Curtains translate Turkish
1,672 parallel translation
- The new curtains are hideous.
Perdelerin iğrençti.
I wonder if they know their curtains are open.
Perdelerinin açık olduğunu fark etseler ne yaparlardı merak ediyorum.
I made sure it matched the curtains...
- Perdelere uyacağından eminim.
Which curtains? - The ones in our living room. Which curtains?
- Hangi perdelere?
Mahogany panelling, velvet curtains.
Maun döşeme, kadife perdeler.
Curtains are drawn.
Perdeler çekilmiş.
If I get caught like that, it's curtains anyway.
Zaten öyle yakalanırsam, işim biter.
I love the new curtains.
Yeni perdelere bayıldım.
We can stand by the curtains and be quiet.
Perdenin orada sessizce dururuz.
Meat curtains.
- Etten perdeler.
Well, you buy curtains you walk the dog you cook meals for two you finish school and you have sex once in the morning and once in the night.
Perdeler alıyorsun. Köpeği dışarı çıkarıyorsun. İki kişilik yemek pişiriyorsun.
Not to mention the butterflies that land on the flowers on the curtains!
Çiçeklerden paçayı kurtarmış perdedeki kelebeklerden.. .. söz etme bile!
Big windows... cool breeze coming through, curtains flying...
Büyük pencereler... temiz hava, perdelerin uçuşması...
A concrete floor is very cold. Also terribly hard And let's have only light-coloured curtains
Evimiz olduğunda, yerler tahtadan olsun.
This house. Such a balcony. Such curtains.
Bu ev... böyle balkon, böyle perdeler.. aptaL!
The curtains behind which she shies
Hiçbir perde benim acımı saklayamaz, hiçbir yalan beni korumaya kalkamaz.
No curtains hide my pain, no lies try to guard me
Beni yaraladığında değil sadece onun kelimeleriyle inciniyorum.
"Curtanny" means "curtains".
"Gardin", "perde" demektir.
You were always showing off behind the curtains.
Sen her zaman perde arkasında gizleniyordun.
- We didn't have any curtains.
- Bizim hiç perdemiz olmadı.
The white curtains billowed.
Beyaz perdeler dalgalandı.
For example, the tables, the chairs, the curtains, the fire irons.
Örneğin masalar, koltuklar, perdeler, şömine maşası gibi.
I think it's curtains for the pussycat, Buzz.
Sanırım kedicik perdeleri indirdi, Buzz.
The carpet match the curtains?
Başka bir yerindeki tüyler ile aynı renk mi?
Let's go ahead and close the curtains and not accept any money while we're ahead.
Perdeleri kapatalım ve biz işi bitirene kadar hiç bir parayı kabul etmeyelim.
Pulls the curtains, won't leavthe apartment.
Perdeleri çeker, evden çıkmaz.
-'Cause I was thinking with those bead curtains there, it would be real fun if I could get all tangled up and caught in them.
- Bir de şu boncuklu perdelerden koyabiliriz. Dolanıp kurtulamam falan, çok komik olur bence.
Jane? Jane, are you framed up on the curtains?
Jane, çekiyor musunuz?
Behind the curtains, water damage.
Perdenin arkasındaki duvarsa küflenmiş.
Yeah, well, we've all seen your talent, which is a nice way of telling you why don't you put some curtains on your bedroom window?
Evet, hepimiz yeteneğini gördük. Bu da "Yatak odası pencerende neden perde yok" un kibar soruluşu.
Then I hid behind the curtains, and he put his MP3 device right back in his ears.
Sonra perdenin arkasına saklandım ve yeniden taktı.
And blackout curtains delivered and ready to be installed, check.
Karartma perdeleri geldi ve takılmaya hazır. Tamam.
So, Doug, are those curtains new?
Perdeler yeni mi Doug?
I suggest hospital curtains.
Hastane perdesi almanızı öneriyorum.
These curtains, they absolutely shut out the light?
Bu perdeler, ışığı tamamen kesiyor mu?
[Muffled] Because she was planning to put curtains up.
Çünkü perdeler yapmayı planlıyordu.
I like the curtains.
Perdeleri çok beğendim.
and curtains.
ve perdeler.
You saw him through curtains.
Onu perdelerin arkasından mı gördün?
They caught the curtains over the sink and I panicked.
Alevler perdeye sıçradı ben de panikledim.
I drew back the curtains for him.
Onun için perdeleri açtım.
Something that looked like curtains with red flowers on them blowing in the wind.
Rüzgarda dalgalanan, üzerinde kırmızı çiçekler olan perdeye benzer bir şey.
Something that looked like curtains with red flowers blowing in the wind.
Rüzgarda dalgalanan, üzerinde kırmızı çiçekler olan perdeye benzer bir şey.
Maybe it wasn't curtains.
Belki perde değildir.
They match the new curtains we hung in your tree house.
Göz alıcı değiller mi? Ağaç evine yeni astığımız perdelerle de uyumlular.
Hello, I'm Rachel with Quality Curtains.
Merhaba, Ben Ratchel, Kalite Perde'den.
You sure you need curtains?
Gerçekten perdeye ihtiyacınız -
Shall I open the curtains? You did say you liked the night view from here! Yes...
Bu doğru, uzun zaman önce kimseyi öldürmeyeceğime, kimsenin ölmesine izin vermeyeceğime yemin ettim... günahlarım için tövbe ettim.
But shine a light sideways across the ceiling... then you can see that each little blue lamp is surrounded by a curtain of glistening, beaded filaments, curtains that are invisible at other times.
Ama tavanın öteki tarafını aydınlatırsanız her bir küçük mavi ışığın, aslında ışıl ışıl parıldayan ve başka zaman gözle görünmeyen, boncuklu liflerden oluşmuş perdelerle çevrili olduğunu görürsünüz.
Your curtains will go.
Perdelerin kalkacak.
I brought your special curtains.
Sana özel perdeler bile getirdim.