English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Didn't mean to interrupt

Didn't mean to interrupt translate Turkish

258 parallel translation
Oh, please, i didn't mean to interrupt.
- Sözünüzü kesmek istemezdim. - Önemli değil.
Sorry, I didn't mean to interrupt.
Özür dilerim, oyununuzu bölmek istememiştim.
I didn't mean to interrupt.
Sözünüzü kesmek istememiştim.
I didn't mean to interrupt your work.
İşinizi bölmek istemedim.
Sorry, I didn't mean to interrupt... barge in.
Afedersiniz, sizi bölmek istemezdim... bölebilir miyim. Aslında gelmezdim. Ama kapı açıktı...
I'm sorry. I didn't mean to interrupt your threat.
Özür dilerim, tehdidinizi yarıda kestim.
I didn't mean to interrupt.
Araya girmek istememiştim.
I'm sorry. I didn't mean to interrupt you.
Afedersin, lafını kesmek istemedim.
- I didn't mean to interrupt- -
- Rahatsız etmek istemedim...
'Cause I really didn't mean to interrupt anything.
Çünkü gerçekten muhabbetinizi bölmek istemedim.
I didn't mean to interrupt and barge in but I'm looking for a Mrs Williamson.
Sözünüzü kesmek istemedim ama Bayan Williamson diye birini arıyorum.
And... I'm sorry. I didn't mean to interrupt.
Üzgünüm, bölmek istememiştim.
I didn't mean to interrupt.
Kesmek istemedim.
Oh I'm sorry dear, I didn't mean to interrupt anything.
- Affedersin canım, bölmek istememiştim.
- I didn't mean to interrupt.
- Bölmek istememiştim.
I'm sorry, I didn't mean to interrupt.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim. - Bayan Vickery.
I didn't mean to interrupt the meeting in this way.
Toplantınızı bölmek istemezdim.
We didn't mean to interrupt.
Bölmek istemezdik.
Sorry, I didn't mean to interrupt you.
Affedersin. Sizi bölmek istemedim.
I didn't mean to interrupt.
Bölmek istemedim.
Didn't mean to interrupt one of those intellectual conversations...
Bu düzeyli konuşmayı bölmek istemezdim...
I didn't mean to interrupt.
Bölmek istememiştim.
Well, didn't mean to interrupt, but I wanted to tell you.
Sizi rahatsız etmek istememiştim, sadece bunu söylemek istedim.
Didn't mean to interrupt you.
Bölmek istememiştim.
I didn't mean to interrupt.
Kum havuzumuz mu? Bölmek istemezdim.
I didn't mean to interrupt anything.
Ben herhangi bir şeyi rahatsız etmek istememiştim.
Thank you. I didn't mean to interrupt.
Kesmek istemezdim.
Didn't mean to interrupt.
Bölmek istemedim.
Didn't mean anything to interrupt anything.
Konuşmanı yarıda kesmek istememiştim.
- No, I didn't mean to interrupt you.
- Hayır, rahatsız etmek istemem.
Okay. I didn't mean to interrupt your work.
Tamam, işini bölmek istememiştim.
Excuse me, I didn't mean to interrupt or anything.
Kusura bakma. Bölmek istememiştim.
Sorry, I didn't mean to interrupt the fun.
Eğlencenizi böldüğüm için özür dilerim.
I... I didn't mean to interrupt.
Rahatsız etmek istememiştim.
Didn't mean to interrupt you.
Sözünüzü kesmek istemezdim.
I didn't mean to interrupt.
Rahatsız etmek istememiştim.
I'm sorry. I didn't mean to interrupt your little quest.
Özür dilerim. Maceranı bölmek istemedim.
I didn't mean to interrupt.
Pardon. Bölmek istememiştim.
I'm sorry. I didn't mean to interrupt your reverie.
Kusura bakmayın, hayallerinizi bozmak istememiştim.
I didn't mean to interrupt.
Affedersiniz bölmek istememiştim.
Didn't mean to interrupt.
Kesmek istememiştim.
I'm sorry... I didn't mean to interrupt-something.
Üzgünüm, bölmek istemezdim.
Gentlemen if I'm boring you... I'm sorry, Bill. I didn't mean to interrupt.
Üzgünüm, Bill.
Go right ahead. Didn't mean to interrupt. - Hello, Clifford.
Siz devam edin, işinizi bölmek istemedim.
I didn't mean to interrupt. Your playing was beautiful.
Bölmek istememiştim, çok güzel çalıyordunuz.
- Oh, I didn't mean to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
I didn't mean to interrupt, but my freezer broke down, and I wanted to see if I can get some ice from you guys.
Çat kapı gelmek istemezdim ama buzluğum bozuldu ve sizden biraz buz istemek için geldim.
Didn't mean to interrupt your conversation.
Konuşmanızı bölmek istememiştik.
Terribly sorry, I didn't mean to interrupt.
Özür dilerim, bölmek istemedim.
Oh, sorry ; I didn't mean to interrupt.
Oh, özür dilerim, rahatsız etmek istememiştim.
Well, I didn't mean to interrupt your day.
Seni oyalamak için gelmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]