Dara translate Turkish
260 parallel translation
I just thought... an old friend in a moment of difficulty...
Düşünmüştüm ki eski bir arkadaşın dara düştüğünde...
"the holy blissful martyr for to seek... that them hath helpen when that they were weak."
"Bir din şehidiydi İngiltere, Canterbury'de... Kim dara düşerse ona yardım ederdi."
When I'm hard up, I borrow money.
Dara düştüğüm zamanlarda da borç alıyorum.
Once when I was hard up, I sold some tires on the black market.
Ne zaman ki elim dara düştü, ben de bu türden işlere başladım.
Whenever you've been bothered, I've always been around.
Ne vakit dara düşsen her daim yanındaydım, değil mi?
Seems like whenever people get in a hole they get to get jealous of dogs.
İnsanın başı dara düşünce köpeği bile kıskanıyormuş demek ki.
I mean, if things were pinched, there wasn't any ready cash, would she be willing to give you a big diamond solitaire to hock?
Yani, dara düşüldüğü, elde nakit bulunmadığı hallerde, büyük bir tek taş takıyı rehine koymak üzere sana verebilecek mi?
If you get into trouble, we'll always find a bowl of soup for you.
Bir gün dara düşersen, sana bir tas çorbayı çok görmeyiz.
But when the stress grows over us there was our Pavlinka.
Ama ne zaman dara düşsek Pavlinka yardımımıza koşardı hemen.
She had a sense for our financial problems.
Elimizin dara düştüğünü anında hissederdi.
Then, when he struck a bad patch... it was almost funny to see... how his ridiculous pride was pricked.
Sonra, başı dara düştüğünde... o saçma gururunun nasıl da hasar aldığını görmek... oldukça zevkli oluyordu.
Good thing to know if times get hard.
Eğer dara düşersen işine yarayabilir.
For those who do not know, you are Feldmare Pre alul and the President's life, Dr. Dara Idi Amin, the head of Uganda.
Bilmeyenleriniz için, ben Uganda'nın ömür boyu Devlet başkanı Dr. Dara Idi Amin.
To stop the breweries turning it into a slum.
Dara düşmüş kenar mahallede bir yerdi.
- Dara.
- Dara.
I've been looking forward to meeting you, Dara.
Sizinle tanışmayı dört gözle bekliyordum Dara.
Please, Dara.
Lütfen Dara.
" Dara and her brother found themselves in the land of Tagas, where the ruler, Elamos the Magnificent, had proclaimed as law : 'No children will be tolerated within the great kingdom.'
"Dara ve kardeşi kendilerini... hükümdar Muhteşem Elamos'un, ulu krallıkta... hiçbir çocuğa izin verilmeyeceğini emrettiği Tagas'ta buluverdiler."
When Dara saw the proclamation she just laughed and said,'How magnificent a ruler to be frightened by the likes of us?
"Dara bildiriyi görünce güldü ve dedi ki, Bizden korkan bir hükümdar nasıl muhteşem olabilir ki!"
If you are in trouble, come and see me.
Başın dara düşerse, gelip beni bulursun.
I take care of Becky and Dara Lynn.
Ben görevimi yapıyorum.
The bank owns this house.
Becky ve Dara Lynn'e bakıyorum. Evin sahibi banka.
- No, hardly ever. Sometimes Dara Lynn and Becky watch me shoot at cans.
Bazen Dara Lynn'le Becky teneke vururken beni izlerler.
Anyway, anyone can get into a little trouble.
Neyse, herkesin başı bazen dara girebilir.
I love putting the screws to those jerks.
O serserileri dara düşürmekten zevk duyarım.
What do you see in the picture, Dara?
Resimde ne görüyorsun Daria?
I was gonna be Dara, the Angel with expertise in explosives, nunchucks, and ESP.
Ben Dara olacaktım patlayıcı, mınçıka ve ESP * konusunda uzman Melek.
Everyone runs short sometimes.
Herkes ara sıra dara düşebilir.
Dara, I baptize you in the name of the Father... And of the Son... And of the Holy Spirit.
Dara, seni Baba'nın Oğlun ve Kutsal Ruh'un adına vaftiz ediyorum.
Dara?
Dara?
Dara!
Dara!
Recently, they lost their daughter, Dara.
Yakın zamanda kızları Dara'yı kaybettiler.
that's Dara on her 16th birthday. We couldn't have children of our own.
Bu Dara, 16. doğum gününde.
Or how vulnerable you are. Dara had just been baptized.
Böyle bir şeyi hiç hayal etmeden ya da savunmasız olduğunuzu düşünmeden seçminizi yapıyorsunuz.
I know in my heart she's gone to a better place, but lance is angry.
Dara yeni vaftiz edilmişti.
- What do you mean? - Dara suffered from congenital spinal deformities.
Evden çıkıp sokağa nasıl çıktığı bile bir gizem.
She's been wheelchair-Bound her whole life.
- Ne demek istiyorsunuz? - Dara'nın doğuştan omurilik bozukluğu vardı.
Forsake the life of an innocent girl ; How God, in his mercy could let this happen to our Dara. Mrs. Kernof was talking about her husband,
Tanrı'nın masum bir kızın hayatını nasıl alabildiğini O'nun merhametinin bunun bizim Dara'mıza olmasına nasıl izin verdiğini asla anlayamayacak.
Dara Kernof was adopted.
Sanki Tanrı onu çarpmış gibi.
I don't suppose that you've requested any information about the birth mother.
Dara Kernof evlat edinilmişti.
I need some birth and adoptive records on a Dara Kernof.
Bak, şu anda muhtemel bir şüphelinin peşindeyim yani başım biraz sıkışık...
- Who? - Dara Kernof.
Dara Kernof'un doğum ve evlatlık kayıtlarına ihtiyacım var.
I can't tell you much more than that, Mulder.
- Kim? - Dara Kernof.
Dara Kernof's family?
Bir aileye iyilik yapmak için buna bakmam istendi.
You found Dara's records? No. Those are her birth records.
Dara Kernof'un ailesi mi?
The adoption records have been sealed.
- Dara'nın kayıtlarını buldun mu? - Hayır, onlar doğum kayıtları.
Dara was a twin. No.
Sanırım sorularımdan biri cevaplandı.
Actually, she was a quadruplet, one of four girls.
- Dara ikizdi. - Hayır.
Physically and mentally, as was Dara Kernof. They both died the same way?
Paula Koklos fiziksel ve ruhsal olarak Dara Kernof gibi ciddi hasar görmüş.
Well, Dara Kernof was baptized on the day of her death.
Ne demek istiyorsun?
She was sanctified by the ritual sacrament, submerged in the spirit.
Dara Kernof vaftiz edildiği gün öldü.