English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Debonair

Debonair translate Turkish

72 parallel translation
And in the centre ring, the outstanding aerial daredevil of all time, the debonair king of the air, The Great Sebastian!
Ve orta ringde, Gelmiş geçmiş tüm zamanların en güçlü efsanevi trapezcisi, Cesur kahraman, trapez kralı Muhteşem Sebastian!
And in the centre ring, the outstanding aerial daredevil of all time, the debonair king of the air, The Great Sebastian!
Ve orta ringte, Tüm zamanların yeri doldurulamayan, gözüpek trapezcisi, göklerin güler yüzlü kralı Büyük Sebastian!
In certain circles I'm considered quite charming and debonair.
Bazı çevreler benim çekici ve nazik olduğumu bile düşünüyor.
Very debonair, suave, classy, with dignity and charm.
Çok zarif, kibar, klas, son derece saygın ve çekici bir edayla.
I can be debonair.
Nazik olabilirim.
Can you in perfect honesty declare that you've a right to be so debonair? "
Bize açık gönüllülükle anlatır mısın... böylesine neşeli olma hakkını nereden bulmaktasın? "
You're so... debonair.
Sen, çok... naziksin.
Be charming, be debonair and you'll convince her.
Çekici, zarif ve onu ikna edeceksin. Karım beni terk etti.
Daddy, how debonair.
Baba, bu ne şıklık.
And who is this debonair gentleman?
Bu güleryüzlü beyefendi kim?
I'm talking you be suave, debonair.
Güler yüzlü ve nazikçe konuşmalıyım.
Cary Grant's smooth, debonair.
Cary Grant hoş, güler yüzlü.
When she comes in give her a dashing, debonair smile.
O içeri girdiğinde ona çekici ve içten bir şekilde gülümseyin.
- Very debonair, my boy.
- Çok şirin olmuş evladım.
Give me a minute and I'll be my usual, debonair self.
Bana bir kaç dakika ver, herzamanki zarif halime döneceğim.
Here you are, a debonair man of the world.
Yeryüzündeki en şen, en hoş ve en nazik adamsın.
This is Ian the Shark on the station with more hair, more flair, yet so debonair : KPPX.
Ben DJ'iniz Köpekbalığı Ian, uzun saçlı, havalı ve seksi dinleyicilerin kanalı KPPX'tesiniz.
You may remember him as debonair and splendid, Dr. Watson.
Onu harika ve güler yüzlü olarak hatırlayabilirsiniz, Dr.Watson.
D, Douglas Maberley, splendid, debonair, too morose, cynical, strong words.
D, Douglas Maberley, muhteşem, güler yüzlü, çok asık suratlı, şüpheci, güçlü sözler.
Well, let's hope he's at least as debonair and charming as I am, or no one will be fooled.
Şey, onun en azından benim kadar nazik ve çekici olduğunu umalım, yoksa hiç kimse kandırılamayacak.
Austin is very charming... very debonair.
Austin çok çekici, çok cazibeli,
I look very dapper, very debonair, don't I?
Çok şık görünüyorum değil mi?
Although there may be a few women here that are unattached, who might just take a shine to an old debonair dog like yourself.
Doğru. Ama senin gibi yaşlı ve zarif bir kurttan hoşlanabilecek, bekar bayanlar da olabilir tabii.
So debonair.
Çok nazik.
I think they make you look handsome and debonair.
Bence seni yakışıklı ve zarif gösteriyorlar.
A debonair robot with a zesty, in-Your-Face outlook... Doomed to obscurity like the rest of you, especially Leela.
İpimle kuşağım sarayda uşağım modunda neşeli bir robotu, sizin gibi özellikle Leela gibi tanınmamış olmak mahvediyor.
I think you look very debonair.
Bence çok çekici görünüyorsun.
Debonair, but sleek.
Zarif ayrıca gösterişli.
You know, the loving, the caring, the compassionate, the dashing, the debonair, the real Lonnie.
Sevgi dolu, yardımsever, sevecen, cesur, güler yüzlü, gerçek Lonnie.
Debonair Security Assessments. As you may be aware... there's been some recent theft attempts on London galleries.
Debonair Güvenlik Çözümleri, fark ettiyseniz son zamanlarda, Londra'daki galerilerde hırsızlık olayları duyar olduk.
Gents, it is not often that a Debonair assessor is impressed... but this one just learnt the meaning of the word "humility."
Baylar, Debonair müfettişleri kolay kolay etkilenmez fakat sizden etkilendiğimi kabul etmeliyim.
Nelson, your debonair wit reminds me of a young Mort Sahl.
Nelson, davranışların bana genç Mort Sahl'ı hatırlatıyor.
Positively Danny Debonair, with that voice.
O ne sesti öyle? Danny Debonair sanırsın.
Deepan Nair transformed into Debonair,
Diban Niz başka birine dönüştü.
Hang on, let me just call that Debonair character.
Bana güven, sadece o kişiyi arayalım.
My boss Debonair.
Dikkatsiz patron Ambar diyemiyor.
Whereas the debonair Dr Roberts has no alibi at all!
Nazik Doktor Roberts'ın ise tanığı yok.
so smart and debonair
çok zeki ve neşeli.
I think it looks debonair.
Sanırım şirin görünüyor.
Dig the wax from your ears, you'll seem more debonair'cause it looks like you've stuck two big candles in there.
Kulaklarınızın kirini sökün, daha nazik görünürsünüz çünkü oraya iki büyük mum dikmiş gibi olursunuz.
Very debonair.
Çok nazik.
For the conservatives was a debonair, Byronesque Austrian called Irwin Schroedinger.
Muhafazakarlarin güleryüzlü, Byronesque Avusturyali'si Irwin Schroedinger.
Handsome, debonair, glamorous, devilishly attractive.
Yakışıklı, kayıtsız, romantik ve çekici, müthiş baştan çıkarıcı.
You remember, debonair superspy, who also happens to have the intersect in his head?
Hani var ya kafasında Bilgisayar olan güler yüzlü ajanınız.
Handsome, romantic, suave, debonair.
Yakışıklı, romantik, nazik, neşeli.
I'm quite dashing and debonair and whatever other "D" word there is that would really impress you.
Yani seni etkileyebilecek "G" ile başlayan bütün özellikler bende mevcut.
I'm so cool baby and debonair. I'm crumbling
# Çok havalıyım, bebeğim ve asla mutsuz değilim. # #... dağılıyorum... #
- Suits - They're oh, so debonair
# Takım elbise # # Hepsi de katılır bana hevesle #
Handsome, suave, debonair.
Yakışıklı, kibar, güleryüzlü -
Not your usual debonair self, let's put it that way.
Şöyle diyelim, her zaman ki çekici halin değildi.
I don't know if debonair's the right description.
Çekici doğru bir tanım oldu mu, bilmem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]