Deformed translate Turkish
402 parallel translation
He cures deformed children and mutilated soldiers.
Deforme çocukları ve sakatlanmış askerleri iyileştiriyor.
Thin and deformed individuals.
Zayıf ve bozuk şahıslar.
I, that am curtailed of this fair proportion... cheated of feature by dissembling nature... deformed, unfinished... sent before my time into this breathing world scarce half made up... and that so lamely and unfashionable... that dogs bark at me as I halt by them.
Adam gibi bir kalıptan yoksun kalmışım, sahtekâr doğanın marifetiyle güzellikten nasip almamışım. Yamuk yumuk, noksan, günüm gelmeden, hazır olmadan yollanmışım bu canlılar dünyasına. Öyle sarsak, öyle çarpık yaratılmışım ki topalladıkça köpekler havlıyor arkamdan.
Do you think that she was one of these... poor, deformed children, born without pity?
Sizce o da acıma duygusundan yoksun zavallı, zarar görmüş çocuklardan biri olabilir mi?
Women risk giving birth to deformed children, to monsters, but it goes on.
Kadınlar sakat çocuklar, korkunç yaratıklar doğurmak tehlikesiyle karşı karşıya,... ama gene de sürüp gidiyor bu.
The sick, the maimed, the deformed, they fasten onto the healthy body and damage it, so we eliminate them.
Hastalar, sakatlar ve özürlüler bunlar da sağlıklı bedenlere göz diker ve onlara zarar verirler. Biz de onları yok ederiz.
Withered and deformed.
Budanmış ve deforme olmuş.
Deformed!
Kullanılmış!
Gradually, over these three months, I came to realize that these questions did not reflect but deformed the collective mentality.
Ve, üç ayın sonunda farkettim ki bu sorular topluluğun görüşlerini yansıtmıyor, bilakis onları etkiliyor.
- When the extra weight increases the skin could get deformed. Do you have a solution?
Neyse, evet, sonra?
We're deformed from continuous incest.
Sürekli ensest ilişkilerden deforme olduk.
Ralph here claims he discovered a deformed anatomy in those furrows.
Ralph saban toprağında bozuk şekilli bir beden bulduğunu iddia ediyor.
The other bullets are all too deformed to do us any good.
Diğer kurşunlar işimize yaramayacak kadar bozulmuştu.
Your body will be deformed by disease and rot.
Vücudun hastalık ve çürümeyle bozulacak.
Silent deformed bodies, bloated and decomposed.
Şişmiş, çürümüş, deforme olmuş bedenler.
Get away from me with that deformed worm!
Şu şekli bozuk solucanı benden uzak tut!
The question is and this may seem perfunctory, was Richard actually deformed?
Asıl soru şu : Ve bu formalite icabı olabilir ama Richard aslında deforme miydi?
That almighty enemy of evil should face a jury of his victims,... the helpless, the hopelessly deformed, the despairing.
Kötülüğün yüce düşmanı, kurbanlarından oluşan bir jürinin önüne çaresiz, şekli tamamen bozuk, ümitsizlik içindeki kurbanlarının önüne çıkmalıdır.
My wife and I had a baby,... it was born deformed, withered.
Karımla ikimizin bir bebeği olmuştu... Şekli bozuk, pörsümüş doğmuştu.
Get me out of this hellhole. They're all crazy and deformed.
Hepsi deli ve şekli bozulmuş.
My guess is some crazy woman didn't want anyone to know she had a deformed child.
Bence çocuk, ucube bir çocuğu olduğunun bilinmesini istemeyen kaçık bir kadının.
They're just freaks, deformed children.
Onlar sadece ucube, deforme çocuklar.
He's seriously deformed.
O ciddi derece deformasyona uğramış biri.
Deformed, is that it?
Deformasyon, bu muydu?
Then he was struck down, deformed, punished by the gods.
Ama tanrılar onu cezalandırıp çirkin bir yaratığa dönüştürdü.
It becomes people, so you know exactly the danger of being deformed by it.
İnsan olduğu için, zarar görme tehlikesiyle karşı karşıya olursunuz.
My God, the boy's deformed.
Tanrım, bu çocuk evrim geçirmiş.
- That boy really is deformed.
- Bu çocuk gerçekten deforme olmuş.
- Maybe it was a pervert or a deformed kid.
- Belki bir sapık ya da sakat bir çocuktu.
- A deformed kid.
- Sakat bir çocuk.
But it's a demon. It's deformed!
- Yamru yumru bir şey.
He rewrote history to portray his predecessor, Richard III, as a deformed maniac who killed his nephews in the Tower.
Richard'ı tekrar tanımlayarak tarihi tekrar biçimlendirmiş, ondan, yeğenlerini Kulede katleden soysuz bir manyak olarak bahsetmiştir.
The corners of her mouth dropped down, and when she talked, her eyebrows went up and down and her right hand became deformed.
Ağzının kenarları sarktı ve kaşları kalktı. Sağ eli deformasyona uğradı.
I send the photos of the feet ripped on the snow and rocks... and the hands deformed by leprosy.
Kayalarda ve karda şahrem şahrem yarılmış pabuçsuz? çorapsız ayakların. Cüzzamlı ellerin fotoğraflarını çeker yollarım.
Suddenly she got the idea that you were deformed. I had to make her look at you in your crib through the window to make sure there was nothing wrong with you.
sonra birden bire senisakat olduğuna inanmaya başladı seni ona, camekanın gerisinden, sen beşikte yatarken göstermek zorunda kaldım sende bir sakatlık olmadığını görmesiiçin
It will be ugly and deformed.
Çirkin ve sakat olacak.
"so that even the reflection is deformed and not yours..."
O yüzden yansıması bile bozulmuş, ama seninki değil.
I was deformed.
Ben sakatlanmıştım.
We have good reason to think that this child will be deformed.
Çocuğun sakat olacağına dair sağlam gerekçelerimiz var.
It's the child of a man who is deformed.
Sakat bir adamın çocuğu.
I was afraid I was going to have a baby and that my baby would be deformed but, I never got pregnant.
Hamile kalmaktan ve sakat bir bebek sahibi olmaktan çok korkuyordum ama hiç hamile kalmadım.
They look all right on the outside... but their insides... they're deformed.
Dışarıdan düzgün görünüyorlar ama içleri deforme olmuş. Bunu bir şekilde halletmeliydim.
Cruel, deformed forest dwellers, party creatures, spiteful and impudent.
Korkunç, eciş-bücüş orman sakinleri, ahlaksız ve terbiyesiz yaratıklar.
If they are alive, they must deformed, like freaks!
Eğer hala yaşıyorsa bir tür ucube olmalı!
I'm fuckin'deformed!
Beni tanınmayacak hale soktu!
Become deformed!
Deforme olun!
It's the people who have been deformed by society I feel sorry for.
Ben asıl toplumun deforme ettiği kişiler için üzülüyorum.
No, my deformed friend.
Hayır, sakat dostum.
He was a little deformed.
Bedensel engelliydi.
Even deformed?
- Çirkin olsa bile.
Even deformed.
- İğrenç olsa da mı?