Dally translate Turkish
195 parallel translation
Let's not dilly-dally.
Oyalanmayalım.
Dally, daily, daily.
Vakit öldürmece.
Nothing around here all day but dilly-dally.
Bütün gün vakit öldürmece, başka bir şey yok.
Come for the third, Laertes, you do but dally.
Gelelim üçüncüye, Laertes. Ama bırakın şakayı, gösterin artık kendinizi.
I dally a while with you.. you jackall.
Eğlenirim seninle seni aptal şaşkaloz.
One can dally with my mistress, but touch my wife and I turn into a tiger!
Sevgilime dokunabilirler ama karıma dokunurlarsa karşılarında bir kaplan bulurlar!
Take heed you dally not before your king... lest he that is the supreme King of Kings... confound your hidden falsehood... and award either of you to be the other's end.
Kralınızın huzurunda oyun oynamayın sakın! Yoksa, ulu Krallar Kralı art niyetinizi açığa çıkarır ve birinizin sonu ötekinin eliyle gelir.
- And don't dilly-dally.
- Ve sallanma.
- Not dilly-dally.
- Sallanmak yok.
Dally the rope to the saddle.
Oyalanmadan, ipi eyere bağla.
I won't even remember the fancy gals I dally with or the men I carve up just out of pure cussedness any more than I'll remember you.
Birlikte olduğum kızların kim olduklarını bile hatırlamayacağım ya da sırf serserilik yüzünden bıçakladığım adamları senin de onlardan bir farkın olmayacak.
I borrowed it from a friend, not being one of those rich ladies who have nothing better to do with their time than dilly-dally with seamstresses.
Zengin olmadığım için, bir arkadaştan aldım... terzilerde oyalanmaktan başka işi olmayan birinden.
That's the trouble with Dally.
bu Dally çok rahatsızedici
What was it, Dally?
mevzu neydi, Dally?
Oh, no, Dally, you weren't wrong.
Oh, hayır, Dally, sende yanlış yok.
DALLY :
DALLY :
But we must not dally.
Ama zaman kaybetmemeliyiz.
Tell His Majesty we've also taken a vow not to dally with females till all his enemies are vanquished.
Majestelerine söyle, tüm düşmanlarını yenene kadar kadınlarla düşüp kalkmamaya da yemin ettik.
We can no longer dilly-dally...
Artık oyalanma vakti geçti.
If you were a really ambitious time traveler you might not dally with human history or even pause to examine the evolution on Earth.
Tutkulu bir zaman yolcusuysanız insanlık tarihi sizi bağlamaz hatta Dünya'nın evrimini gözlemleyebilirdiniz.
Don't want to dilly-dally.
Vıdı vıdı istemem.
Don't dilly dally.
Oyalanma.
Why aren't you scared of us like you were of Dally?
Neden bizden de Dally'den korktuğunuz gibi korkmuyorsunuz?
Yeah, where is Dally?
Evet, nerede dostumuz Dally?
You guys seen Dally?
Siz Dally'yi gördünüz mü?
- Dally got a blade?
- Dally'nin bıçağı var mıydı?
We gotta see Dallas.
Biz Dally'yi görmeye geldik.
Dally's gone.
Dally gitti.
Not Dally, too!
- Dolu değil!
" I want you to ask Dally to look at one.
" Dally'den de bakmasını istemelisin.
" Tell Dally, I don't think he knows.
" Anlat Dally'ye, çünkü bildiğini sanmıyorum.
You, uh, knot your rope to the horn, or you dally it?
İpini boynuza mı dolarsın, yoksa haylazlık mı yaparsın?
- Dally?
- Haylazlık mı?
Oh, I was just, uh, showing'him how to dally his rope.
Sadece ona, ipini nasıl dolayacağını gösteriyordum.
Don't dilly-dally. "
Ivır zıvırla oyalanmayın. "
What's that mean, "dilly-dally"?
"Ivır zıvır" da ne demek şimdi?
Don't dilly-dally!
Sallanmayın!
- Don't dilly-dally. That's it.
- Sallanmayın, evet böyle.
You do but dally.
gücünü kullan.
You can't dilly-dally any longer, Craiggy-weggy.
Böyle vakit geçiremezsin artık Craig'cik,
Come for the third, Laertes, you but dally.
Üçüncü ele gelelim, Laertes. Gösterin artık kendinizi bırakın artık şakayı.
If you think you can make a nickel in this town without knowing how to dally around a few curves, well you know nothing of the gambling industry.
Bu şehirde, numara çevirmeden... bir tek metelik kazanacağını sanıyorsan... kumar endüstrisini tanımıyorsun demektir.
We're almost at Harvest and you dally with this child.
Hasat vakti neredeyse geldi ama sen bu çocukla uğraşıyorsun.
Don't dilly-dally. Ask your questions, get out.
İçeride sakın fazla oyalanma.
Consider that motivation not to dilly-dally.
Uyuşukluk yapmamak için motivasyon olsun.
All right, let's not dilly-dally.
Tamam, burası dilly-dally değil.
Don't dilly dally.
Fazla sallanma.
Come along. There's no time to dally.
Boşa harcayacak zamanımız yok.
It was Dally.
Arayan Dally'ydi.
Tell Dally I think it's worth it.
Dally'ye de buna değeceğini söyle.
Let's not dally.
Hadi oyalanmayın.