Devant translate Turkish

Mettez-vous devant la passerelle.

Köprünün önünde durun.

Pas devant.

Herkesin ortasında.

Don't give me that pas devant stuff.

Herkesin ortasındaymış.

Front, Devant.

Öne, Devant.

Et moi, dès que je raccroche, je jetterai ce téléphone, après être parti de devant chez vous.

Bu konuşmayı bitirir bitirmez cep telefonunu atacağım. Tabii arabamla evinin önünden ayrıldıktan hemen sonra.

Oh, pas devant les domestiques.

Hizmetkârların önünde olmaz.

And devant.

Ve "devant."

Pas devant les sujets.

Halkın önünde olmaz.

Pas devant.

Pas devant.

I know what pas devant means.

Pas Devant'ın anlamını biliyorum.