English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dandelions

Dandelions translate Turkish

81 parallel translation
- Dandelions.
- Yabani hindiba.
The war'll be over before your dandelions grow.
Ohooo! Senin hindibaların ucu görünmeden savaş sona erecek.
And you, dandelions also golden hair.
Siz de mısır püskülünden altın saçlar örerdiniz.
♪ Tiger lilies love the dandelions
Pars zambaklar seviyor karahindibayı
And that guy's watering the dandelions!
ve şuradaki adam karahindiba suluyor.
The stuff is made from Guatemalan dandelions.
Bu operasyonun, Guatemala karahindibası özütüyle yapılması gerekiyor.
But Arcan has been stuffed with dandelions...
Eğer Arcan sakinleştiriciyle koşacaksa bunun hiç bir riski yok ki.
Sows'ears are not made into silk purses by the mere addition of a few dandelions.
Dişi domuzların kulaklarından ipek çanta yapılmaz birkaç karahindibanın toplanmasıyla da olmaz.
Ah, there it is, the old pitcher's mound, covered with tradition and dandelions.
Ah, işte, eski sahanın tümseği. Gelenek ve hindiba ile kaplı.
Dandelions?
Hindiba?
This pitcher's mound is covered with dandelions!
Sahanın tümseği hindiba ile kaplı!
Don't you dare hurt all those innocent dandelions.
Sakın bu masum hindibaları inciteyim deme.
Besides, you may not know it, but you look kind of cute standing there surrounded by dandelions.
Ayrıca farkında olmayabilirsin ama orada etrafın hindibalarla çevrili dururken şirin gözüküyorsun.
What in the world are all these dandelions doing on the pitcher's mound?
Hindibaların tümsekte işi ne böyle?
That's the passion that'll nurture the dandelions above your grave.
Mezarının üzerini süsleyecek tutku o.
I was frightened of dandelions.
Hindiba çiçeğinden korkmuştum.
Like dandelions in the breeze.
Meltem rüzgarında uçuşan bir polen gibi.
Dandelions.
Karahindibalar.
Dandelions?
Karahindibalar mı?
Monster dandelions.
Ucube karahindibalar.
Emory, look, dandelions.
Emory, bak, karahindiba.
Dandelions?
Karahindibalar?
They're going to eat dandelions with Badger.
Onlar Badger ile birlikte karahindiba yemeye gidecekler.
The plants that form these spectacular cushions come from several families, sedges and rushes, daisies and dandelions.
Bu muhteşem yastık şeklini oluşturan bitkiler değişik ailelerden geliyor. Papirüsgiller, "Juncaceae" lar, papatyalar, karahindibalar...
Fresh air, dandelions.
Temiz hava, karahindiba.
- You're supposed to look for bugs, not dandelions.
- Böceklere bakmalısın bitkilere değil.
- You're supposed to look for bugs, not dandelions.
- Biliyorum. - Böceklere bakmalısın bitkilere değil.
Like what? Rainbows and dandelions?
Gökkuşakları ve çiçekler mi?
You know, some people think that dandelions are weeds, but, uh, you know, I always think... who the hell decided tulips were so great?
Bazı insanlar karahindiba çiçeğini yabani ot sayar ama ben her zaman yani lâlelerin güzel olduğunu kim söylüyor ki?
Eun-soo's Dandelions
Eun-soo'un Karahindiba çiçekleri...
Dandelions!
Karahindiba bitkileri!
Yeah, and dandelions.
Evet, ve karahindibağdan da.
I thought nobody ever comes to see you. I was droppin'off some dandelions.
Kimse seni görmeye gelmiyor sanıyordum 15. cadde üzerindeki bir arsanın içinde
So you mean I stink like dandelions?
Yoksa sen bana karakavuk gibi kötü kokuyorsun mu demek istedin?
I have 10,000 engagements of state today, but I would prefer to spend the day getting a wet arse, studying dandelions and marvelling at bloody spiders'webs.
Bugün yapmam gereken bin tane devlet işim var ama burada oturmuşum, kıçım ıslanıyor ve karahindiba çiçeklerine bakıp kahrolası örümcek ağlarını hayranlıkla izliyorum.
They look like Dandelions or like weeds, but they're not weeds.
Karahindibaya ya da ota benziyor ama ot değil.
A car that runs on dandelions?
Karahindiba ile çalışan bir araba mı?
Without humans to remove them, weeds like dandelions infiltrate every crack in the pavement.
Onları temizleyecek insanlar yokken karahindiba gibi otlar asfaltlardaki her çatlağa sızarlar.
I'm a big supporter of dandelions.
Karahindiba'nın büyük destekçisiyim.
Ooh, it seems so. We have citrus peels, dandelions, raw onions, vinegar, Tabasco, duck blood soup.
Turunçgil kabukları, çiğ soğan, sirke, acı biber sosu, ördek kanı çorbası.
Frags ragweed... crabgrass, dandelions... rabbits... raccoons... even elephants.
Saman nezlesi otunu yaban otunu tavşanları rakunları ve hatta filleri.
He gave me a bouquet of dandelions!
Bana bir demet karahindiba verdi!
Damn dandelions.
Lanet bitkiler.
Do you know about dandelions - how you can make wishes on'em?
Kara hindibaları bilir misin onlarla nasıl dilek tutacağını?
I'll turn these pretty dandelions into an avalanche.
Bu güzel karahindibaları bir çığ yaratmak için dönüştürebilirim.
Those dandelions are wishes.
O karahindibalar dilekleri gerçekleştirir. Bilemiyorum.
You know, I read that when Martha Stewart was in prison, she foraged for dandelions.
Martha Stewart'ın hapse girdiğinde hindiba kökü arağını okumuştum.
This, you could say, is a forest of giant dandelions.
Buna, şöyle de diyebilirsiniz, dev bir karahindiba ormanı.
This extraordinary species is related to dandelions.
Bu olağanüstü türler karahindiba ile akrabadırlar.
Today whole forests of giant dandelions, blanket the higher slopes of the islands
Günümüzde dev ormanlar bu adaları bir battaniye gibi örter.
Cock or clock, it doesn't matter, whose seed is catching the wind, it's gonna fly off, land, take root and spawn dozens, thousands of little baby dandelions, like the biggest ever fuck.
Saat ya da çük. Farketmez. Benim tohumlarım rüzgara karışacak..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]