English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cultured

Cultured translate Turkish

278 parallel translation
You are not in your barbarous hut in the Alps now, but in a cultured home.
Şu anda Alplerdeki barbar kulübende değilsin, kültürlü bir evdesin.
Is the only cloth the cultured moth Has never, ever eaten
Kültür güvesinin yiyemediği Bir yünden
An attractive, cultured, distinguished man of the world, Not a callow boy.
Çekici, kültürlü, seçkin, toy değil...
Your mama says that Mr. Marshall's a very educated, cultured gentleman.
Annen Bay Marshall'ın çok eğitimli ve kültürlü bir beyefendi olduğunu söylüyor.
And he's a cultured man from Boston.
Kendisi kültürlü bir Bostonlu.
Cultured.
Kültür.
It's a cultured kiss.
Kültürlü bir öpücük.
But if, on the other hand, he should meet a cultured woman of —
Ama diğer taraftan, kültürlü bir kadınla tanışması gerekiyorsa -
What cultured tomatoes.
Ne kültürlü piliçler.
He is a handsome knight with a pure heart, sensitive and cultured and every kiss from Beauty adorns him with ever more glorious qualities
Artık tertemiz kalbi olan, hassas kültürlü ve yakışıklı bir şövalyedir ve Güzel'den aldığı her öpücük onu daha muhteşem erdemlerle donatır.
I want him to be intelligent, considerate, cultured and a gentleman.
Zeki, düşünceli, kültürlü bir centilmen olmasını istiyorum.
Tecla : cultured pearls, costume junk.
"Tecla," işlenmiş inciler, giysi çöplüğü.
Three juries looked at that lovely dewy face... and heard that melting, cultured voice and said :
Üç jüri de o sevimli, ağlamaklı yüzüne bakıp da yumuşak ve düzgün konuşmasını işitince şöyle dedi...
I'm not very cultured.
O kadar terbiyeli değilim.
- Those are real cultured pearls.
- Bunlar gerçek el yapımı inci.
You're so cultured, so refined, so innoc...
Okumuş, kültürlü bir insansınız. Saf ve temiz...
This is an ancient, highly cultured civilization, so don't think you re any better than them because they can t speak English.
Burası çok tarihi vekültürel bir medeniyettir, İngilizce konuşamıyorlar diye kendinizi onlardan üstün görmeyin.
A little time ago, I saw my tailor a gentle, cultured man who liked to talk philosophy.
Kısa bir zaman önce, terzimi gördüm felsefe konuşmaktan hoşlanan kibar, kültürlü bir adamdı.
Cultured.
Kültürlü olmalıdır.
Besides everything else, he's a very cultured man.
Her şeyden önce, o çok kültürlü bir adamdır.
See, I regard you not only as a sympathetic and a cultured woman, but also the kind of woman a man could, at a pinch...
Gördüğün gibi sana sadece sempatik ve kültürlü bir kadın gözüyle bakmıyor aynı zamanda bir erkeğin gerektiğinde danışabileceği- -
Every truly cultured
Her terbiyeli
We listened to him speak, so cultured, well prepared,..
Konuşurken onu dinlerdik, öyle kültürlü, öyle hazırlıklı her zaman belgeleri vardı.
You're the last person I would have suspected, my... cultured friend.
Sen şüpheleneceğim, en son kişiydin benim,... kültürlü dostum.
Test the cultured organisms for biologic potency.
Çoğalan organizmaların biyolojik potansiyelini test edelim.
We'll never win the honorary title of a house of cultured communal living.
Kültürlü bir toplusal yaşamın onuruna asla nail olamayacağız.
And they want to be awarded the title of a house of cultured communal living!
Kültürlü bir toplumsal yaşamın onuruna nail olmak isterler bir de!
As we were cultured people, as the Germans, we had to touch adequate music erudite.
Biz de artık görgülü bir halk olduğumuza göre, Alman olduğumuza göre daha usturuplu, daha seviyeli parçalar çalmalıydık.
We'll do everything in a cultured manner.
Herşeyi adabıyla yaparız.
Ladies and gentlemen, from what was once an inarticulate mass of lifeless tissues, may I now present a cultured, sophisticated man about town.
Bayanlar ve baylar..... mesdames et messieurs,..... Damen und Herren, önceden aciz bir cansız doku yığını olan şey şimdi karşınızda kültürlü, bilinçli bir salon adamı.
'Cause art belongs to the cultured who can appreciate it.
Sanat onu anlayacak kültürlü insanlara aittir.
Didn't someone say war is the highest expression in life of a truly cultured people?
Birisi savaşın, kültürlü insanların yaşamının en yüksek mertebedeki ifadesi olduğunu söylememiş miydi?
You're so civilised, so cultured you and your priests.
Sen ve rahiplerin o kadar medeni, o kadar kültürlüsünüz ki!
Cultured men fascinate me!
Bilgili adamlar beni büyülüyor.
And cultured and self-confident.
Bilgili ve özgüvenli.
He says you have the look of a cultured man.
Çok kültürlü biri gibi göründüğünü söylüyor.
I spare no effort teaching you to be cultured.
Ben kültür için eğitimde hiç bir çaba göstermedim.
Just write it for me on a paper, for it to look cultured.
Yalnız benim için bir kağıda yaz, kültürlü görünmek için.
But it should be cultured.
Bu kültüre ihtiyacım var.
All right, you'll have it cultured.
Tamam, seni kültürlü yapalım!
You speak cultured German. You'll be working with him alone and he's an unhappy man.
Yüksek Almanca konuşuyorsun Onunla yalnız çalışacaksın.
He's never seen a dinner given by cultured people.
Kültürlü insanların verdiği bir daveti hiç görmemiş.
This is a very cultured city.
Burası çok kültürlü bir şehir.
Witty, cultured, owns own vibrator. "
Zeki, kültürlü, kendi vibratorüne sahip. "
Someone more cultured.
Daha kültürlü biriydi.
We buy cultured pearls.
Kültür incileri satın alırız..
He's cultured and he's honourable.
Çok kültürlü ve gururlu biri.
Dear CC, sometimes I get sick of words like "proper," "well-bred," "cultured."
Sevgili CC, bazenleri "terbiyeli, asil görgülü" gibi kelimelerden çok sıkılıyorum.
She's cultured, she's saving it...
Düzgün bir hanim. Terbiyeli, terbiyesini koruyor...
Oh, you... Oh, I know I'm just ignorant, of course. Not a cultured person or a music teacher, just your mother.
Biliyorum ben cahilin biriyim, kültürlü biri ya da müzik öğretmeni değil sadece anneyim!
- Yeah, but I've been cultured since.
Doc, sen bundan daha beter bir yerde büyümedin mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]