English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dermot

Dermot translate Turkish

259 parallel translation
Then came Dermot, my brother.
Sonra erkek kardeşim Dormand geldi.
There was an expression of amazement on his face. Dermot dropped.
Yere düşerken gözlerinde, şaşkın bir bakış vardı.
They said I killed Dermot.
Onlara Dormand'ı vurduğumu söyledim. - Sen. Biliyorum Sam.
confessed that killed the Dermot to show that never should you order.
Sam'ın asla hapse girmemesi gerekirdi. Bay Adare'in vurulması ile ilgilide doğruyu söyledim.
Dermot Fahy.
Dermot Fahy.
- Dermot!
- Dermot!
Now, Dermot, you know very well I haven't made peach jam since Taphrina deformans attacked my Russell reds.
Bahçeyi mantar sardığından beri şeftali reçeli yapmadığımı biliyorsun.
Really, Dermot, she sees the picture every day.
- Tabloyu her gün görüyordu.
You know, Dermot, you really are my favourite nephew.
Dermot, sen gerçekten de en sevdiğim yeğenimsin.
I see this is not a particularly taxing case for you, Dermot.
- Bence bu dava çok uzun sürmez.
- Better be careful, Dermot. They're liable to mistake you for Leslie Howard and put you in the picture.
Şaşırıp, Leslie Howard'ın yerine seni oynatabilirler.
Dermot! First discover Heather Babcock's murderer.
Sen önce Heather Babcock'un katilini ortaya çıkar.
- And I'm sure you will, Dermot.
- Eminim yardım edeceksindir.
Come now, Dermot. At least three people could have quite easily.
En az üç kişi görmüş olmalı.
You know, Dermot, I always think that murder is like a jigsaw.
Cinayet, yap-boz gibidir :
Yes, Aunt Jane. Don't you see, Dermot? Something as trivial as the suggestion of an ice cube when it becomes associated with another experience, something that caused great grief, it fixes in the mind, stays with you forever.
Bir buz parçası gibi masum bir şey bile insana büyük acıları anımsatabilir.
Hello, Dermot.
Merhaba, Dermot.
We go live to Dermot Conley in Chicago.
Canlı olarak Chicago'dan Dermot Conley'e bağlanıyoruz.
- Live from Chicago, I'm Dermot Conley.
- Chicago'dan canlı, ben Dermot Conley.
– Ahem. – This is my husband, Dermot.
Bu, kocam Dermot.
No, Dermot, he didn't.
Hayır, Dermot, yoktu.
I hereby rule that until there is a significant improvement... in the domestic and financial circumstances of Desmond Doyle... his two sons, Dermot and Maurice... will be placed in care of the Christian Brothers in Kilkenny... and his daughter, Evelyn Doyle... will be committed to St. Joseph's School in Dublin.
Desmond Doyle'un mali ve ailevi durumunda... kayda değer bir gelişme olana dek... iki oğlu, Dermot ve Maurice... Kilkenny'deki Hıristiyan Kardeşlerde kalacaklar... ve kızı, Evelyn Doyle... Dublin'deki Aziz Joseph yatılı okulunda eğitim görecektir.
Evelyn, Maurice, Dermot, come and sit down, everybody.
Evelyn, Maurice, Dermot, Gelin oturun.
- No, don't go, I... lt said in the advert you look like Dermot O'Leary.
- Hayır, gitme. Reklamda Dermot O'Leary'e benzediğin yazıyordu.
Dermot mulroney had one named "Baby Love."
Dermot Mulroney'in "Bebek Aşkım" adında var.
Òhat's Dermot Mulroney.
Bu Dermot Mulroney.
I'd been invited to the West Country to visit a friend, Dermot Milewater.
Sonra da yanlışlığı anlat bana. Dermot Milewater diye bir dostu ziyaret etmek için West Country'ye davet edilmiştim.
Hello, Dermot.
Jane!
They're beautiful. Thank you.
- Merhaba, Dermot.
Uncle Dermot's raised funds to dig out the foundations. It was a botched job, Jane.
Güney duvarında bir çöküntü vardı.
They completely ruined it.
Dermot amca bağış toplayarak temelleri sağlamlaştırmak istedi.
And I learn from Dermot that George Pritchard's brother, Lewis, is a penniless writer and married to Mary Pritchard's sister, Philippa.
Dermot'tan, George Pritchard'ın kardeşi Lewis'in, meteliksiz bir yazar olduğunu ve Mary Pritchard'ın kardeşi Philippa'yla evlendiğini öğrenmiştim.
Someone ought to teach her a lesson.
- Dermot. Hayır, gerçekten.
DERMOT : You mean she imagined it?
Şimdi ben de öyle düşünmüyorum.
Dermot?
Dermot?
I have to speak to the police.
Kimseyle konuşacak durumda değilsin, Dermot.
You're in no state to speak to anyone, Dermot.
Yediğim bir şeyden olmalı. Ama Philippa her şeyi yanlış anlamış.
I'm meeting Maria here. - We're going into town. - See you later!
Selam, Dermot.
I was very good at it. - What?
Dermot...
Oh, and wait till I tell you what Dermot wants us to do...
Öyle olsun.
"Man with five willies says his underpants fit him like a glove."
Dermot, geldin demek, tam da zamanında. Maria sana bir şey söyleyecekmiş.
It is quiet, but killed his brother in cold blood, in Dermot.
Kardeşini soğuk kanlılıkla, gözünü kırpmadan öldürmüş.
According to her killed her brother Dermot.
Ona kalırsa kardeşini o vurmuş. İtiraf mı?
- Ah, Dermot.
Ah, Dermot.
- I'm fine, Dermot.
Sus be, aptal köpek!
Thank you, Maria.
Dermot ile Maria'yı düşünmekten uyuyamıyorum.
How does a spy know when he's running out of invisible ink?
Cathy, Dermot ile Maria için ne yapsam ki?
Right then, I'll speak to the school and tell them I'm handling it.
Dermot ve Maria ile ilgili bir şeyler yapmam lazım, Cathy.
- ANSWERPHONE BEEPS -'Hello, Granny? Are you there? It's me
Bayan Brown, Dermot size ne söyledi bilmiyorum ama belki de sorun olmadığı için, onunla tanıştığım için ona âşık olduğum için, bu aileye bulaştığım için özür dilesem iyi olacak.
Still, I'm prepared to try anything. Any luck, Dermot?
- Zavallı Winnie iğrendi.
He doesn't seem very nice.
Cathy Dermot ve Maria konusunu ne yapacağım ben?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]