Deal the cards translate Turkish
76 parallel translation
I'll have to deal the cards again.
Kartları yine dağıtmalıyım.
Go ahead, deal the cards.
Hadi, kağıtları dağıt.
Deal the cards.
Kâğıtları dağıt.
Deal the cards. - Watch it, I cheat.
Kartları dağıt.
- Deal the cards.
- Dağıt.
Deal the cards.
Dağıt.
Now, come on, deal the cards, damn it.
Hadi dağat artık kartları.
Deal the cards, Hopalong.
Kartları dağıt, Hopalong.
Deal the cards.
Kağıtları dağıt.
You want to play poker, deal the cards.
Poker oynamak istiyorsan kağıtları dağıt.
Okay. Begin to deal the cards.
Kartları dağıtmaya başla.
Deal the cards.
Dağıt şu kartları.
Deal the cards, boys.
Kartları dağıtın çocuklar.
Deal the cards.
Kağıtları dağıtın.
Deal the cards.
Kartları dağıtın.
Deal the cards.
- Kartları dağıtın.
Deal the cards, Data.
Dağıt Data.
- Come on, deal the cards.
- Hadi bakalım, dağıt kâğıtları.
I'll deal the cards henceforth.
Bundan böyle oyun kağıtlarını ben dağıtacağım.
Whoever you are will you win the game in which I deal the cards?
Kim olursan ol kartlarını benim dağıttım oyunu kazanacağını mı sanıyorsun?
You sure won't let me deal the cards.
Sana güleyim mi? Krupye olmama izin vermeyeceksin.
Just deal the cards, will you? Three.
Kartları karıştır, olur mu?
Why don't you just deal the cards?
Neden kağıtları dağıtmıyorsun?
Of course it's your style. Deal the cards.
Tabii ki senin tarzındır o!
- I think this gentleman's had enough. - Deal the cards.
- Bu kadar yeter sanırım.
All right. Deal the cards, Grace.
Kartları dağıt bakalım Grace.
Just deal the cards.
- Sus da kağıt dağıt.
Okay, deal the cards.
Tamam, kartları dağıt.
Go fuck yourself and just deal the cards.
Git kendini becer ve kağıtları dağıt.
- Deal the cards, man.
- Kağıtları dağıt, dostum.
You gotta deal the cards, roll the dice.
Kartlarla, zarlarla ilgilenirsin.
hey, bree, perfect timing. we were just getting ready to deal the cards.
Selam Bree, harika zamanlama. - Biz de tam kağıtları dağıtmak üzereydik.
In the meantime, you've gotta play the cards the way I deal them, Mac.
Bu arada, benim yöntemimle oyna Mac.
Being the bank, you deal over it, as over a mirror... 2 cards to your opponent.
Dağıtıcı olarak kartları onun üzerinde dağıtıp onu ayna olarak kullanırsın... Rakiplerine iki kart.
Deal the cards.
Şimdi kımılda.
Deal the cards.
Kartları dağıt.
How to stack cards and deal from the bottom?
Kağıt karmayı ve alttan dağıtmayı mı?
You deal out four columns of thirteen cards on the bed, you remove the aces.
On üç kağıttan oluşan dört sütunu döşeğinde sıralayıp asları çıkarıyorsun.
In theory, you have the right to two more attempts, no sooner does the game appear lost than you scoop up all the cards, shuffle them once or twice, and deal them out again for another attempt.
Kural olarak iki hakkın daha vardır oyunu kaybedeceğini hissettiğin anda kağıtları topluyor iki ya da üç kez karıyor ve bir daha denemek için diziyorsun.
You shuffle the cards, deal them out, remove the aces, and take stock of the situation.
Kağıtları karıyor, diziyor, asları çıkarıyor enine boyuna tartıyorsun.
Once again you deal out the fifty-two cards on your narrow bed.
Elli iki kağıdı bir kez daha dağıtıyorsun döşeğinin üzerinde.
- Deal the cards.
- Sorun değil.
I shuffle like cards the lives I deal with.
İlgilendiğim hayatları oyun kartları gibi karıştırırım.
– Deal the cards, bunky.
Sık dişini.
If their lips are moving, they're lying. Within a week, somebody'll come in to make a deal for himself... then the whole house of cards collapses.
Bir hafta içinde aralarından birisi anlaşma yapacak.
From now on, I'll deal out the cards, you say "gin" whenever you feel like it.
Şuandan itibaren kartlarla ilgileniyorum, ne zaman istersen cin diyebilirsin.
The fasting, the nutrisystems, those goddamn Deal-a-Meal cards?
Oruçlar, beslenme sistemleri, lanet olası öğün kartları.
Deal the bloody cards!
Dağıt şu kâğıtları.
Scored two cards out of the deal.
İki kart anlaşma dışında.
First you deal all the cards.
Önce kartları dağıtıyorsun.
Why don't you just deal the damn cards?
Neden şu lanet kartları dağıtmıyorsun?