Cummings translate Turkish
401 parallel translation
- And this is Mr Phil Cummings.
- Ve bu da Bay Phil Cummings.
Thank you, Cummings.
Teşekkürler, Cummings.
Susan Cummings, Polly Finn -
Susan Cummings, Polly Finn -
Fee Baker, Susan Cummings, Dorothy Bird, Polly Finn, Gwladys Swinton and me.
Fee Baker, Susan Cummings, Dorothy Bird, Polly Finn, Gwladys Swinton ve ben.
Susan Cummings, June 24.
Susan Cummings, 24 haziran.
It may interest you too to know that the man we have depicted for you... as State's Attorney Harvey... was actually a Connecticut lawyer named Homer Cummings.
Size Eyalet Savcısı Harvey olarak gösterdiğimiz adamın aslında Connecticut'lı bir hukukçu olan Homer Cummings olduğunu bilmek ilginizi çekebilir.
Ooh! There's Mrs. Cummings.
Bak, Bayan Cummings.
Is that Mrs. Frank Cummings?
Bayan Frank Cummings mi?
Won't you join us again tomorrow night, Mrs. Cummings?
Yarın akşam bize katılır mısınız Bayan Cummings?
Eddie Cummings could take over, if Frye tells him what to do.
Eddie Cummings belki, kontrolü devralabilir. Tabii Frye O'na yapacaklarını anlatırsa.
He has a girl, Julie Cummings.
Julie Cummings sevgilisiydi.
- Julie Cummings.
- Julie Cummings.
Casey, Christianson, Cummings.
Casey, Christianson, Cummings.
I have no power to retract, Mr Cummings.
Yazıyı geri çekme yetkim yok Bay Cummings.
Ah, Major Cummings.
Binbaşı Cummings.
- Major Cummings.
- Binbaşı Cummings.
Pete, this is Cummings, Master Control.
Pete, ben Cummings. Merkez kontrol.
Major Cummings had the best explanation so far... mental vampire.
Binbaşı Cummings şimdiye kadarki en iyi açıklamayı yaptı. Kaçık vampir.
Oh, this is Major Cummings from the base.
Bu Binbaşı Cummings. Üsten.
Prof. Walgate, Major Cummings from the air base to see you.
Prof. Walgate, üsten Binbaşı Cummings sizi görmeye geldi.
- For this reason, I've asked Major Cummings to this meeting.
- Bu sebeple Binbaşı Cummings'i toplantıya çağırdım.
- Any word yet from Major Cummings?
- Binbaşı Cummings'ten bir haber yok mu?
I've been trying to locate Major Cummings.
Binbaşı Cummings'i bulmaya çalışıyorum.
Major Cummings.
Binbaşı Cummings.
Major Cummings said he'll be back soon.
Binbaşı Cummings geri geleceğini söyledi.
Major Cummings?
Binbaşı Cummings?
This is Commissioner Cummings with me, Jonesy.
Benimle birlikte olan görevli Cummings, Jonesy.
[judge pounding gavel]
YÜKSEK MAHKEME, ALTINCI DURUŞMA YARGIÇ CUMMINGS Bay Bedeker...
- Good night.
İyi geceler. İyi geceler Bay Cummings.
- Good night, Mr. Cummings.
İyi geceler.
My new Anglia. What's that you saying?
Ne dediniz Bay Cummings?
Thank you, Mr. Cummings.
Teşekkürler.
Mr. Cummings, I haven't got very much time.
Bay Cummings... Fazla vaktim yok.
There we are. - Good day, Mr. Cummings.
- İyi günler Bay Cummings.
Mr. Cummings, Mr. Berger Jr. wants to see you.
Bay Cummings. Bay Berger Jr. Sizi görmek istiyor.
What are you waiting for, Cummings?
Orada beklemeyin Bay Cummings. İçeri gelin.
Cummings, I'm virtually taking over the sales and production side from my father.
Ben... Satış ve üretim departmanını babamdan devralmış durumdayım.
The point is, Cummings, I think I can get quite a bit more out of our sales division.
Kısa keseceğim Cummings. Sanırım satış departmanımızdan biraz daha fazlasını elde edebilirim.
It's not just the question of getting around, there are new methods of salesmanship today.
Cummings, problem sadece bir yerlere ulaşmak değil. Günümüzde yeni pazarlama yöntemleri var.
Good night, Cummings.
İyi akşamlar Cummings.
You've been very helpful, Mr. Cummings, but proof means witnesses, evidence and statements.
Bize çok yardımcı oldunuz Bay Cummings. Ama kanıt, tanıklar, delil ve ifadeler demektir.
You'll be hearing from us in due course, Mr. Cummings.
Bizden mutlaka haber alacaksınız Bay Cummings.
This is Mr. Cummings.
Bu da Bay Cummings.
Mr. Cummings saw you talking to the newspaper seller,
Sanırım Bay Cummings sizi bir gazete satıcısıyla konuşurken görmüş.
This is the man you saw, Mr. Cummings?
Gördüğünüz adam bu mu Bay Cummings? Evet.
It's not just the buses...
Sizi görmek her zaman güzel Bay Cummings.
Always pleased to see you, Mr. Cummings, on time...
Tabii zamanında.
I suppose that's the word.
- Teşekkürler Bay Cummings.
I hope so, Cummings.
Umarım öyle olur Cummings.
Hello, Sergeant.
Alo, çavuş? Benim, Cummings.
This is Cummings here.
Haber var mı?