Dancin translate Turkish
299 parallel translation
I'd like to dance with you the worst way, ma'am... but since all the dancin'I've ever done was behind a plow, I -
Sizinle dans etmeyi çok isterim ama beceremem ki. Bildiğim tek dans tarlada pulluk dansıdır.
You saw Thor dancin with Jeb, didn't you?
Thor'un Jeb'le dans ettiğini gördün değil mi?
If she was dancin'with a tramp, she'd look like a tramp.
Bir serseriyle dans ediyor olsaydı, bir serseri gibi dururdu.
Dancin'in the rain
# Dans ediyorum yağmur altında #
And dancin'in the rain
# Ve dans ediyorum yağmurda #
I'm dancin
# Dans ediyorum #
Feel like dancin'down the street To that Broadway rhythm
# Dans etmek gelir içimden sokak boyunca # # şu Broadway ritmi uğruna #
Feel like dancin'down the street
# Dans etmek gelir içimden sokak boyunca #
We want the Dancin'Kid and his bunch.
Dancin'( Dans Eden ) Kid ve çetesini istiyoruz.
A while ago, you said it was the Dancin'Kid.
Demin Dancin'Kid olduğunu söylemiştin. Şimdi de söyle!
Someone holds up the stagecoach, your brother is killed and all you can think about is hanging the Dancin'Kid.
Biri posta arabasını soymuş, kardeşin öldürülmüş, seninse tek düşündüğün Dancin'Kid'i sallandırmak.
You wanted the Dancin'Kid, Marshal.
Dancin'Kid'i istiyordun şerif.
You must be the Dancin'Kid.
Sen Dancin'Kid olmalısın.
I'm gonna leave this town so broke, they'll never forget the Dancin'Kid.
Bu kasabayı öyle meteliksiz bırakacağım ki, Dancin'Kid'i asla unutamayacaklar.
- Goin'dancin'?
- Dansa gitmeye mi?
Goin'dancin You'll impress them with your etiquette
Dans ederken Etiket bilginizle onları etkileyin.
Goin'dancin
Dans etmek.
Keep your dancin'.
- Dansa devam!
But she's dancin'now.
Ama şimdi dans ediyor.
- I don't feel like dancin'just yet.
- Henüz canım dans etmek istemiyor.
Hey, you like to go dancin'? - Sometimes.
- Hey, dansa gitmekten hoşlanır mısınız?
- Would you like to go dancin'with me?
- Ara sıra. Benimle dansa gitmek ister misiniz?
- And go dancin'.
- Dansa gitmek için.
A fella I know saw you out there twice... tight as a tick and dancin', throwing your dress up, you didn't care how far!
Arkadaşlarım seni orada iki kez görmüşler. Kene gibi yapışmış, dans ederken, üzerinden elbiselerini atarken.
All I was doin'was just dancin'.
Yalnızca dans ediyordum.
We could go dancin'and- - and we could eat in restaurants every day and go to shows.
Dans etmeye gideriz, restoranda yemek yemeye, gösterileri izlemeye gideriz.
Must have been the dancin'and the liquor.
Danstan ve içkiden olmalı.
There she was in the wildest jungles of Borneo, without a stitch on, except her dancin'shoes and her pith helmet.
Borneo'nun en vahşi ormanında çırılçıplak bir kız varmış. Üzerinde sadece dans ayakkabısı ve şapka bulunuyormuş.
Hey, that's pretty good dancin', cowboy.
Hey, bu çok güzel bir dans, kovboy.
- What kind of dancin'do you do?
- Ne türde dans ediyorsun?
She said, go, Bossa Nova, baby, keep on dancin
Dedi ki, " Haydi, Bossa Nova Bebek, dans et
She said, go, Bossa Nova, baby, keep on dancin
Dedi ki, " Haydi, Bossa Nova Bebek, dansa devam et
" If I am dancin Roll up the floor
" Dans mı ediyom çekin altımdan halıyı
# Lovin', singin', dancin all of the time #
Severek, şarkı söyleyip dans ederek her dakika
# Lovin', singin', dancin'all of the time #
Severek, şarkı söyleyip dans ederek her dakika
- # Lovin', singin', dancin all of the time #
- Severek, şarkı söyleyip dans ederek her dakika
# Lovin', singin', dancin'all of the #
Severek, şarkı söyleyip dans ederek her
- They're dancin'the frug.
- Dans ediyorlar.
One gies strength to the limbs, the other fire to the blood for dancin'.
Biri ekstremitelere kuvvet verir, diğeri de dans için kanı ateşler.
And, er... about three o'clock, we were dancin'int'garden - me and her and all the rest, can't mention names - and, er, this woman come across from t'road,
Saat üç civarında biz bahçede dans ediyorduk, ben, o kız ve herkes, ad vermiyorum.
Boy, there's people just dancin'in the streets over what you done for this town.
Kasabaya yaptığın iyilikten sonra insanlar sokaklara döküldü. Herkes dans ediyor.
You fiightin'or dancin'?
Dövüşüyor musun, dans mı ediyorsun?
It was a lot of singing'and dancin'and crazy stuff.
Şarkılar, danslar ve bir sürü çılgınca şey.
Dancin'?
Dans mı?
On Saturday nights we go dancin'in town
* Cumartesi geceleri giderdik şehirdeki dansa *
Dancin'till dawn, my parents were clear uptown.
# Dancin'till dawn, # # my parents were clear uptown. #
No, she was dancin back up the aisle, her knockers bouncin'all over the joint.
Hayır dans ediyordu. Göğüsleri oynayıp duruyordu.
Keep dancin', that's showbiz.
Dans edin, eğlenin.
It don't matter if you win or lose, it's what you do with your dancin'shoes.
Kazanmak olmasın derdiniz, önemli olan eğlenmek, neşeyle dans etmek.
And I started dancin while I gathered eggs
Ve yumurta toplarken dansa başlamışım
Goin'dancin
- Dansa gitmeye