English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Diggle

Diggle translate Turkish

236 parallel translation
You were playing with Diggle-Dick, weren't ya?
Zigzag Yarakla oyun oynuyordun, değil mi?
No, I'd rather you promise to take Mr. Diggle with you on your next rendezvous.
Bir sonraki randevunuzda Bay Diggle'ı da yanına almana söz vermeni istiyorum.
Mr. Diggle, thank you.
Bay Diggle, teşekkür ederim.
Our security consultant, Mr. Diggle, is taking all the necessary precautions.
Güvenlik danışmanımız Bay Diggle, gerekli tüm önlemleri alıyor.
- How am I supposed to stay away if you won't stay away from me? John Diggle.
Sen daha benden uzak duramazken senden nasıl uzak durmamı bekliyorsun ki?
He'll be accompanying you from now on.
John Diggle. Bundan böyle sana eşlik edecek.
Mr. Diggle's replacement.
Kendisi bay Diggle'nin yerine gelen adam.
Hello, Diggle's sister-in-law Carly.
Selam, Diggle'nin baldızı olan Carly.
Diggle, I'm not looking for anybody to save me.
Diggle, beni kurtaracak birilerini aramıyorum ben.
Or maybe you just gave her a version of the truth.
Belki de ona gerçeğin bir kısmını söylemişsindir sadece. Sadece duyması gerekenleri söyledim, Diggle.
Oliver I wanna introduce you to someone, John Diggle.
Oliver, seni birisiyle tanıştırmak istiyorum. John Diggle.
Diggle's good.
Diggle güzel.
Anchor the rear hand, Diggle.
Zayıf olan elini de dengelemen gerekiyor, Diggle.
Mr. Diggle, I can't thank you enough for arranging to move my husband from County Ward to Starling General.
Bay Diggle. Kocamın County Ward hastanesinden, Starling hastanesine nakledilmesini sağladığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır.
Diggle, why do you even ask?
Diggle, ne diye sorarsın ki?
And, Diggle, when I found out who this guy is, he's a dead man.
Ayrıca Diggle, bu adamın kim olduğunu bulduğum zaman onu öldüreceğim.
It's Diggle. Something came up.
Ben Diggle.
Diggle, I'm trying to figure out who took a shot at my mother, not take on all of organized crime.
Diggle, ben yalnızca annemi kimin vurduğunu bulmaya çalışıyordum tüm organize suçu çökertmeyi değil.
I know where it is, Diggle.
Nerede olduğunu biliyorum, Diggle.
It's not a joke, Diggle.
- Bu bir şaka değil, Diggle.
She knows, Diggle, about me.
Hakkımdakileri biliyor, Diggle.
Diggle, she's not what you think she is.
Helena sandığın kişi değil.
She's lost, Diggle, and whether she knows it or not, I can save her, stop her from doing anything reckless.
Kendini kaybetmiş ve bunu bilse de bilmese de onu tedbirsiz bir şeyler yapmaktan alıkoyabilirim.
Diggle, this is Helena.
Diggle, bu Helena.
Diggle's my... Associate.
Diggle benim iş arkadaşımdır.
Well, I don't think that's any of your business, Diggle.
Bunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum, Diggle.
It's not that It's not that I couldn't see it, Diggle.
Bunu görebiliyor - Bunu görebiliyordum zaten, Diggle.
My family needs this party, Diggle, which means that I need it.
Ailemin bu partiye ihtiyacı var, Diggle. Yani benim de ihtiyacım var.
There wasn't anything on the island that wasn't twice as dangerous as this and I survived there for five years.
Diggle, adadaki neredeyse her şey bu taklitçiden çok daha tehlikeliydi ve ben beş sene boyunca orada hayatta kaldım.
You need to rotate your hips, Diggle.
Kalçalarını da döndür, Diggle.
You haven't known him in a long time, Diggle.
onunla uzun zamandır görüşmüyorsun, Diggle.
Gaynor isn't innocent, Diggle.
Gaynor masum değil, Diggle.
Diggle, for the past 4 months, I have lied to, hurt, and hid things from all the people that I care about. Do you really think that I would do all of this if I wasn't sure?
Diggle, şu geçtiğimiz 4 ay içinde, yalan söyledim, zarar verdim, ve önemsediğim herkesten bir şeyler sakladım gerçketen bunların hepsini en ufak bir şüphem olsaydı yapar mıydım?
I trust you, Diggle.
sana güveniyorum, Diggle.
Yeah, but... you were right, too. When you told me that I trusted the list more than I trusted you... Diggle, the truth is, after what happened to me on the island...
evet, ama... haklıydın da... özellikle de bana listeye sana güvendiğimden fazla güvendiğimi söylediğinde... diggle, aslına bakarsan, başıma o adada gelen lerden sonra..
Took down three Vertigo pushers tonight, Diggle.
- Üç Vertigo satıcısı yakaladım Diggle.
Diggle...
Diggle...
No, Diggle, because then the Bratva would know that I used them, and that relationship is too valuable.
Hayır Diggle, öyle yaparsam Bratva onları kullandığımı anlar ve o bağlantı çok değerli.
She did it out of concern for my safety, Diggle. Or her own.
Güvenliğimden endişe duyduğu için yaptı Diggle.
Of course, Mrs. Queen.
Ben kendim giderim Bay Diggle. Elbette Bayan Queen.
Mr. Diggle.
- Bay Diggle.
Oh, no need to get out of the car, Mr. Diggle.
Arabadan inmenize gerek yok Bay Diggle.
You do not know that she was involved, Diggle!
Onun da bu işin içinde olduğunu bilemezsin Diggle!
It's definitely her voice, Diggle. I just... I can't believe it's her.
Bu kesinlikle onu sesi Diggle ama o olduğuna inanamıyorum.
Hmm. So Mr. Diggle said.
Bay Diggle da öyle dedi.
And Mr. Diggle told me that the notebook you use to fight crime is the same notebook that got Walter abducted.
Ve Bay Diggle bana suçla savaşmak için kullandığın bilgisayarın Walter'ın kaçırılmasına neden olan bilgisayar olduğunu söyledi.
Diggle, we don't always know why people do what they do.
Diggle, insanların neyi neden yaptıklarını her zaman bilemeyiz.
I told her what she needed to hear, Diggle.
- Çok yaklaşmıştı.
She's my mother, Diggle.
O benim annem Diggle.
Thank you for offering to fill in, Mr. Diggle.
Onun yerine geçmeyi teklif ettiğiniz için teşekkür ederim Bay Diggle.
No need to escort me inside. I'm fine on my own, Mr. Diggle.
Bana içeri kadar eşlik etmenize gerek yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]