?
This guy makes the first killings of his life and then spends the next couple hours cuddling?
Bu adam ilk kez öldürüp iki saat cesetleri mi kucaklamış?
The cuddling was just to keep them calm while I decided whether to do it or not.
Kucaklama onları sakinleştirmek içindi. Yapıp yapmayacağıma karar verirken.
But do us a favor if it's you in there, dispense with the cuddling.
Bu odadaki insan sizseniz beni dinleyin : Romantikleşmeyin.
All right, Chris, now that we've talked about kissing and cuddling it's time to practice eating out at a fancy restaurant!
Tamam Chris, şimdi öpüşme ve sarılmaktan bahsettik, dışarıda yemek yeme pratiği zamanı... süslü bir lokantada.
And not just sex, but love... and a relationship, and laughing and cuddling and all that shit.
Sadece seks de değil. Aşk, ilişki, gülmek, sarılıp yatmak, falan filan işte.
So much for cuddling.
Sadece bir sarılma bekliyordum.
I thought you are a trustworthy boy but going out behind my back with that... that oily shopgirl... kissing and cuddling in public!
Bir daha olmayacak.
Cuddling, cuddling is interesting.
Sarılıyorlar!
She's cleared her schedule from 19 : 00 till 19 : 30, that means foreplay AND cuddling!
Bu ön sevişme ve kucaklaşma demek.
... cuddling...
- Sarılmayı.
- A lot of cuddling.
- Bolca okşama.
- I'm done. No cuddling, no sharing feelings?
Sarılma ve öpüşme falan yok mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]