English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dents

Dents translate Turkish

142 parallel translation
YOU KNOW WHAT THE STU DENTS SAY?
- Olur bazen böyle şeyler.
Those dents aren't my fault, you know.
O oyuklar benim hatam değil, biliyorsunuz.
There aren't too many dents in it.
Üzerinde fazla göçük yok.
The Tournette, the Dents de Lanfont.
Tournette Dağı, Dents de Lanfont Dağı.
Ah, couple of dents.
- Birkaç dişte.
You can just see the Dents du Midi.
Dents du Midi'yi biraz görebiliyorsunuz.
- Where'd you get the dents?
- Bu göçükler nereden?
The hull is three inches thick, a chromium alloy steel, and yet this creature is able to make dents in it by using both hands together.
Dış gövde üç parmak kalınlığında krom alaşımlı çelikten ancak bu yaratık her iki elini birlikte kullanarak ona hasar verebiliyor.
If he paints a naked woman, you get sagging breasts, distorted hands dents from the corselet in the belly and from the garters in the legs.
Çıplak bir kadın resmi yapsa, karşınızda sarkık göğüsler, çarpık eller belde korseden, bacaklarda da jartiyerden kaynaklanan izler bulursunuz.
You seem to have run into a few dents.
Bir kaç deliğin var gibi görünüyorsun.
He puts dents in lockers with his head.
Kafasıyla dolapları eğer.
Mucho dents on Bobby's locker.
Mucho Bobby'nin dolabını eğse?
300 bucks for a couple of dents?
Birkaç ezik için 300 dolar mı?
You can see the dents on the door there.
Kapı kenarında ezikler var.
- A few new dents.
- Birkaç yeni diş.
He put the dents in it.
İçinde delikler açtı.
- And without dents.
- Hasarsız çıkardım.
This door is over a thousand years old and in five minutes, you've made dents in it.
Bu kapının yaşı bin yıldan fazla... Ve beş dakika içinde, çentikler açtın.
You didn't feel the dents?
Göçük yerleri fark ettin mi?
The dents come from that.
Göçükler bundan.
Yeah, but the dents in his knuckles mean he's artistic.
Parmaklarındaki kıvrımları görüyor musun, bu onun sanatkar olduğunu gösterir.
I don't want any dings, dents or scratches, or I'll have your ass. Hey!
Üzerinde bir tane çizik, ezik veya iz görürsem, kıçına tekmeyi basarım.
I don't want no dents in my pretty head.
Bu güzel kafamda bir sıyrık kalmasını istemiyorum.
IT'S, UH, IT'S NOT GONNA COME OUT WITH DENTS ON ITS HEAD LIKE A GOLF BALL OR SOMETHIN'.
Sanki bir golf topu gibi kafasında oyuklarla dışarı çıkacak hali yok ya.
You stay quiet, my partner dents your skull.
Sessiz kalırsan, partnerim kafanı oyar.
- Peter, this car has dents in it.
- Peter, bu arabanın içi resmen çökük.
It's pulling dents and spotting good blowjobs.
Biri, araba tamiri, diğeri saksofon yapacak ağızlar.
Actually, I think the dents add some character.
Aslında bence o çizikler arabaya kişilik kazandırıyor.
They drop names so furiously, they practically leave dents in the carpet.
O kadar hızlı isimleri sıralıyorlar ki, halıda izi kalıyor diyebilirim.
As the nebula bounce-passes them off us they cause dents, or "time skips."
İşte nebula bize o toplarla pas atıyor yamulmanın yani kaymaların sebebi bu.
And as you can see, the unique dents in my invention... perfectly match the contours of the human "vertebrains."
Gördüğünüz üzere, icadımdaki eşsiz kıvrımlar insan omurgasındaki omurlarla birebir örtüşüyor.
Ask Jad for any off-hour eye-dents into the analytical room.
Jad'e mesai saati dışında analizdekilerin göz kimliklerini sor.
I'm just looking for dents and major scratches.
Hiç ezik ve büyük çizik var mı diye bakıyorum.
You must have laid on the ground a Iong time to get those dents.
Bu kadar çok çürük için uzun süre... yerde kalmış olmalısın.
If Carew's left any dents I'll need time to flatten them.
Carew yüzünden saha çökmüşse orayı düzlemem için zaman gerekecek.
Now, Apu, when you gave me this keg, it had dents.
Apu, bana bu fıçıyı verdiğinde üstünde göçükler vardı.
This dude was determined to pound dents into every kid.
Bu çocuk herkesi dövmeyi kafasına koymuştu.
Look, there aren't any scratches or dents.
Arabada hiç çizik, göçük yok.
My mother used me to bang dents in my father.
Annem beni babama karşı silah olarak kullandı.
It's great for small dents and...
Küçük çukurlar için harikadır ve...
If he had popped it, the ejectors would have made dents in the pod.
Yalan mı söylüyor? Hayır. O basmış olsaydı, tahliye motoru depoda izler bırakırdı.
No dents. Just damage from plowing into Mother Earth.
Sadece toprağa çarpınca olan izler var.
Homer Simpson, you are hereby charged with damaging the Royal Coach and putting several dents in the Royal Horse. How do you plead?
Homer Simpson Kraliyet arabasına zarar verdiğinden ve atların yaşamını tehlikeye attığından sana ceza vereceğiz, diyeceğin var mı?
Big dents.
Büyük göçmenler var.
I'm not the one with all the dents in their car.
Arabada dişlerini döken ben değilim.
The steering wheel would have two dents in it.
Direksiyonlarda iki çukur olmalıydı.
You're thinking about the dents?
Sen göçükleri mi düşünüyorsun?
Just don't give me any new dents.
- İşimi bana öğretme.
Nope, no dents.
İz yok.
We're taking dents to the outer hull.
- Dış kabuğa hasar alıyoruz.
Just... Que des dents. Des grandes dents.
Yalnızca dişleri varmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]