English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / D'être

D'être translate Turkish

23 parallel translation
Your entire raison d'être is out the window?
Bütün varoluş sebebini camdan dışarı mı atıyorsun?
And yet, it is my raison d'être.
Even so, she is my raison d'être.
It's sort of our raison d'être, you know?
Bu bizim dünyadaki tek amacımız, çünkü.
This journey is his raison d'être.
Varoluşlarına has bir eğilimdir yaptıkları.
If we must fight, we will fight. If we do, there will be no mercy.
Komün'ün "raison d'être" i olan toplumsal devrime yardım etmek.
Now we must go to the barricades to look after these people. We're offering help and support, but if nobody wants it, we'll do it alone.
Toplumsal adaleti savunan bizler bu sınıf için hiçbir şey yapmazsak, Komün'ün raison d'être'ini yerine getirdiğini görmem mümkün olmaz.
I thought vengeance demons only punished men who wronged women. Oh, that was Anya's little raison d'être.
İntikam iblislerinin sadece, kadınlara kötü davranan erkekleri cezalandırdığını sanırdım.
Today you are the Springsteen family's raison d'être. Come in, come in. - Was your drive long?
İçeri geçin Yolculuk uzun muydu?
Trust in me, and my raison d'etre.
Bana Güven, ve benim raison d'être
D'être precis, it is a molar taken from the upper jaw of St. John.
- Kesinlikle. Yahya Peygamberin üst çenesinden alınan bir azı dişi.
Removing Joe Chill as the killer of Batman's parents effectively deprived him of his raison d'être.
Batman'in ailesinin katili Joe Chill'i ortadan kaldırmak Batman'in varoluş nedeninin yok olmasına sebep oldu ( raison d'etre ).
That's my raison d'être :
Başım dik ve sarsılmadan, ihanetle geçen günler ve teslimiyetle geçen geceleri atlatacağım.
Mr. President, you have to worry for the country, day and night It's our mission and our raison d'être, to remove any obstacles and solve problems and aid you in achieving your goals
Halkımızın sahip olduğu sorunları çözmenizi mümkün kılmak bizim misyonumuz ve varoluş amacımızdır.
Art crimes are your FBI raison d'être.
Sanat Suçları senin FBI güvenliğin.
The Central Party is in tatters. They have time to find its raison d'être.
Orta Yol artık bitti, hükümette yer almadan önce varlıklarını sürdürmek için bir sebep bulmaları gerekecek.
C'est un honneur pour moi d'être nominé.
C'est un honneur pour moi d'être nominé.
It's my raison d'être.
Bu benim "raison d'être" m ( fr : varoluş nedenim ).
I've been thinking just how wretched it would be if my own raison d'être... wreaking havoc and pain on earth were taken from me.
Var oluş nedenimi başıma kakmanı düşünüyordum. Dünyanın bana verdiği zarar ve acının benden alınışını düşündüm.
I've been thinking just how wretched it would be if my own raison d'être were taken from me.
Var olma nedenim benden alınırsa nasıl yıkılırdım onu düşünüyorum.
What is this revenant's raison d'être?
Bu hortlağın var olma nedeni ne?
Predicting history is our team's raison d'être, yet you traded the amulet to our enemies, a choice which will no doubt have countless repercussions on history.
- Takımımızın varoluş sebebi tarihi korumak ama sen tılsımı düşmanlarımızla takas ettin. Böyle bir tercihin tarihe sayısız etkisi olacağına hiç şüphe yok.
This is someone whose whole raison d'être is avenging the loss of her mother.
"Raison d'etre" sinin tek nedeni, annesini kaybetmenin intikamını almak.
"Raison d'être"?
- "Raison d'etre" mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]