Delicate translate Turkish
3,090 parallel translation
Her arms would be out here, like the delicate wings of a bird.
Kolları sanki bir kuşun kanatlarıymış gibi iki yanında salınır.
It's a delicate procedure but very doable.
Bu hassas bir prosedür ama yapılabilir.
As it hits the delicate lining inside the nostril, it causes the blood vessels to constrict and shut down, depriving the tissue of blood and oxygen.
Burun deliğindeki hassas kaplamalara vurduğunda kan damarlarının sıkışıp, kan akışını kesmesine neden olur. Bu da dokunun kan ve oksijenden mahrum kalmasına neden olur.
There is a delicate wholesomeness to Kurt that's unexpected, but not unwelcome, for Tony.
Kurt'te zarif bir erdem var Tony için beklenmedik ama hoşa gitmeyen tavır değil.
But, yeah, I'm a little worried that Kurt may be a little delicate for Tony.
Ama, evet, Kurt'ün Tony rolü için biraz narin kaçacağından ben de endişeleniyorum.
Given your shy, delicate sensibilities.
Yani senin utangaçlığını ve hassaslığını düşünürsek...
You know better than anyone the delicate nature of dealing with artifacts.
Objelerle uğraşmanın hassasiyetini herkesten iyi biliyor olmalısın.
If you say "delicate condition", I'll bite you.
Eğer hassas durumunda dersen, ısırırım.
Because she can be a little delicate if you don't understand her mods... did you say "archaic"?
Nasıl olduğunu anlamazsan bazen çok narin olur... Demin eski mi dedin?
It's delicate.
Oldukça narin bir bitkiydi.
The morning dew on a delicate orchid- -
Narin bir orkidenin üstündeki sabah çiği- -
It's a delicate process.
Dikkatle uygulanması gerek.
You were kind of a delicate flower.
Hassas bir çiçek gibiydin.
As much as we'd appreciate your understanding and compassion in this delicate circumstance, I realize that is an unrealistic hope.
Bu hassas durumdaki, anlayışınıza ve şefkatinize müteşekkir olduğumuz kadar bunun hayali bir umut olduğunun farkındayım.
As much as we we'd appreciate your understanding and compassion in this delicate circumstance, I realize that is an unrealistic hope.
Bu hassas durumdaki, anlayışınıza ve şefkatinize müteşekkir olduğumuz kadar bunun hayali bir umut olduğunun farkındayım.
You know how delicate this is.
Bunu ne kadar nazik bir konu olduğunu biliyorsun.
I read somewhere that romance is like a delicate dance between a man and a woman.
Bir yerde okumuştum. Kadın ve erkek arasındaki ilişki birbiriyle ettikleri özenli bir dansmış.
Paul was very aware of the delicate nature of our work.
Paul, işimizin hassasiyetinin fazlasıyla farkındaydı.
We elephants may not remember much, But we never forget there is a delicate balance to all things.
Biz filler pek hatırlamayız ama ama her şeyde bir hassas denge olduğunu asla unutmayız.
Carrie, he's in a very, very delicate place.
Carrie, çok narin bir noktada bulunuyor.
Nick is delicate... like a flower.
Nick çok hassastır tıpkı bir çiçek gibi.
Artoo, be quiet. This situation calls for my most delicate diplomatic skills.
R2 sessiz ol..... bu durum benim hassas diplomatik yeteneklerimi gerektiriyor.
It's delicate vascularity remands a grace and elegance that not many surgeons of your staion have mastered.
Hassas damarlı yapısı, sizin mevkiinizdeki tüm cerrahların ustası olmadığı bir zarafet ve incelik gerektirir.
These delicate, lovely men found a place of refuge among the Schrutes at Schrute Farm.
Bu narin, sevimli adamlar Schrute ailesine ait savaştan saklanabilecekleri bir çiftlik buldular.
No, I don... picking a new roommate is a delicate matter.
Hayır, yapmıyo... Yeni bir ev arkadaşı seçimi hassas bir konudur.
Which is why I want a female doctor, so that I am comfortable in an already very delicate situation.
ki bu da bayan doktor istememin sebebi, böylece daha rahat olabilirim. zaten durum yeterince rahatsızlık verici.
Turning a diplomat is a delicate procedure.
Bir diplomata donusmek torna gibi hassas bir islemdir.
Yes, you were real delicate last night.
Evet, dun gece gercek bir diplomattin
This is a delicate mission that requires utter loyalty.
Bu katî sadakat isteyen meşakkatli bir iş.
But it is a delicate matter.
Ama... Çok hassas bir konu.
We must be delicate in this next phase.
Sonraki adımımızı çok dikkatli atmalıyız.
Um, it's actually somewhat delicate.
Aslında hassas bir konu.
Because it's a fern, they're kind of delicate- -
Çünkü o bir eğrelti otu, biraz narin- -
But according to the Nemesis hypothesis, the Sun's delicate juggling act is disrupted by its evil stellar twin every 26 million years.
Ama Nemesis hipotezine göre güneşin hassas hokkabaz hareketi, her 26 milyon yılda bir kötü yıldız ikizi tarafından sekteye uğratılmaktadır.
You've got these beautiful, clear, glass-like pillars, and right next to it, this really delicate...
Çok güzel, cam gibi sütunlar. Hemen yanında da çok narin...
Operating delicate controls while wearing gloves is not easy.
Eldiven giyerken hassas tuşları kontrol etmek kolay değil.
Which is a delicate way of saying...
- Ki bu da nazikçe- -
No one can deny you're in a very delicate situation.
Çok zor bir durumdasın, bunu kimse inkâr edemez.
It's very delicate.
Bu çok hassas.
But the magic that binds the earth is delicate and is easily undone so the ribbons and flags act as a warning.
Lakin dünyayı saran büyü çok kırılgandır, kolayca çözülebilir. Kurdeleler ve bayraklar uyarı içindir.
The matter I wish to discuss is a delicate one, sire.
Çok hassas bir konu hakkında konuşmak istiyorum Majesteleri.
From De Palma vineyards, a light aroma of pear and citrus with a delicate hint of gouda.
De Palma bağlarından Gouda'dan hassas bir ipucu ile armut ve narenciyenin hafif aroması.
Your papa's in a very delicate place right now.
Baban şu anda çok hassas bir yerde.
Have grown and delicate. Or company president.
İtibar sahibi oldun ve şirketin başkanısın.
But if the way this famous face is photographed reminds us of anything, it's the delicate photo-realism of a face like this :
Ama bu ünlü yüzün görüntüsü bize bu yüzün narin foto-gerçekçiliğini anımsatır :
Very delicate work.
Çok hassas bir iş.
She looks so delicate, lying down like that.
Narin narin nasıl yatıyor.
Delicate and fragile.
Narin. Kırılgan.
As delicate as a bird.
Kuş gibi narindi değil mi?
Delicate.
Narin...
Sensitive guy. Delicate flower.
Hassas adam.