English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Deficiency

Deficiency translate Turkish

323 parallel translation
Burying it in this deficiency bill as nice as you please. -
Bütçe artırımıyla ilgili tasarıya o maddeyi güzelce ekledin.
The shameless way in which the deficiency bill has been delayed - Is nothing short of criminal.
Bütçe artırımı hakkındaki tasarının utanmazca geciktirilmesi suç işlemekten başka bir şey değildir.
This deficiency bill will be read tomorrow.
Yarın bütçe artırımıyla ilgili tasarı okunacak.
Deficiency bill.
Bunu görüyor musun?
When that deficiency bill comes up tomorrow, don't say a word.
Artırımla ilgili tasarı yarın görüşülürken hiçbir şey söyleme.
Owing to the urgency of the deficiency bill, there's a unanimous agreement - - That no senator will speak for more than five minutes on any section.
Artırım hakkındaki tasarının önemi düşünülerek oybirliğiyle maddeler hakkında beş dakikadan fazla konuşulmamasına karar verilmiştir.
The bill providing for deficiency appropriations for the fiscal year.
Mali yıldaki bütçe artırımıyla ilgili kanun tasarısı.
To prevent his expulsion, he'll hold up this deficiency bill. - - Vital to this country, which must be passed today!
Kovulmasını engellemek için, yurdumuz için çok önemli olan ve bugün oylanması gereken artırım tasarısını geciktiriyor.
You have the effrontery to stand there convicted - - And try to force postponement of the deficiency bill?
Orada durmuş, kendinizden emin insanları tasarıyı geciktirmeye zorlama küstahlığını nasıl gösterirsiniz?
Can't we work out some deal to pull that Willet dam out - And let the deficiency bill go through?
Bir yolunu bulup, Willet Barajından vazgeçip tasarıyı öyle geçiremez miyiz?
"The complications that come with lymphatic deficiency mean that..."
Lenfatik eksiklikle kendini gösteren komplikasyonlar...
Did she show signs of vitamin deficiency?
Vitamin eksikliği emareleri gösterdi mi?
You've got a hormone deficiency.
Sizde hormon eksikliği var.
They did not see the deficiency of their city.
Şehirlerinin yoksunluğunu görmediler.
They thought the deficiency of their life was natural.
Yaşamlarının yoksunluğunun doğal olduğunu düşündüler.
What's my big deficiency?
En büyük eksiğim ne?
Well, what's your big deficiency?
Peki senin en büyük eksiğin nedir? Hiç yok.
The probabilities are that Alexander was born with some biochemical deficiency relative to Platonius.
Alexander'ın belki de Platonius'a bağlı bir biyokimyasal noksanlığı vardır.
There are no platelets and a total vitamin deficiency.
Pıhtı hücreleri yok ve büyük bir vitamin eksikliği var gibi.
Another side of the deficiency of general historical life... is that individual life has as yet no history.
Genel bir tarihi yasantinin olmamasi ayni zamanda bireysel yasamin hala bir geçmisi olmadigi anlamina gelir.
It looks like you'll be getting a deficiency.
Görünüşe göre bu seneyi çift dikiş geçireceksiniz.
She has soul deficiency, as all women do.
Saba Melikesinin de bütün kadınlar gibi ruhu eksik.
Tom's only deficiency would be in enemy identification.
Sanırım tek eksiği düşmanı tanıma konusunda.
They all got sensory deficiency.
Hepsinin duyusal yoksunluğu var.
Something they're calling Acquired Immune Deficiency Syndrome.
Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu. A-I-D-S dedikleri bir şey.
Oh shit, I don't know, maybe it's something stupid like a vitamin deficiency or something...
Bilmiyorum.Belkide aldığım vitamin haplarının yan etkisidir. Ya da öyle bişey.
Ultra Magnus, a cursory evaluation of Decepticon capability indicates a distinct tactical deficiency.
Ultra Magnus, Decepticonların kapasitelerinin gelişigüzel bir değerlendirmesini yaparsak taktik açıdan çok zayıf oldukları görülüyor.
It's a vitamin deficiency.
Vitamin eksikliği.
I think it's a protein deficiency.
Sanırım bir protein eksikliği.
- Protein deficiency!
- Protein eksikliği!
Unless they have overcome that deficiency.
O eksikliğin üstesinden gelmedilerse tabii.
Dehydration, perhaps. Or glucose deficiency.
Belki bir zelzeniş, ya da şeker eksikliği.
... widespreed deficiency related diseases in the inner city.
... salgın şehire yayılmış durumda.
Yeah, it's a deficiency of some sort,
Evet, bir nevi kusur...
And a hematic biometry to see if there are any anomalies, a complete blood analysis and an HIV test to see if you have any immunological deficiency, like AIDS.
Anomali testi için hematik biometri kan testi ve ve bir de AIDS gibi bağışıklıkla ilgili eksiklikleri test etmek için HIV testi.
There's nothing to indicate that the animal died from an immune deficiency.
Hayvanın bağışıklık sistemi probleminden öldüğüne emin misin?
He's got this rare immune deficiency in his blood.
Kanında, nadir bulunan bağışıklık yetersizliği hastalığı var.
Gay Related Immune Deficiency.
Gay Related Immune Deficiency. ( Gay'lerle Alakalı Bağışıklık Yetmezliği )
I make a motion to officially call this disease Acquired Immune Deficiency Syndrome or AIDS.
Bu hastalığın resmi olarak adının Edinilmiş Immun Yetmezlik Sendromu olarak anılmasını öneriyorum veya AIDS.
The disease called AIDS, Acquired Immune Deficiency Syndrome sounds less than deadly, more like a diet pill.
Hastalık AIDS olarak tanımlandı, Acquired Immune Deficiency Syndrome ölümcül değil de, bir diyet hapı gibi geliyor kulağa.
Sufferers may have a hema deficiency which can be supplemented by a small ingestion of blood, not the kind of blood-thirst that this man had.
Hastalığa sahip kişilerin rahatsızlığı, az miktarda kan verilmesiyle giderilebilir. Bu adamdaki gibi kana susama görülmez.
- No. - Protein deficiency?
- Protein eksikliği mi?
You have cardiac deficiency, but you... you already know that, there's no cause for alarm.
kalp sorununuz var, ama... paniğe gerek olmadığını siz de biliyorsunuz.
Her unusual appetite may merely indicate a nutrient deficiency.
Alışılmamış iştah artışı, beslenmede görülen yetersizlikler sonucu ortaya çıkabilir.
Maybe he needs to replenish this chemical deficiency to survive.
Belki yaşamak için bu kimyasal eksikliğini gidermeye ihtiyacı vardır.
It's just a vitamin deficiency, right?
Sorun sadece vitamin eksikliği, doğru mu?
I said it might be a vitamin deficiency.
Sadece vitamin eksikliği olma "ihtimali" var, dedim.
I'll get you one of my vitamin pills for your deficiency.
Vitamin eksikliğin için sana kendi vitamin haplarımdan vereyim.
That's what I thought it was at first, too, but it turned out to be a vitamin deficiency.
- Bende ilk öyle düşünmüştüm, Ama sonra vitamin eksikliği olduğu ortaya çıktı.
I have a vitamin deficiency.
Doktordan daha yeni geldim.
Are we still thinking I have a vitamin deficiency?
Hala ben de vitamin yetersizliği olduğunu mu düşünüyoruz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]