English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Denny

Denny translate Turkish

1,610 parallel translation
Nobody wants to hear your cooking and your stock tips, Denny.
Kimse senin yemek pişirme ve borsa önerilerini dinlemek istemiyor, Denny.
Denny?
Denny?
Denny. Denny.
Denny.
- You and Denny still not talkin'?
- Denny ile hala konuşmuyor musunuz? - Konuşmuyoruz.
We'll hang... or talk about you and Denny.
TakıIırız veya sen ve Denny hakkında konuşuruz. Sonuçta çok anlamsız. - Siz ikiniz görüşüyor olmalıydınız.
Heavens to Murgatroids.
Denny Davies gelmiş.
It's Denny Davies.
Bu ne Iütuf.
You know what, Denny?
Sana bir şey söyleyeyim mi, Denny?
Give me the flashlight, Denny.
Bana el fenerini ver, Denny.
You've turned your back on your own kind and now you live down the street from a Denny's.
Kendi türüne sırt çevirdin ve Denny's restoranından bir sokak ötede yaşıyorsun.
What's going on, Denny?
NasıI gidiyor Denny?
Mom holding two jobs, Denny going to college, this looked like a chance to make some real money.
İki işte çalışan annem ve üniversiteye gitmek isteyen Denny vardı. .ve bu teklif biraz para kazanmak için iyi bir şans gibi gözüküyordu.
Denny, boy!
Denny, evlat!
Denny, you're gonna wanna hear this.
Denny, bunu dinlesen iyi olur.
Denny... how would you feel about sleeping with me?
Denny, benimle yatmaya ne dersin?
Denny, night terrors, they can be potentially life-threatening.
Denny, karabasanlar insan hayatını tehlikeye sokabilirler.
Denny, we cannot knowingly put a client on the stand to lie.
Bir daha itiraf etmeyecek. Denny, bir müvekkili yalan söylemesi için bilerek kürsüye çıkaramayız.
This case has nothing to do with you, Denny. Don't lie to me.
- Bunun senle ilgisi yok, Denny.
– Denny... whether or not you have some mild form of Alzheimer's, and maybe you don't, there is no denying your denying.
- Hiçbir şeyden korkmuyorum. Denny, hafif bir Alzheimer'in olabilir ya da olmayabilir.
Denny, if you're really this concerned, you should get tested.
Denny, bu kadar endişe ediyorsan, test yaptırmalısın. - Birkaç yıl önce yaptırdım.
I really don't think I have Alzheimer's, Denny.
Ben de Alzheimer olduğunu pek sanmıyorum, Denny.
Why couldn't Alan have gone first?
- Buradayım, Denny.
I'm right over here, Denny.
Pekala, olabildiğince sabit durun, efendim.
You promised you'd get tested, too.
- Denny, bu makineler yaşadığım şeyleri test edemiyor.
Denny, those machines can't test for the stuff I've got going on.
- Beni kandırdın. Hey, Denny.
– You tricked me. – Hey, Denny.
Durumun kötüye gitmiyor.
- More specifically, Denny.
Özellikle Denny adına.
Denny, Paul and I need to talk to you.
Paul ve benim senle konuşmamız gerek.
- Nobody's dead, Denny.
- Kimse ölmedi, Denny.
It's crossed the line of banter, Denny.
Söylediklerin şaka sınırını aştı, Denny.
Six years ago, Denny, you threw me a tiny little case to cut my teeth on.
6 yıl önce, kemirmem için önüme minik bir dava fırlatmıştın.
Look, I actually like Denny.
Bakın, Denny'i gerçekten seviyorum.
More importantly, he's not the senior partner.
Dahası o, şirketin büyük ortağı değil. Ama Denny Crane öyle.
Denny Crane is. By the way, after I complained... Denny Crane attributed my protest... to the wanton cy oaf lonely curette.
Bu arada, onu şikayet ettikten sonra Denny Crane itirazımı zevk düşkünü yalnız tombul bir kadının feryadı olarak nitelendirdi.
One of the reasons I came back here, Denny, you make me laugh.
Buraya dönmemin nedenlerinden biri, Denny beni güldürmen.
I haven't been feeling very secure lately, Denny... either in mind or body.
Son zamanlarda kendime pek güvenmiyorum, Denny. Hem zekama hem de fiziğime.
But I'm struggling here, Denny.
Ama burada elimden geleni yapıyorum, Denny.
You and Denny need to find other ways to have fun... than being lecherous with junior associates.
Sen ve Denny, eğlenmek için acemi avukatlarla kırıştırmak dışında başka şeyler bulmalısınız.
I'm not sure I truly understood that before I met you, Denny.
Seninle tanışana kadar, bunu tam olarak anladığımdan emin değilim.
- Denny Crane. - Oh!
Denny Crane.
- Denny, we look good, right?
Denny, iyi görünüyoruz, değil mi?
Kelly Nolan, this is Denny Crane.
Kelly Nolan, bu Denny Crane.
I'm Denny Crane.
Ben Denny Crane'im.
I talked to Denny.
Denny'yle konuştum.
That wasn't his grandfather who died, Denny.
Ölen büyükbabası değildi, Denny.
It was a stupid idea, anyway.
- Denny.
Denny, you sleep like a log.
Denny, bir köpek gibi uyuyorsun.
Denny, look at me.
Denny, yüzüme bak.
And for whatever reason, she wants you. - Denny, the conference call with Jack Meyers has begun -
Jack Meyers'la toplantı hazır.
Denny Crane.
Denny Crane.
I'll pay a visit to the housekeeper.
Ve Denny.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]