English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Defiled

Defiled translate Turkish

202 parallel translation
Defiled one night as she lay sleeping Mackie, what price did you pay
Uyurken yatağında, bir gece kirletildi Mackie, acaba ne bedel ödedi?
You see, the Spaniards had defiled a holy place... when they came into Superstition... because to the Apaches it was the sacred home of their Thunder Gods.
İspanyollar Superstition Dağı'na gelmekle... mukaddes bir yeri kirletmişlerdi... çünkü Apaçiler için bu dağ, Gök Gürültüsü Tanrılarının kutsal eviydi.
I'm a defiled woman. And you're to blame.
Kirletilmiş bir kadınım ve bunun sorumlusu da sensin.
You and your Sheban slut have defiled the fair name of Israel.
Sen ve Sabâ'lı sürtüğün, israil'in adını lekelediniz
Admit you defiled her.
Ona dokundunuz mu? İtiraf ediniz, onu kirlettiniz.
You have defiled this holy ground.
Bu kutsal yeri kirlettiniz.
You defiled your master's daughter.
Efendinin kızı beceriyordun.
He defiled her with his vile eyes!
İğrenç bakışlarıyla kirletti kızı!
After murdering him, you defiled him too.
Onu öldürdükten sonra bile onu eziyet ettin.
You swine have defiled us for the last time.
Seni pislik, yine bize bulaştın ama bu son.
Go and first kiss the earth which you have defiled.
Önce gidip, kirlettiğin toprağı öpeceksin.
If it be so for Banquo's sons have I defiled my mind.
Böyle olacaksa Banquo'nun oğulları için kirletmişim aklımı.
He defiled her.
Onu kirletti.
Think of it, wouldn't you like to be so defiled and repulsive for a moment but completely renewed?
Düşün bir, bir an için kirlenmiş ve tiksindirici de olsan, tamamen tazelenmiş olmayı istemez misin?
My fiancee was defiled by the Bishop.
Nişanlım, Piskopoz tarafından kirletildi.
And I wouldn't get near a bed... that had been defiled by the likes of you two.
Ve siz ikiniz tarafından kirletilmiş... o yatağa bir karış yaklaşmam.
They would be defiled.
Kirlenmiş olurlar.
Defiled.
Kirlenmiş.
... and the Yacumo attacked your house defiled everything you held holy.
Ve Yacumo senin evine saldırdı. Kutsal saydığın her şeyi kirletti.
You have sinned carnally, you have defiled the brides of Christ, forcing them to lie naked in the shape of the Holy Cross.
Bedensel günah işledin, Kutsal Haç biçiminde çıplak yatmaya zorlayarak İsa'nın gelinlerini kirlettin.
Don't use him to threaten me lf he is any good he won't allow his daughter to be defiled... nor have a bitch like you
Beni onunla tehdit edemezsin! gerçekten iyi olsaydı... torununu bu şekilde eğitmez ve senin gibi bir kaltak yaratmazdı!
An incubus has crept into our fold and defiled our flock.
Bir iblis halkımızın arasına karıştı. Ve cemaatimizin düzenini bozdu.
Gotta have the unholy water, defiled host.
Kirletilmiş kutsal su olması gerekiyor sanırım.
God forgive me, I defiled marriage!
Tanrı beni affetsin, ben bir evliliği kirlettim!
Forgive me God, I defiled marriage!
Affet beni tanrım, ben bir evliliği kirlettim!
" thy holy chapel have they defiled ;
" kutsal tapınağını kirletti ;
Is it true that you defiled a little girl?
Bir kızı kirlettiğin doğru mu?
the best knights gathered to destroy the defiled crescent!
İslam pisliğini yok etmek için en iyi şövalyeler toplandı.
Everything you touch shall be defiled, living and dead, trees and stones, the air, animals and fish.
Elini sürdüğün her şey bozulacak canlılar ve ölüler, ağaçlar ve taşlar gök, hayvanlar ve kuşlar.
This girl has defiled you with her lust.
Bu kız, seni şehveti ile kirletti.
One Hero died defiled, but I do live... and surely as I live...
Bir Hero lekeli öldü, ama bu Hero yaşıyor.
And this poor, defiled planet shall find itself restored to its former pristine glory.
Ve bu zavallı, kirli gezegen eski, saf ihtişamına geri dönmüş olacak.
If someone had defiled my sister, I would do or pay anything
Eğer birisi kızkardeşimi kirletmişse, Bunun bedelini ödeyecek.
You have defiled the sanctity of Hera's temple.
Hera'nın tapınağının kutsallığını kirletiyorsun.
And now I am God-shunned... the daughter of a mother defiled... and I have taken my turn in my mother's bed.
"Allaha havale ediyorum." "Annenin kızı kirlendi ve..." "Annemin yatağında sıra bana geldi."
I am prepared to die for I cannot go on living... knowing that I defiled the memory of the woman... who brought my manhood alive and made it sing.
Yaşamaya devam edemediğimden ölmeye hazırım erkekliğimi yaşama döndüren ve öttürten kadının hatırasını kirlettiğimi bilerek.
You defiled my daughter.
Kızımı kirlettin.
The Evil One has defiled that holy place!
Şeytani varlık, o kutsal yeri de kirletti!
And McLennon's men defiled it.
McLennon'ın adamları onu kirletti.
Stand all you who defiled your sacred marriage beds and declare your sin.
Ayağa kalkın kutsal evlilik yataklarını kirletmiş olanlar. Günahlarınızı itiraf edin.
In front of my men, she defiled you.
Adamlarımın önünde size saygısızlıkta bulundu.
Christian churches were... destroyed and defiled.
Hıristiyan kiliseleri kirletildi ve yok edildi.
It's been defiled.
Heykel kirletildi.
I just defiled a virgin priestess.
Az önce bakire bir Rahibeyi kirlettim.
I defiled the Starlight Room.
Starlight Room'a karşı geldim.
We're trying to rebuild our shattered culture after you raped our land and defiled our women.
Siz topraklarımıza taciz edip kadınlarımızı Kirlettikten sonra parçalanmış kültürümüzü tekrar inşa Etmek istiyoruz.
Scout Broflovski, have you defiled Jew Scouts by bringing a non-Hebrew to Jewbilee?
Ne yapacağımı biliyorum. İzci Broflovski, Jübile'ye bir gayrı-Musevi getirerek Yahudi İzcileri lekeledin mi sen?
Ms. Broflovski... somebody has defiled your mother's grave.
— Bayan Broflovski... birisi annenizin mezarını bozmuş.
Defiled?
— Bozmuş mu?
Ms. Broflovski, somebody has defiled your mother's grave.
— Bayan Broflovski... birisi annenizin mezarını bozmuş. — Bozmuş mu?
Defiled?
Nasıl yani?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]