English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Diagnostic

Diagnostic translate Turkish

795 parallel translation
"After an analysis in depth of all the diagnostic data we have come to the definite conclusion that the evidence is definitely inconclusive."
" Bütün teşhis verilerini dikkatle inceledikten sonra biz, aşağıda..... imzası bulunan doktorlar,..... kanıtların sonuçsuz olduğu sonucunda birleşiyoruz.
Our medical service gives the following diagnostic.
Tanı takip eden şekildedir :
He's going to be diagnostic.
Iyileseceksiniz.
Did you finish the security diagnostic?
J.T.? J.T.?
Let's get a readout from your self-diagnostic analyzer, huh?
Hadi kişisel teşhis analizlerine bir göz atalım, ne dersin?
KlTT's diagnostic indicator's out.
KITT'in kişisel teşhis analizleri çalışmıyor.
I'm afraid that's the extent of my diagnostic capabilities.
Korkarım benim teşhis kapasitem bu kadar.
The cost of diagnostic testing has gone up dramatically.
Sammy, teşhis deneyleri önemli ölçüde yükseldi.
My diagnostic scanner indicates a plethora of mechanical malfunctions.
Diagnostik tarayıcım bir sürü mekanik işlev bozukluğu gösteriyor.
Please, there's no diagnostic value for any of it.
Hiç birinin bir değeri yok.
No diagnostic value.
Değeri yok.
Computer, run diagnostic on module L-73.
Bilgisayar, modül L-73'e bir tarama testi yap.
A resident diagnostic program is running.
Gömülü bir teşhis programı çalışıyor.
Run a level-one diagnostic series.
Birinci seviye teşhis taraması yapın.
I have conducted a diagnostic check of all my programs.
Tüm programlarıma bir hata kontrolü yaptım.
I'm conducting diagnostic...
Şu anda bir hata tespit...
Diagnostic insists everything's fine.
Tanı sistemi her şeyin iyi olduğunda ısrarlı.
I have diagnostic circuits and am able to correct many malfunctions.
Tanısal devrelere sahibim... ve pek çok arızayı da düzeltebilirim.
- I'll run a full diagnostic on Data, evaluate its current software, then dump its core memory into the starbase computer and begin a detailed analysis of its construction.
- Data üzerinde tam bir tarama yapıp, şu andaki yazılımını değerlendirip, çekirdek hafızasını üssün ana bilgisayarına yükleyerek... yapımıyla ilgili kapsamlı bir analize başlayacağım.
Williams, run a diagnostic on DeJesus's suit.
Williams, DeJesus's giysisine bir gözat.
La Forge, do a diagnostic sweep.
La Forge, derhal bir arıza tespit taraması başlat.
Cmdr La Forge has been running a diagnostic on it to isolate the problem.
Yüzbaşı La Forge sorunu çözmek için 1. seviye tanı programını çalıştırıyor.
I can't believe Geordi's still running his diagnostic.
Geordi'nin hâlâ tanı programını sürdürdüğüne inanamıyorum.
- I'm running a level-one diagnostic.
- 1. seviye tanı programını sürdürüyorum.
I want a level-one diagnostic across the board.
Bu sürede de, tabloda kapsamlı seviye-1 kontrolü istiyorum.
Nothing showed up in the diagnostic?
Tanı testinde hiçbir şey çıkmadı mı?
Computer run a level-2 diagnostic on warp drive systems.
Bilgisayar, Warp sürüş sisteminde ikinci seviye bir tarama yap.
It might be a good idea to run a diagnostic on him.
- Ya da? - Onda bir tarama yapmak iyi olabilir.
Then give me a level-1 diagnostic of any onboard sensors, and run a manual sweep of any anomalous airborne or electromagnetic readings.
- Böyle bir şeyin belirtisi... - Seviye bir tanısı istiyorum. Tüm anormal havada uçuşan veya elektromanyetik okumaları elle kontrol et.
Return this ship to Starbase 133 for a full diagnostic.
Gemiyi yıldız üssü 133 döndürüp tam bir tarama yapalım.
Computer, we are going to apply precise diagnostic methodology.
Bilgisayar, ayrıntılı metodolojik tanısını uygulayacağız.
Have you run a diagnostic on the sensors, Data?
Algılayıcıları kontrol ettin mi Data?
Recommend we run a diagnostic on the forward sensor array.
Ön sensör dizisinde tanı programı çalıştırılması öneriyorum.
That's good. Computer, run a level-two diagnostic.
Bilgisayar, seviye iki tanı programını çalıştır.
He's waiting in the diagnostic center.
Tanı merkezinde bekliyor.
Mr. Data, run a full diagnostic to make sure that the wormhole didn't permanently damage the sensors.
Deliğin algılayıcıları etkilemediğinden emin olmak için tarama yapın.
Data, I promised Mr. Nelson that you would assist him with the sensor diagnostic.
- Data, Bay Nelson'a algılayıcıları taramada yardım edeceğine dair söz verdim.
Computer, run fluidic-sensor diagnostic.
Bilgisayar, akışkan sensör teşhisini çalıştır.
Diagnostic complete.
Teşhis tamamlandı.
Pull this unit and check the systems. I want a diagnostic on all transporters.
Bu birimin sökülüp sistemlerinin tekrar denetlenmesini ve tüm ışınlayıcılarda 1. seviye tanı programı yapılmasını istiyorum.
Without the main computer, I can't run a full diagnostic.
Ana bilgisayar olmadan, tam bir arıza tespiti yapamıyorum.
Move him to the diagnostic pad.
Teşhis masasına taşıyın.
Final pre-launch diagnostic, level five.
Fırlatma öncesi nihai kontrol, seviye 5.
Mr. Data, run a systems diagnostic.
Bay Data, kapsamlı bir sistem taraması yapın.
- Any luck with your diagnostic?
- Tarama testinde bir şey çıktı mı?
My most recent self-diagnostic revealed no malfunctions.
En son tarama testim bir arıza göstermedi.
It's like a coma. Data performs regular self-diagnostic routines.
Data rutin bir üs öz-tanısı yapıyordu.
I've run a level-one diagnostic.
Seviye 1 tanı testini bitirdim.
Perform a level-five diagnostic on navigational and power systems.
Seyrüsefer ve güç sistemlerinde seviye 5 tanı testini uygula.
Maybe we should run a diagnostic on those coils.
Belki de evre sargılarına seviye 1 tarama testi yapmalıyız.
That level-three diagnostic we talked about.
Hani şu konuştuğumuz seviye 3 tanı programı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]