English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Devilish

Devilish translate Turkish

185 parallel translation
I'm devilish sleepy.
Çok uykum var.
There's a devilish fascination in it.
Şeytani bir cazibe vardır onda.
By order of His Honor, the High Justice destroy this devilish apparatus.
Sayın Yargıç Başkanın emriyle bu şeytan işi aleti parçalayın.
MAJOR : So your devilish machines are going to ruin all your old friends, eh, Gene?
Bu durumda senin şeytani makinen eski dostlarını batıracak ha, Gene?
This time you are fighting for your very existence, against the most devilish idea ever created by a human brain.
Şu anda, varlığınızı devam ettirebilmek için insan beyninin yarattığı en şeytani fikre karşı savaşıyorsunuz.
I say that was devilish awkward.
Söylemeliyim ki bu çok garipti.
Gold's a devilish sort of thing.
Altın şeytani bir şeydir.
This is a devilish conspiracy!
Bu şeytanca bir komplo!
I say they are wicked, devilish things.
- Bunlar kötü, zalim şeyler.
I pray you all, tell me what they deserve... that do conspire my death... with devilish plots of damned witchcraft... and that have prevailed upon my body with their hellish charms?
Lütfen söyler misiniz, lanetli büyülerle, şeytanca dolaplarla canıma kasteden, cehennemlik afsunlarla bedenimi çarpıtan o insanlar sizce nelere müstahak?
By some devilish thing that never showed itself.
Kendini hiç göstermeyen şeytani bir şey tarafından.
Devilish big, he was.
Şeytani büyüklükteydi.
The warrior Chikata whose devilish men served his traitorous schemes Yet when his demon henchmen murder him in betrayal their debt of royal treachery swiftly brings their own ruin
Hain entrikalarına hizmet eden şeytani adamlara sahip olan savaşçı Chikata ihanete uğrayıp veziri tarafından öldürülünce büyük ihanetlerinin bedeli olarak bir çırpıda kendi sonlarını gördüler.
- Truth interests me in a devilish way.
- Gerçek beni şeytani bir şekilde çekiyor.
Why, bewitched Chaldeans, do you serve a devilish, blaspheming and despotic Tsar?
Neden, siz afsunlu Kaldeliler,... Şeytan ruhlu, kafir ve zorba bir çara hizmet ediyorsunuz? ...
The devilish imagination.
Şeytani bir hayal gücü.
There's gonna be the biggest, noisiest, most devilish, glorious drinking and dancing wedding ever celebrated in this godforsaken part of the world.
Bu topraklar çok yakında bölgenin yıllardan beri görmediği kadar görkemli, gürültülü, dans dolu düğününe ev sahipliği yapacak. - Ve bütün herkes uzunca bir süre bu düğünü konuşacak.
He's in a devilish pickle, I promise you.
Feci bir durumda.
" He made it the devilish business of his
" kendine görev edinmiş
I'm really devilish sleepy.
Felaket uykum var.
Hellish. Devilish.
Sanki cehennem sıcağı.
Perhaps you'd better just try a devilish smile.
Belki de sadece o şeytani gülüşünü yapmalısın.
Either you'll be killed like a coward with an axe and your corpse hung next to the Zota brothers at the mercy of crows and devilish powers, or
Ya bir baltayla bir korkak gibi öldürülüp, cesedin Zota kardeşlerin yanına asılılıp kargaların ve şeytani güçlerin merhametine bırakılacak, ya da...
Oh, these English crosswords are devilish, don't you think?
Bu İngilizce bulmacalar çok şeytani, değil mi?
You give your devilish horse to me.
Senin atını ben alacağım.
If not, there is no proper music, but a devilish hurdy-gurdy.
Aksi takdirde, ortaya çıkan, doğru düzgün müzik değil berbat bir laterna olur.
He is tall, with devilish eyes.
Uzun boylu, şeytan bakışlı...
He's the doctor who caused an absolute furor in the medical world... about five years ago with some... fantastic and devilish notion he had about transplanting people's brains.
O, yaklaşık beş yıl önce tıp dünyasının mutlak hiddetine sebep olan insan beynini nakletmek gibi bazı fantastik ve şeytani görüşlere sahip olan bir doktor.
Women are really devilish.
Kadınlar gerçekten şeytanidir.
A same devilish hand.
Aynı kötü el.
You and I have been destined for one another, because of your wicked heart and devilish charm.
Sen ve ben... Birlikte olmak bizim kaderimizde var. Senin de kalbinin derinliklerinde saklı bir şeytan var.
My senses are not as devilish as that.
Benim duygularım hiç şeytani olmadı.
That's devilish, Mr. St. Ives.
Yani, Sayın Ives şeytani olduğunu.
In your devilish pride, you have put yourself above mere mortals.
Şeytani gururunla kendini fanilerin üzerinde gördün.
Such devilish fantasies.
İlginç fantazileriniz var.
Devilish He guesses everything!
Şeytanca ; herşeyi tahmin ediyor!
I've stalked Xusia for ten years, watching for signs of his devilish work.
Xusia'nın sinsice gelişini 10 yıldır gözlüyorum şeytani planının işaretlerini görüyorum.
Today he too... completed his training and become a devilish being known as Mo Ying ( devil's child )
Bugün o da amacına ulaştı... ve kafesinden kaçabildi kötülüklerinin bir tekamülü sonucu... o da, Mo Ying ( Şeytanın Çocuğu )'i yarattı!
Take care as he is cruel and devilish
Onun şeytani ve acımasız eylemlerine dikkat et
- I could not see a single woman who compared with that devilish girl. "
Şeytani bir kızla karşılaştırılamayacak yalnız bir kız görmüyorum. "
And look, the same devilish pride.
Baksana, aynı şeytani gurur.
That was a devilish design.
Bu şeytani bir plandı.
Its commentary said that "This is a report of an experiment on the breaking point of bearable pain and the corrosion of people's senses" but it was, in fact, an exhibition of devilish cruelty as 3 perpetrators severely abused a woman.
Açıklamasında şöyle diyordu : "Bu tahammül edilebilir acının ve insanın hislerinin bozulması üzerine bir deneydir" ama işin aslı, şeytani bir zalimliğin, bir kadını kötü emellerine alet eden 3 katil olarak yansımasıydı.
She tried to lose the baby with devilish potions.
Zehirli ilaçlar içerek bebeği düşürmeyi denedi.
Laughter is a devilish wind which deforms the lineaments of the face and makes men look like monkeys.
Gülmek, yüz hatlarını bozan ve insanları maymuna benzeten şeytani bir rüzgardır.
There's something devilish in this, Watson.
Burada şeytani bir şey var, Watson.
And then there was the one- - the one who was so devilish clever.
Bir de şu... Şu çok zeki olan vardı.
- Yeah, their names were devilish back in Bible days.
- Evet, isimleri kutsal kitaplarda yazıyordu.
Burn this devilish thing tomorrow.
Bu şeytani şeyi yarın yak.
It is devilish.
Şeytani.
Devilish, Mr. Holmes.
Şeytani, Bay Holmes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]