Deliverance translate Turkish
256 parallel translation
Deliverance is possible by no other means, but that an innocent maiden maketh the vampyre heed not the first crowing of the cock, this done by the sacrifice of her own bloode...
Kurtuluş ancak ve ancak masum bir kızın vampire kendi kanını sunması ve böylelikle onun, horozun ilk ötüşünü fark etmesini önlemesiyle mümkündür.
Death is waiting deliverance by the grace of our heavenly Lord.
Ölüm bizi bekliyor Tanrı'nın inayeti ile kurtulmuş oldular.
Therefore, we humbly beseech you for deliverance of those who are soon to die.
Bu yüzden, sana yalvarıyoruz yakında öleceklerin kurtuluşu için.
To these men, victory meant not only deliverance, but restored pride.
Bu adamlar için zafer, sadece kurtuluş değildi ; Aynı zamanda onurlarına tekrar sahip olmaktı.
- God send Your Grace a good deliverance.
Tanrı, zat-ı şerifleri hakkında hayırlısına hükmetsin.
" thou shalt compass me about with songs of deliverance.
" çevremi kurtuluş ilahileriyle kuşatırsın.
My people look to him for deliverance.
Halkım kurtarılmak için onu bekliyor.
He has set the day of deliverance.
Kurtuluş gününü belirledi.
So stop fretting and wait for deliverance.
O yüzden üzülmeyi kes ve biraz sabret.
From all over Europe, the faithful have been streaming towards St. Peter's to pray for deliverance from the catastrophe which has struck the Earth.
İnananlar, dünyayı vuran felaketten kurtarması için tanrıya dua etmek üzere St Peter kilisesine akıyor.
For each of us... ... deliverance is coming.
Hepimizin kurtuluşu çok yakın.
Take this to your village... and tell the people... the day of their deliverance is at hand.
Bunu köyüne götür ve halkına de ki kurtuluş günleri yakın.
He said the day of our deliverance was at hand.
Kurtuluşumuzun yakın olduğunu söylemiş.
This is your day of deliverance... remember?
Bugün sizin kurtuluş gününüz, hatırladın mı?
The only true joy in the world the one deliverance... the one reality!
Dünya'daki tek mutluluk tek hüküm, tek gerçeklik!
They've taken the coming of your friend as a sign, a sign of deliverance.
Arkadaşınızın bir işaret olarak gelmesini sağladılar, bir kurtuluş işareti.
This was indeed deliverance.
Bu kesinlikle bir kurtuluş yolu.
I want the Irish to have the honor of placing the first foot. in that grisly place of deliverance.
Kurtuluşumuzun timsali olan bu korkunç topraklara, ilk ayak basanın İrlandalı olmasını istiyorum.
This republic is an obstacle to our deliverance.
Bu cumhuriyet bizim kurtuluşumuza bir engeldir.
We cannot yet see how deliverance will come or when it will come, but nothing is more certain than that every trace of Hitler's footsteps, every stain of his infected and corroding fingers, will be sponged and purged
Kurtuluş ne zaman ve nasıl gelecek bilemiyoruz. Ama bu kesinlikle açık ve netti ki, Hitler'in her bir ayak izi, hasta ve kirlenmiş o parmaklarının bıraktığı her bir iz, temizlenecek ve arındırılacak.
Strangely, when deliverance comes at last, the animals show no signs of rejoicing.
Garip bir şekilde, kurtarıcı nihayet geldiğinde, hayvanlar hiçbir sevinç ifadesi göstermiyor.
Then let us pray for the deliverance of our new sheriff.
O zaman, yeni şerifimizin gelmesi için dua edelim.
We can thank the Lord for this merciful deliverance of our dear classmate lrma and pray that Marion and Miranda and our beloved Miss McCraw will be likewise spared.
Tanrıya şükretmeliyiz... sevgili sınıf arkadaşımız Irma'ya merhamet edip kurtardığı için... ve Marion, Miranda... ve sevgili Bayan McCraw'ın da aynı şekilde canlarını bağışlanması için dua etmeliyiz.
Deliverance from evil.
Kötülükten kurtuluş.
Captain, why don't you join us in our prayer of gratitude for deliverance?
Yüzbaşı, şükran dualarımıza neden siz de katılmıyorsunuz?
In case it eluded you, Councilor, some 100 people have died since our deliverance from the Cylons.
O, sizi korurken Cylonlardan kurtluşumuzdan bu güne dek yüzlerce insan öldü.
Captain, why don't you join us in our prayer of gratitude for deliverance?
Kaptan, kurtuluş için ettiğimiz şükran duasında neden bize katılmıyorsunuz?
I must thank you for a most timely deliverance.
Zamanında müdahalen için sana teşekkür etmeliyim.
You'll smell it, see them die, hear their cries... cries for deliverance.
Kokusunu alıyorsun, ölmelerini görüyorsun ve çığlıklarını duyuyorsun... kurtuluş için atılan çığlıkları.
A deliverance, so to speak
Deyim yerindeyse kurtuluş.
He has a face from the road company in Deliverance.
Deliverancedaki sokak tayfasına benzemiyor mu?
He should have won the Oscar for Deliverance.
Deliverance filmi ile Oscar kazanmalıydı.
Deliverance is at hand!
Kurtuluş yakın!
You are my deliverance.
Siz benim kurtuluşumsunuz.
Suddenly, a spark, deliverance, a door opens, it all falls into place, I know all the why's and how's.
Aniden bir kıvılcım, bir kurtuluş, bir kapı açılıyor hepsi yerli yerine oturuyor, neden, nasıl, hepsini biliyorum.
A spark, deliverance, a door opens, it all falls into place, I know all the why's and how's.
Aniden bir kıvılcım, bir kurtuluş, bir kapı açılıyor hepsi yerli yerine oturuyor, neden, nasıl, hepsini biliyorum.
It's "Deliverance".
Bu kurtuluş.
Deliverance, canoe.
Kurtuluş, kano.
And you, Princess, are my deliverance from this wasteland.
Ve siz Prenses, bu çölden kurtulus biletimsiniz.
Our time of deliverance is at hand.
Kurtuluşumuz onun ellerinde.
- Didn't you see "Deliverance"?
- "Kurtuluş" filmini seyretmedin mi?
Fall down on your knees and beg for deliverance from damnation!
Dizlerinizin üzerine çökün ve lanetlenmekten kurtulmak için dua edin!
Welcome to the Deliverance Inn.
Selamet Otel'e hoş geldiniz.
When Mother Russia becomes one great nation again... when the capitalists are dragged from the Kremlin... and shot in the street... when our enemies run and hide in fear... at the mention of our name... and America begs our forgiveness — on that great day of deliverance... you will know what I want.
Ana Rusya, yeniden bir ulus haline geldiğinde..... kapitalistler Kremlin'den sürülüp..... sokaklar temizlendiğinde..... düşmanlarımız adımızı duyup da saklanacak delik aradığında..... ve Amerika, o büyük bağımsızlık gününde..... bağışlamamız için yalvardığında...
Is it kind of like Deliverance?
Tıpkı Kurtuluş filimine benziyor.
Deliverance.
Kurtuluş.
He leaves deliverance to God.
Takdiri Tanrı'ya bıraktı.
The hour of deliverance has come.
Kurtuluş günümüz geldi.
And the deliverance?
Peki ya kurtuluş?
In case it eluded you, Councilor, some 100 people have died since our deliverance from the Cylons.
Bu gözünüzden kaçtı diye, Danışman...
Hold that thought. Here's to our deliverance from repugnant tasks.
Kaldığımız yeri unutma.