Dgse translate Turkish
30 parallel translation
The DGSE know Durand is here.
Fransız İstihbaratı Durand'ın burada olduğunu biliyor.
- Jean-Luc Goyon from the DGSE.
- Jean-Luc Goyon Fransız İstihbaratından.
That was DGSE.
Fransız istihbaratı aradı.
French DGSE have Sark in custody.
Fransız İstihbaratı Sark'ı gözaltına aldı.
Intelligence?
- DGSE. İstihbarat mı?
Er... I've just spoken to DGSE in Paris.
- Az önce Paris'teki Fransız İstihbarat Servisi ile konuştum.
Scanning DGSE databases.
DGSE veritabanları taranıyor.
These jokers waltzed in while we were there, tried to pass themselves off as NSA agents, but they're DGSE.
Bu jokerler kendilerini NSA ajanı olarak tanıtıp geçmeye çalıştılar. Ama DGSE'denler.
We work for DGSE.
Fransız gizli servisi mi?
I spoke to Hoyt. He confirms Shin Won called the DGSE because he thought we were saying no.
Hoyt'la konuştum Shin Won'un Fransız Gizli Servisi'ni aradığını doğruladı....... Çünkü bizim hayır diyeceğimizi düşünmüş...
The DGSE gave me a contact there. He knows where Touchent is.
Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü bana kart-vizitini verdi.
In order to prevent them from escaping abroad, we've already informed DGSE ( France Intelligence Agency ), BND ( Germany Intelligence Agency ), SND ( Switzerland Intelligence Agency ), and other neighboring countries intelligence agencies, and requested assistance.
Yurtdışına kaçmalarını engellemek için Fransız, Alman ve İsviçre ve diğer komşuların istihbarat teşkilatlarını bilgilendirip, yardımlarını talep ettik.
These two are former DGSE.
İki tanesi eski DGSE.
She just I.D.'d two former DGSE agents who met with her brother.
Kardeşiyle görüşen iki eski DGSE ajanının kimliğini belirledi.
You had two opportunities to return to the DGSE, and you turned them both down.
Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü'ne dönmen için iki kez fırsat geçti eline ama ikisini de geri çevirdin.
Ex-DGSE, Action Division.
Eskiden Harekat Şubesi'ndeymiş.
I used to be an intel officer of the DGSE.
Eskiden DGSE'de istihbarat subayı olarak çalışıyordum. * DGSE : Fransız İstibarat Teşkilatı *
You're one of the top intelligence analysts at the DGSE, you speak five languages.
Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü'nün en iyi istihbarat çözümlemecilerinden birisiniz, beş dil konuşuyorsunuz.
You're DGSE, right?
Sen Gizli Hizmet Teşkilatı'ndan değil misin?
Gustavo Silva... he's taken a French DGSE agent, Chloe Tousignant.
Gustavo Silva Fransız Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü ajanı Chloe Tousignant'ı rehin aldı.
- And you are?
- Peki siz? - DGSE, benimle beraber.
I know him. He's ex-DGSE.
Onu tanıyorum, istihbaratta çalışıyordu eskiden.
As it turns out, she's on leave from the DGSE.
Ortaya çıktığı üzere DGSE'den izinli.
I'm DGSE operative.
Ben DGSE'n, n özel ajanıyım.
Maybe I was unclear on the exact pronunciation, but I do know that you're not DGSE.
Belki telaffuzunun tam nasıl yapılacağını bilmiyorum, ama DGSE'den olmadığınızı biliyorum.
You were trained by the DGSE to withstand interrogation.
DGSE tarafından bir sorgulamaya dayanabilmek için eğitildin.
I work with Chloe at the DGSE.
Chloe ile DGSE'de çalışıyorum.
And up until four weeks ago, I was an analyst for the DGSE.
Dört hafta öncesine kadar DSGE'de analisttim.
Ressler, Navabi, get with DGSE.
Ressler, Navabi, DGSE * ile görüşün.
We were hoping that the DGSE could tell us about the hit-and-run in Paris.
DGSE'nin bize Paristeki vur kaç olayını açıklayacağını umuyorduk.