English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Daze

Daze translate Turkish

188 parallel translation
She's still in a daze.
Hâlâ sersemlemiş halde.
You've been in a daze all evening.
Akşam boyunca sersem gibiydin.
'Ntoni, Grandpa's in a daze!
Uyuya kalmış!
I'd been walking around... all evening... in a daze.
Sersemlemiş bir şekilde tüm gece etrafta dolanmıştım.
I'm just still in a daze.
Hala inanamıyorum.
Ever since you came he's been in a daze.
Sen geldiğinden beri sersem bir hâlde.
I was in sort of a daze.
Kafam uyuşmuştu.
You say you were in a sort of a daze.
Kafanızın uyuştuğunu söylediniz.
So, I moved down to Florida and have been walking around in a daze ever since.
Ben de Florida'ya taşındım ve o günden beri sersem gibi dolaşıyorum.
I stumbled around like I was in a daze.
Şaşkınlık içinde etrafta dolaştım.
# Daze and dizzy'em
# Şaşırt ve sersemlet onları
He's in a daze.
Baygın.
... he's walking, in a daze.
Yürüyor, ama şaşkın.
When you are hit, you'll feel powerless and be in a daze You won't die too quickly
Etkisi sadece... baş dönmesi ve halsizlik olacak ayrıca Ölümünüz çok yavaş olacak
- Daze my eyes, sir. According to the records, your line goes back to Sir Pagan d'Urberville who came from Normandy with William the Conqueror.
Kayıtlarına göre soyunuz Sör Pagan Durberville'e kadar uzanıyor o da Normandi'den Kral William'la birlikte gelmiş.
That's why... I'm in a daze.
Şaşkınlığımın nedeni bu.
I'm constantly coughing, never eat, always sit around in a daze.
Sürekli öksürüyor, yemek yemiyorum, " " her zaman şaşkınlık içinde dolaşıyorum. "
Unfortunately, she was in such a daze, she danced straight through the trench and out into No Man's Land.
Maalesef, öylesine büyülenmişti ki, dansederek siperden uzaklaştı'Aralık Arazi'ye giriverdi.
I thanked this stranger, this woman in a baseball cap, but I was pretty much in a daze.
O yabancıya teşekkür ettim, beysbol şapkalı bir kadındı. Ama nasıl da sersem gibiydim.
I walked the streets in a daze... like a man with a light concussion.
Beyin sarsıntısı geçirmiş bir adam gibi afallamış bir şekilde caddelerde yürüdüm.
But I'm in a daze.
Ama büyülendim.
You'd surely bless your luck in arriving on such a rare world, walk around in a daze, a trance, unable to believe the wonders that met your eyes and ears.
Böyle nadir bir yere ulaşsaydınız kuşkusuz şansınıza şükrederdiniz. Şaşkınlık içerisinde yürür, büyülenmiş halde, gözleriniz ve kulaklarınızla şahit olduğunuz mucizelere inanamazdınız.
Eventually, when aliens land and the mothership from Close Encounters... The bottom will slowly open and all these store owners will wander out in a daze, going, "I thought there was gonna be more walk-in traffic."
En sonunda, uzaylılar iniş yaparlar ve ve anageminin alt kapağı yavaşça açılır ve tüm bu dükkanların sahipleri şaşkınlık içinde dolanıp şöyle diyecekler, "burada daha fazla insan kalabalığı olacağını sanıyordum."
Green Tunisia seems in a daze.
Yemyeşil Tunus afallamış.
Most of them were wandering around in a daze.
Birçoğu şaşkın bakışlarla etrafta dolanıyordu.
Donald Turnipseed was found wandering around in a daze... but basically unhurt.
Donald Turnipseed etrafta dolaşırken bulundu... çok hafif yaralıydı.
- Holly Daze. - Put your hands in the air
Holly Daze.
- I must be in a daze. I didn't hear you.
Sersemlemiş olmalıyım, seni duymadım.
I walked around in a daze for the rest of that year.
Geri kalan bir yıl boyunca afallamış olarak gezip durdum.
Now, Vincent's still in a daze, picks the ear up... and he gives it to a prostitute.
Vincent yine sersem bir vaziyetteyken kulağını aldı ve onu bir fahişeye verdi.
She goes through life in a daze so she won't have to deal with reality.
Hayatı yarı şuursuz yaşıyor böylece hakikatle baş etmek zorunda kalmıyor.
He found Sharon Graffia wandering in a daze at the crash site... the night we left after seeing lights over the area.
Gökyüzündeki ışıkları görüp oradan ayrıldığımız akşam kaza alanında amaçsız bir şekilde gezinen Sharon Graffia'yı buldu.
My head's in a daze
Başım çatlayacak gibi.
Now as you all know the Mexican Staring frog of Southern SriLanka can supposedly kill you with one hoard daze.
Hepinizin bildiği gibi, Güney Sri Lanka'nın Meksika Bakışlı Kurbağasının bir bakışıyla sizi öldürebildiği söylenir.
Apparently she had the hit over the head by one of the perpetrators an then wandered away from the incident in a daze.
Arabasını çalmak isteyenlerden birinin kafasını arabasıyla ezip sersemlemiş bi halde olay yerinden uzaklaşmış.
I awoke several hours later in a daze.
Birkaç saat sonra sersemlik içinde uyandım.
All next morning I waited, then finally I walked onto the plane in a daze.
Ertesi sabah hep onu bekledim en sonunda da sersemlemiş bir halde uçağa bindim.
I was in a daze from hunger, from tiredness, from the heat.
Açlıktan, yorgunluktan ve sıcaktan sersemlemiştim.
In fact, I have carefully analyzed business models of African American entrepreneurs such as Darian Daze at Dis-Kard Enterprises which grosses $ 250 million a year.
Hatta yılda 250 milyon dolar kazanan Darian Daze gibi Afrikalı - Amerikalı girişimcileri dikkatle inceledim.
I'VE GOT "DILDO DAZE",
Bir de'Dildo Şoku'var.
He's always around, and they're in this lovey-dovey daze all the time.
Devamlı bizde, ve hâlâ cicim aylarındalar.
But we were stuck in a dumb daze
Ama pek akıllı sayılmazdık
But we were stuck in a dumb daze
Evet. Ama pek akıllı sayılmazdık
You've come to your senses... and I'm still in a daze
Sen kendine geldin ben hala şaşkınım.
"You've got back to your senses, I'm still in a daze"
Sen kendine geldin, ben hala şaşkınım.
I thought it was good. Creek Daze.
Ben güzel buldum. "Irmaktaki Günler" i.
Seemed to be in a bit of daze, so I had a corpsman administer a drug test.
Sersemlemiş gibiydi. Ben de uyuşturucu testi yaptırmasını istedim.
"Everyone in love is crazed, anyone in love is in a daze"
"Delice seven herkesin kafası karışıktır."
- He's in a daze.
- O da sersem olmuş.
Ours is such a lovely meeting... come into my arms a yearning, a daze... this is a huge kick.
Güzel sevgimiz bir araya geliyor. Hadi kollarıma gel. Bir özlem, bir şaşkınlık.
Film called Daze.
Daze filmiyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]