English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cunning

Cunning translate Turkish

1,078 parallel translation
The creator who made you cunning made my eyes efficient enough to perceive objects without aid.
Seni yaratan Tanrı benim gözlerimi yardım almadan görebilecek kadar iyi yaptı.
Maitre Fallot told me that you need a cunning man.
Danışman Fallot becerikli bir adama ihtiyacınız olduğunu söyledi. Emrinizdeyim!
But need an attorney at law, not a cunning person.
Bir avukata ihtiyacım var becerikli bir adama değil. - Görüyorum..
By cunning... and put him to death.
Hileyle... Onu öldürmeliyiz.
They're very resourceful and cunning.
Çok becerikli ve kurnazlar.
when I bend it. That's very cunning.
Bu çok kurnazca.
What a cunning devil.
Ne kurnaz bir şeytan.
But perhaps the most ingenious... the most cunning of all criminal masterpieces... was the Great Gold Robbery of Cairo.
Ama belki de bütün bu suç şaheserlerinin en ustaca, en kurnazca olanı... Mısır'daki altın soygunuydu.
They have the gold, gentlemen... but they must find the one man in Europe who possesses the skill... the cunning and the genius to attempt an enterprise of such enormity.
Altın onların elinde beyler ama Avrupa'da bu namussuzluğa girişebilecek kadar kabiliyetli, kurnaz.. ... ve dahi olan adamı bulmaları gerekiyor.
It was cunning.
Planım çok zekiceydi.
But art thou not advised... he took some care to get her cunning schoolmasters to instruct her.
Ama... sen de duydun, değil mi, kızı iyi yetişsin diye öğretmen tutmak istiyor?
Cunning in Latin. And Greek. And other languages.
Latince'de ustadır... ve Yunanca'da... ve diğer dillerde.
In green, jealous, a sorceress... full of artifice and cunning, sadistic... capable of incredible meanness and cruelty.
Yetenekli ve kurnaz, ama mesafelidir. AkıI almaz düzeyde acımasız olabilir.
His mouth is full of evil words and cunning.
Ağızlarından küfür, yalan ve tehdit eksik olmuyor.
An old druid, a cunning little one and a fat oaf?
Bir yaşlı Rahip, kurnaz küçük biri ve şişko bir sakar?
We use initiative and cunning
Girişkenliğimizi ve kurnazlığımızı kullanırız.
I'll prove more true than those that have more cunning to be strange.
İnan. kurnazlık yapıp çekingen duranlardan daha bağlı olacağım sana.
My power and my cunning are unequaled on Earth.
Ben dünyanın en güçlü kişisiyim, üstelik de en büyük.
Why am I not a cunning lawyer working in the big city?
Niye, büyükşehirde üçkağıtçılık yapan bir avukat değilim?
He is a cunning as a fox.
Tilki gibi kurnaz.
Cunning like a fox... and ferocious as a hyena.
Tilki gibi kurnaz sırtlan gibi yırtıcı bir adamdır.
I have to be careful in dealing with... a cunning man like you
Senin gibi bir hilekara karşı... çok dikkatli olmalıyım!
They're a cunning kind, they'll never return it.
Çok anasının gözüdürler, asla geri vermezler.
The man was very intelligent, very bright, clever and cunning, but he had a very perverse side to him, in that he harbored great hate for the accused, especially if the accused was left-wing.
Adam çok zeki, çok akıllı, münevver ve kurnaz biriydi ama ona karşı çok ters bir yanı vardı öyle ki sanık için büyük nefret besliyordu özellikle de sanık solcu ise.
But remember, Antony is a cunning and crafty enemy.
Ama unutmayın, Anthony kurnaz ve düşman!
A cunning fellow.
Kurnaz biri.
Making a soufflé requires alertness and cunning and patience.
Sufle yapmak dikkat, hüner ve sabır ister.
What a shame. All that superb engineering, and all that cunning espionage, for naught.
Ne yazık, bütün bu süper teknik ve bütün o usta casusluk havaya uçtu.
Mr. and Mrs. Watson of Hull... chose a very cunning way of not being seen.
Hull'dan Bay ve Bayan Watson görünmez olmak için çok kurnaz bir yol seçtiler.
Trimingham is far too cunning for him.
Trimingham ona göre fazla saf.
The slave owner used his cunning and violence... to chain the slaves... and the slaves used cunning and violence to break chains.
Köleleri zincire vurmak için aklını kullanan ve şiddete başvuran köle sahibiyle, aklını kullanan ve şiddete başvurarak zincirlerini kıran köleler.
The slave used cunning and violence... "
Köleleri zincire vurmak için aklını kullanan ve... "
And the slaves used cunning and violence to break chains.
... aklını kullanan ve şiddete başvurarak zincirlerini kıran köleler.
The queen... cunning.
Vezir... kurnazca.
Li Gu is cunning
Li Gu sinsi biridir.
"So Bob St. Clare, cunning like a wildcat, escaped Karpof`s grip."
"Öyle ki Bob St. Clare, bir kaplan kurnazlığıyla, Karpof'un tuzağından kurtuldu."
All of us in the underground. We all live on our cunning and our instinct.
Direniş örgütündeki herkes gününü kurnazlığına ve içgüdülerine güvenerek geçiriyor.
He has the strength of ten, and cunning besides.
10 kişi kadar kuvvetli ayrıca kurnaz da.
That lock's as tight and cunning as a money lender.
Kilidi o kadar sıkı ki, borç para veren tefecilere benziyor.
Cunning.
Kurnaz.
Cheers, your old cunning.
Şerefe, şerefe seni yaşlı kurnaz!
Always the cunning devil. Ever the selfish little beast.
- Her daim kurnaz bir şeytan Her zaman çok bencilsin
- He is a serpent of subtlety. A giant of cunning.
- Kurnaz bir yılan koca bir şeytan
He was cunning enough to insinuate himself... into the good graces of my family.
Kendisini soylu ailemize dahil etmeyi başaracak kadar kurnazdı.
Be cunning in order to live.
Yaşamak için kurnaz ol.
Communists are cunning.
Komünistler kurnazdır.
That man is sly and cunning, escaping the way he did!
Bu adam çok sinsi ve kurnaz, elimden kaçırdım onu!
The cunning old devil.
Kurnaz, yaşlı şeytan.
As cunning as a snake, as malicious as a shark.
Yılan gibi sinsi, köpekbalığı gibi cani.
– He was the best starpilot in the galaxy and a cunning warrior.
– Galaksideki en iyi pilottu. Çok kurnaz bir savaşçıydı.
Chose a very cunning way of not being seen.
Görünmemek için çok kurnaz bir yol seçmişler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]