Denker translate Turkish
86 parallel translation
Bessie Denker.
Bessie Denker.
Did you say Bessie Denker?
Bessie Denker mı dedin?
Bessie Denker?
Bessie Denker mı?
- We were talking about Bessie Denker.
- Bessie Denker'dan bahsediyorduk.
"Ingold Denker!" she's calling...
"Ingold Denker!" diye bağırıyordu...
Denker!
Denker!
My name is Denker.
Benim adım Denker.
Arthur Denker.
Arthur Denker.
- I'm eating at Mr. Denker's house.
- Bay Denker'larda yiyeceğim.
" Mr. Denker, if you can't see the road, you shouldn't be driving.
"Bay Denker, yolu görmüyorsanız araba kullanmamalısınız."
Todd, it's Mr. Denker.
Todd, bay Denker arıyor.
My name is Arthur Denker.
Benim adım Arthur Denker.
An investigation by police, fbi, and the Department of Justice, has uncovered a body in the house of Arthur Denker, the man believed to be a Nazi war criminal.
Polis, FBI ve Adalet Bakanlığının ortaklaşa yürüttüğü bir soruşturmada, eski bir Nazi Savaş Suçlusu olduğu sanılan Arthur - - Denker'in evinde bir ceset bulundu.
Actually, to you Arthur Denker.
Siz onu Arthur Denker olarak biliyorsunuz.
You said Denker had a heart attack while you were reading him a letter.
Sen Denker'e bir mektup okurken kalp krizi geçirmiş.
Over by his spot on Denker.
Evet. Denker'deki yerinin orada.
- Did you have a question, Denker?
- Bir sorun mu vardı Denker?
I hope your standards are not so high as to prevent you remaining in my employment, Denker.
Umarım standartların benim evimde çalışmanı engelleyecek kadar yüksek değildir, Denker.
We are having rather a problem with Miss Denker.
- Ne oldu Spratt? Bayan Denker ile bir sorun yaşıyoruz.
Well, we all pander to Spratt in this house, Denker.
Bu evde hepimiz Spratt'ın nazını çekiyoruz Denker.
Spratt has been helping to train my new maid. Denker.
Spratt yeni hizmetçim Denker'ı eğitmeme yardımcı oluyordu.
Are you certain Denker is worth it?
Denker'ın buna değeceğinden emin misin?
I'm afraid the battles with Denker are far from resolved.
Korkarım Denker ile olan savaş çözülmekten çok uzakta.
Yes, thank you, Denker.
- Evet, teşekkürler, Denker.
The Prince is an old friend, Denker, nothing more.
Prens ve ben eski arkadaşız, Denker, daha fazlası yok.
I hope you can manage a few days without Denker, Spratt.
Umarım birkaç gün Denker'sız idare edebilirsin, Spratt.
Are these all the cases, Denker?
Tüm bavullar burada mı, Denker?
Before we get drawn into Miss Denker's past adventures, why don't you come with me and I'll show you how it all works?
Bayan Denker'ın geçmiş maceralarına girmeden önce,... neden benimle gelmiyorsun ve sana işlerin nasıl yürüdüğünü göstermiyorum?
I hope you're not planning to lead him into bad ways, Miss Denker.
Umarım ona kötü örnek olmazsınız, Bayan Denker.
Did you go for your walk with Miss Denker?
Bayan Denker'la yürüyüşe çıktınız mı?
Why are you bullying him, Miss Denker?
Ona neden zulmediyorsunuz, Bayan Denker?
Where are Miss Denker and Andrew?
- Bayan Denker ve Andrew nerede?
Miss Denker's not under his jurisdiction.
Bayan Denker onun emri altında değil.
I am sorry to disturb you, m'lady, but Miss Denker is not well, so Miss Baxter will look after you tonight.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm leydim, ama Bayan Denker iyi değil,... bu yüzden sizinle bu akşam Bayan Baxter ilgilenecek.
I think you need to calm down.
- Sakinleşseniz iyi olur, Bayan Denker.
You need to calm down, Miss Denker.
- Sakin olun, Bayan Denker. - Tippreray'ye...
Ill? Really, Miss Denker.
Gerçekten mi, Bayan Denker.
I'm very sorry, Mr Carson, but Miss Denker was taken ill.
Çok üzgünüm, Bay Carson, ama Bayan Denker rahatsızlandı.
You've been having lots of fun, Miss Denker.
Çok eğlenmiştiniz, Bayan Denker.
Back again, Miss Denker?
Demek döndünüz, Bayan Denker?
Your bill for three nights'worth of drinking, Miss Denker.
Üç gecedir içtiklerini ödemeyi.
You'd visit Denker if she were locked up.
Kilitli olsaydı sen de Denker'ı ziyaret ederdin.
- Quite gone. Eh, Miss Denker?
- Çok geride, değil mi Bayan Denker?
You mustn't be jealous when Denker is saying she can cook.
Denker yemek yapabildiğini söylediği için kıskanmamalısın.
You'll have to prove him wrong one day, Denker.
Ona yanıldığını bir gün kanıtlamalısın Denker.
Seeing is believing, eh, Miss Denker?
Görmek inanmaktır, değil mi Bayan Denker?
My maid, Denker, will be looking after you.
Hizmetçim Denker sizinle ilgilenecek.
- Yes. What about some of Miss Denker's famous broth?
Bayan Denker'ın ünlü çorbasına ne oldu?
Miss Denker, would you take up the challenge of the wooden spoon?
Bayan Denker, karpuz kabuğundan madalya için yarışmaya var mısınız?
- Could you manage with that, Denker?
- Halledebilir misin Denker?
Denker is my new maid.
Denker yeni hizmetçim.