Darts translate Turkish
696 parallel translation
On a blue and balmy Sunday On the strand a man's lost his life A man darts round the corner
Bir Pazar günü, sıcak ve mavi bir zenci yitirir yaşamını kıyıda bir adam ok gibi döner köşeyi Bıçak Mack derler ona.
I've played baccarat at Biarritz and darts with the rural dean.
Biarritz'de bakar oynadım ve başkanlarla dart.
Or would you like to play darts?
Yoksa dart oynayalım mı?
And now, we see Vulcan forging thunderbolts and handing them over to the king of all the gods, Zeus, who plays darts with them.
Ve sonra, Vulcan'ı görüyoruz yıldırımları tavlıyor.. ve tanrıların kralı Zeus'a yolluyor, o da onlarla dart oynuyor.
Mr. Darcy, you promised to give me a lesson with the darts.
Bay Darcy, bana dart dersi verecektiniz.
- All right for darts Saturday, Joe? - You bet.
- Cumartesi dart oynar mıyız Joe?
It's sort of like a game of darts.
Dart oyunu gibi bir şey.
That I was going up to the club to play darts.
Dart oynamak için kulübe gittiğimi.
You're playin'with your darts, and you're happy with the banana, but me, I'm scared.
Sen dartlarınla oyna. Sen de ye, iç, keyfine bak. Ama ben korkuyorum.
She's in the guest room playing darts with Uncle Fester.
Misafir odasında, Fester amcayla beraber dart oynuyorlardı.
Frightened by a simple game of darts.
Dart gibi basit bir oyundan korktu.
Sidney freezes, then darts to the place of concealment.
Sidney donar, sonra saklanma yerine koşar.
Remember those rodent things on Dimorus, the poisoned darts they threw?
Dimorus'taki kemirgenleri hatırlıyor musun? Zehirli iğnelerini?
The darts might help.
Oklar yardımcı olabilir.
A powerful, young stag... darts into the clearing... raises his antlers... and edges closer to his doe.
Güçlü bir geyik hızla açıklığa geliyor, boynuzlarını dikiyor, eşine yaklaşıyor.
The only women in that region were jungle Indians who carried blowpipes and poison darts.
Oradaki kadınlar üfleme çubuğu ve zehirli okları olan Kızılderililerdi.
Golden Swallow stood up to you Yet you used poisoned darts on her
Altın Kırlangıç cesurca savaşırken sen zehirli dartlarını kullandın
His sword and darts are silver in colour
Kılıcı ve dartları gümüş rengindedir
Why do you need so many golden swallow darts for?
Neden bu kadar çok Altın Kırlangıç dartın var?
You leave your Swallow darts behind
Kırlangıç dartını arkanda bırakıyordun
I mean, if you need to hold on to those darts
Peki, o dartları tutarak mı devam edeceksin?
You've been hit by my Poisonous Dragon Darts
Zehirli ejder dartlarımla vuruldun!
He got hit by the Dragon Swamp Master's poison darts
Ejder Bataklığının Efendisi onu zehirledi!
- I'll take it with or without darts. - Um -
Okları olsun olmasın fark etmez.
Do you see how it darts different colored fires?
Farklı renkteki ışıkları nasıl saçtığına baksana.
Master, we were lucky to accomplish your mission Brother Wang gathered the darts and hid the money
Hocam herşey istediğiniz gibi oldu parayı sakladık ve delilleri ortada bıraktık.
Will control methods include tear gas and sedation darts?
Kontrol yöntemimiz göz yaşartıcı gaz ve uyuşturucu oklar mı?
Making darts.
Ok yapıyorum
Darts?
Ok mu?
A lot of people wanna throw darts at their bosses.
Bir çok insan patronuna dart atmak ister.
On this show they had an... An air gun with hypodermic darts.
Bu şovda onların... şırıngalı bir hava tabancası vardı.
Maybe you ought to stick to throwing darts.
Belki de darta takılmalısınız.
Snake's Tongue Darts Out.
Yılanın Dili Dışarı Fırlıyor.
Ten darts, five blue-tipped with armor piercing heads, five red-tipped, cyanide coated, causing death in 30 seconds.
Beş mavi uçlu zırh delme oku, siyanür kaplı beş kırmızı uç, 30 saniyede öldürebilir.
I saw someone throwing darts at us
Birini bize dart atarken gördüm
Because the darts I threw here... a moment ago lt carried the most poisonous substance... that can make people go crazy
Çünkü biraz önce buraya... attığım duman bombaları İnsanları deliye çeviren... bir tür zehir yaydılar
When you threw the darts.
Bombaları attığınızda,
But, boy, they could play darts.
Fakat işçiler dart oynayabiliyorlar.
There's a lot said about big, gross darts players, but Rab...
Şişman ve iri yapılı dart oyuncuları hakkında çok şey söylendi, fakat Rab...
He's back there alone, throwing darts.
Arka tarafta tek başına dart oynuyor.
Come on, Pinky, I'll beat ya at darts! Yeah?
Hadi Pinky, gel de seni dartta bir benzeteyim.
Precisely because I know you are here these four darts wouldn't hit people
Elbette, sizin burda olduğunuzu bildiğimden... Dartlarımı kimseyi incitmeyecek şekilde fırlattım!
Once you fling your darts I'll be dead
Dartlarınızı bir fırlatırsanız.... kesin ölmüş olurum!
I'm sorry Master Hua, your darts are all here
Pardon Hua Bey, Tüm dartlarınız burada!
The weapons they normally use are - darts... explosives... and bombs.
Genelde kullandıkları silahlar, oklar patlayıcılar ve bombalardır.
I'm gonna trick him into using some of these regular darts.
Normal dartları kullanması için kandıracağım onu.
Darts?
Dart okları mı?
Sight grows dim, my strength is two occult, adamantine darts
Görüş bulanıklaşıyor, gücüm iki gizemli, adamantin ok.
And that's starts with a'P'and that rhymes with a'D'and that brings me to darts.
Sakatlanma demişken aklıma başka bir şey geldi. Dart.
Now darts could be a sport cause you might put somebody's eye out but darts will never be sport because the whole object is to reach zero, which goes against all sports logic.
Dart bir spor olabilir çünkü birinin gözünü çıkarma olasılığınız var. Ama dart hiç bir zaman spor olmayacak çünkü amacı sıfıra ulaşmak ki o da tüm sporların mantığına karşı.
SOMETIMES I'D LET THEM WIN ME-DARTS, POOL.
Bilardo filan oynayarak.