English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / D��j��

D��j�� translate Turkish

2,373 parallel translation
- Turk, I need some help with J.D.
- Turk, J.D. ile ilgili yardımına ihtiyacım var.
J.D. : I knew exactly what to say, but the longer I waited, the more I knew it would make her squirm.
Ne söyleyeceğimi çok iyi biliyordum, ama ne kadar beklersem o kadar fazla kıvranacağını biliyordum.
J.D. : It can be an answer you don't expect.
Beklemediğiniz bir cevap olabilir.
J.D. : Or a question you wish you didn't know the answer to.
Ya da keşke cevabını bilmez olsaydım diyeceğiniz bir soru.
If you had to come up with the ultimate sexual experience for J.D., what would it be?
Eğer J.D. için dorukta bir cinsel fantezi tasarlayacak olsan, bu ne olurdu?
J.D. : For Jo, it was just gonna be a good, old-fashioned verbal beat-down.
Jo için ise, eski usul, güzel bir azarlama olacaktı.
J.D. : Yep. Speechless.
Evet, nutkunuz tutulur.
J.D. : Time to make things right.
Durumu düzeltme zamanı.
See, that is the kind of passion that I want tonight with J.D., but we've hooked up so much in the past,
Gördün mü? J.D. ile akşam böyle tutkuyla sevişmek istiyorum.
J.D. Might like the idea of that, but if he loses too much oxygen he'll get dizzy, and then his Space Needle will become his space noodle.
Fikir, J.D.'nin hoşuna gidebilir, ama fazla oksijen kaybederse, sersemliyor böylece uzay mekiği, pişmiş uzay makarnasına döner.
I just want things to be different with J.D. This time, to be better.
J.D. ile beraberliğimizin bu sefer daha farklı, daha iyi olmasını istiyorum.
If you want things to be different with J.D. This time around, you're gonna have to give up all of that immature, neurotic over-thinking and just be with each other.
Eğer J.D. ile daha farklı bir ilişki istiyorsan o toy, evhamlı, aşırı endişelenme krizlerinizi bir kenara bırakıp yalnızca birlikte olmanın zevkine bakmalısınız.
J.D. : I knew I couldn't fix Jo, but I could still give her a push.
Jo'yu düzeltemeyeceğimi biliyordum, ama yine de yönlendirebilirdim.
J.D. : And even if some people can only take a baby step...
Bazı insanlar küçük adımlarla ilerliyor olsalar da...
- J.D. : Is he a patient here?
- Hastanede mi yatıyor?
J.D. : Why on the roof?
Neden çatıda?
J.D. : Turk and I used Katie as a messenger service.
Turk'le birlikte Katie'yi ulak olarak kullanıyorduk.
Go back and say, "J.D. Says you're welcome. " And here's a little something for your bottom. "
Şimdi git ve ona, "J.D. bir şey değil diyor," bu da kıçın için küçük bir hediyeymiş de.
J.D. : Elliot didn't think it was interesting, so they went to the person who settled all disputes between nurses and physicians.
Elliot ilginç olduğunu düşünmediği için doktorlar ve hemşireler arasındaki sorunların arabulucusuna gittiler.
J.D. :
Haydi!
J.D. : How lucky was that?
Amma şanslıydım ha!
J.D. :
Ne?
J.D. :
Çıktığımda, küt küt seslerinin Hizmetli'nin çekicinden mi yoksa Dr. Cox'un en sonunda köşeye sıkışmasının kafamdaki yansımasından mı geldiğini anlayamamıştım.
Mr. Vaughn needs to be back here in a bed, and you know it. J.D. :
Bay Vaughn'un hastaneye dönmesi gerekiyor ve bunu biliyorsunuz.
J.D. : It's scary how easy it is to become resigned to your lot in life.
Kaderinize bu kadar kolay boyun eğmeniz korkutucudur.
J.D. :
Bana gelince, kısmetimden memnundum.
J.D. : Or not.
Ya da olmaz.
My first concert was Rob Base D.J. E-Z Rock.
İlk gittiğim konser, Rob Base ve D.J. E-Z Rock idi.
- Rob Base and D. J...
- Rob Base ve D. J...
- J.D. : We still need those rooms.
- Hâlâ o odalara ihtiyacımız var.
J.D., good news, Cox just added two new negative pressure rooms.
İyi haberlerim var, Cox iki tane negatif basınç odası ekledi.
J.D. : But still, with Dr. Cox, winning has ramifications.
Ama konu Dr. Cox olduğunda, kazanmanın mutlaka yan etkileri olurdu.
J.D. : And then Ted remembered what the Janitor had said about confidence.
Sonra Ted, Hizmetli'nin özgüven konusunda söylediklerini hatırladı.
J.D. : As I watched Ted, I realized that a little confidence is a good thing.
Ted'i izlerken biraz özgüvenin iyi bir şey olduğunu fark ettim.
J.D. : You're bound to miss one.
... illa ki bir tanesini kaçırırsınız.
J.D. : And before you know it, the floodgates open.
Ve siz farkına bile varmadan baraj kapakları açılır.
J.D. : And something big falls through the cracks.
Sonra da çatlaklardan büyük bir şey düşer.
- J.D., he needs our help.
- J.D., yardımımıza ihtiyacı var.
J.D. : As I watched Dr. Cox, I realized he was going to do it all.
Dr. Cox'u izlerken fark ettim ki, hepsini yapacaktı.
My father was JD Blake.
Babamın adı J.D.Blake idi.
And he never put it together that you're JD Blake's daughter?
J.D.Blake'in kızı olduğunu nasıl anlamadı?
Check that out. JD Blake's signature right next to Melanie's mom's.
Bak, J.D.Blake'in imzası, Melanie'nin annesinin imzasının yanında.
J.D., juan already shut down the grill.
J.D., JUAN çoktan kapadı ızgarayı.
The D.O.J. Is about to file criminal charges against me.
Adalet Bakanlığı aleyhimde suçlamalar yapmak üzere.
I've completed three postgraduate degrees while in detention a J.D., which is, of course, a law degree another advanced degree in the psychology of jury selection.
Hapisteyken üç yüksek lisans derecesi tamamladım bir JD, yani hukuk derecesi jüri seçimi psikolojisi üzerine bir başka ileri derece.
Clubs have D.J.'s and champagne.
Kulüplerde DJ ve şampanya vardır.
You got D.J. killed and now he's got to get killed again.
D.J.'in ölmesine sebep oldun ve şimdi de o öldürecek.
N.J. - - no joke.
Ş. D.... Şaka değil.
There's a D.J. He's supposed to be cold-blooded.
Orada bir D.J var, bayağı soğukkanlı olmalı.
Then that guy. J.D Tollington... bought the place during the depression.
Sonra da J.D Tollington adındaki bir adam ekonomik kriz zamanında evi satın almış.
Or, rather, it was Douglas Jay Fendle.
Ya da, daha doğrusu Douglas J. Fendle'dı.

© 2017 - 2023 Translate.vc | translate.vc.com@gmail.com