English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dears

Dears translate Turkish

296 parallel translation
We've been looking for you all over the boat. My dears!
Geminin her yanında sizi arıyorduk.
My dears, I hear that he can't think unless he plays his tuba.
Tuba çalmadıkça düşünemediğini duydum.
Sheer heaven, my dears, sheer heaven!
Muhteşemdi! Kesinlikle muhteşemdi!
Well, this is the largest, but a merry Christmas to us, my dears.
Bu en kalabalık ama en neşeli Noel'imiz oldu canlarım.
A merry Christmas to us all, my dears.
Hepimize mutlu Noeller canlarım.
The little dears.
Küçük melekler.
Come, my dears.
Gidelim kızlar.
The dears.
Tatlı şeyler.
The poor dears.
Zavallıcık.
My dears, I don't care where you come from
- Alacak mısınız? Güzellerim, nereden geldiğiniz umurumda değil.
Well, how are you, my dears?
Nasılsınız canlarım? İçeri girin.
Aren't we, my dears?
Hem de çok.
That's the worst of having to deal with women, my dears.
İşte kadınlarla çalışmanın en kötü yanı, canlarım.
Housemaster for you three little dears?
Siz 3 küçük arkadaşın mı öğretmeni?
Four little dears.
Aslında dört küçük arkadaş.
Them poor little dears
Them poor little dears
'Them poor little dears sobbing buckets of tears.'
"Zavallı kızcıklar kovalarca gözyaşı ( sobbing ) hıçkırdılar"
Who said to his harem, " My dears
Haremine dedi ki, " Sevgililerim
Sorry I'm late, dears.
Üzgünüm, geciktim.
Goodbye, dears.
Hoşça kalın.
Poets say women are Flowers, roses and dears
Şairler der ki kadınlar çiçektir, güldür ve değerlidir
- The little dears.
- Küçük sevgililer.
My dears.
Canlarım.
Come along, my dears.
Böyle gelin canlarım.
Just one moment, my dears.
Bir dakika, canlarım.
Now, my dears, you mustn't mind me.
Şimdi, canlarım, rahatsız olmayın.
Those "dears" sound like daggers.
Bu "tatlımlar" kulağa hançer gibi geliyor.
Good morning, dears.
- Merhaba, yavrular!
my dears, I'm sorry but this time you are staying home. I'm leaving!
Kusura bakmayın ama bu sefer siz evde oturacaksınız, ben gideceğim!
Oh, hello dears.
Oh, merhaba arkadaşlar.
Well, and what are you three dears up to?
Hey, siz orda neler çeviriyorsunuz bakalım?
My dears, I want to drink our precious brandy...
Sevgili dostlar, kıymetli konyağımızdan içmek istiyorum.
- Hello, dears.
- Merhaba canlarım.
- The poor dears.
- Zavallılar.
They're all here, the little dears.
Hepsi burada, ufaklıklar.
My dears, on a day like this, we must go in.
Bunun gibi bir günde, içeri girmeliyiz.
That's right, dears! By all means, take your time.
Sizi şirin şeyler, sakin sakin gidin.
Now go my dears.
Şimdi gidin, canlarım.
Come with me, my dears.
Benimle gelin canlarım.
Well, my dears...
Evet, canlarım...
Poor little dears.
Zavallı yavrucuklar.
My dears, you look absolutely stricken.
Sevgili dostlarım, şaşkına dönmüş görünüyorsunuz.
Poor little dears.
Zavallı küçük şeyler..
Except it's keeping me from you, my dears, it isn't so bad.
Sizden uzak kalmamı saymazsak, o kadar da kötü değil.
My little dears...
Sevgililerim...
No, my dears. After one more little job for you, it won't be Harry Mudd that's trapped.
Bir iş daha yapacaksın ve sonunda hapis olan Harry olmayacak.
Good night, dears.
İyi geceler canlarım.
Breakfast will be late, my dears.
Size yem verilmedi mi tavuklar?
* for days of auld lang syne * * for auld lang syne, my dears * * for auld lang syne * * we'll take a cup of kindness yet * * for days of auld lang syne * *
PRENS ALBERT ODASI Bankerler Birliği SHAKESPEARE ODASI Palet ve Stillaj Dostları HİNT İMPARATORİÇESİ ODASI Global Metafizikçiler Derneği
- The poor dears.
- Zavallı şeyler.
You poor dears.
İçeri girin... sizi zavallılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]