English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Digitally

Digitally translate Turkish

198 parallel translation
I could feel her country soul in every digitally encoded bit.
Dijital olarak kodlanmış her notada ondaki country ruhunu hissettim.
[Lucas] But doing it digitally, which is, you get a small group of people, say, 100 people, and you replicate them, you move them around.
Ama bunu dijital ortamda, örneğin 100 kişilik bir grubu kopyalayıp çoğaltarak etrafta dolaştırabilirsiniz.
The computer would digitally adjust the tracking.
Bilgisayar, kaydi dijital olarak düzeltir.
They'll digitally erase his organ when they air the footage.
Yayına verdikleri zaman montajda aletini silerler.
- It's a digitally-scanned photograph.
- Dijital tarayıcıdan geçirilmiş bir fotoğraf.
Now, listen to this experience-enhancing... digitally-manipulated educational tool.
Şimdi, şu serüven isteği uyandıran eğitim bantını dinleyelim.
- We're gonna do it digitally.
- Dijital şekilde çekeceğiz.
Walk away now and you walk away from your skills, your vocations leaving our youth with nothing but digitally-sampled techno grooves quasi-synth rhythms, pseudo songs of violence-laden gangster rap acid pop and saccharine, soulless slush.
Şimdi giderseniz yeteneğinize ve mesleğinize veda etmiş olursunuz. Gençlerimizi elektronik tekno ritimlerine, gangster rapçilerin şiddet dolu... ne idüğü belirsiz şarkılarına, asit popa ve ağdalı, ruhsuz ticari müziklere... terk etmiş olursunuz.
I went to her and I began to digitally caress her.
Ona ulaştım ve yavaşça okşamaya başladım.
Security cameras digitally enhanced for your viewing pleasure.
Güvenlik kameralarının yakaladığı manzarayı büyüttük.
Isolate that area and digitally enhance.
Şu alanı yalıt ve dijital olarak güçlendir.
When I play back my videos, I slow the sounds way down and analyze them digitally.
Videolarımı geri sararken, sesleri oldukça yavaşlatıyorum ve onları dijital olarak analiz ediyorum.
The police are coming and all this has been digitally recorded.
Polis çağırıldı. Ve bu karşılaşmada geçen herşey kaydedildi.
I wish I could speak digitally.
Açık konuşmak istiyorum.
Catalogue pictures, digitally altered so they seem naked.
Katalog resimleri, kızları çıplak....... göstermek için dijital olarak üstünde oynanmış olabilir.
... and digitally hold that frame so everyone's, Iike, stuck.
... ve dijitaI bir şekiIde o kareyi tutacağız ki herkes donsun.
We're going to have it digitally enhanced so we can identify the clicking.
Bunu dijital olarak inceleyeceğiz, böylece numarayı tanımlayabiliriz.
I've cleaned it and even digitally enhanced it but I'm still not sure where it comes from.
Bandı temizledim ve dijital olarak inceledim bile... ama hala nereden geldiğine emin değilim.
The last few guys I've been with have been much more eager to attend to it... you know, digitally.
Birlikte olduğum son birkaç erkek bu işi yâpmaya daha hevesliydi. Bu nasıl oldu?
I could just eat you up. If only there was some way we could digitally preserve this moment in time.
Yazık ki bu gösteri kısa bir süre içindi bizde bu anı digital, olarak saklayamayacağız.
"Oh, I record shows digitally!"
"Televizyon programlarını dijital olarak kaydederim!"
Whatever! I digitally put "Jabba the Hut" back into the original "Star Wars" movie.
Star Wars'taki karakterlerden birini koyarım aklı şaşar.
All the E.T. effects have been digitally upgraded, all the guns have been digitally changed to walkie-talkies, and the word "terrorist" has been changed to "hippie."
Tüm E.T. efektleri dijital olarak iyileştirildi. Tüm silahlar dijital olarak telsize dönüştürüldü. Ve "TERÖRİST" kelimesi "HİPPİ" kelimesi ile değiştirildi.
and the entire cast has been digitally replaced by Ewoks.
ve tüm oyuncular dijital olarak Ewoklar ile değiştirildi.
It's the digitally re-enhanced re-release of the very first pilot episode of South Park!
South Park'ın ilk bölümünün dijital olarak geliştirilmiş hali!
I used the word "OM" to make a pattern on this octopad. I converted it digitally on the computer to send sound bytes into space. And look at this.
- "OM" kelimesini bu "Octopad" ta bir örnek yapmak için kullandım uzaydan gönderilen sesleri bilgisayarda sayılara çevirdim şuna bir bak, Başka bir dünyadan birisi, bana yanıt veriyor.
It's been digitally altered.
Gözü dijital olarak değiştirilmiş.
We had it digitally enhanced.
Dijital olarak büyülttük.
I digitally enhanced it.
- Dijital olarak büyülttüm.
The faces were just digitally morphed to make'em look like kids.
Suratları dijital olarak değiştirilip çocuksallaştırıldı.
It's digitally compressed, scrambled and transmitted in 0.1 seconds.
Sonra, mesajı sıkıştırılmış dijital şifre ile 0,1 saniye içinde iletiyor.
The coolest ones are being digitally retouched
Ben düzinelerce güzel fotoğraf çektim. Fotoğrafları düzenliyorum.
Digitally?
Sayısal?
We have to use digitally enhanced audio coverage.
Dijital kuvvetlendirilmiş bir alıcı kullanmak lazım.
If you don't have a shredder, a firewall... a digitally scrambled phone... you may as well have a sign up saying :
Kağıt öğütücün, güvenlik duvarın ya da şifreli telefonun yoksa resmen şu söze imza atıyorsun :
The computer would digitally adjust the tracking.
Bilgisayar, kaydı dijital olarak düzeltir.
Mr. Webb, can I conclude that what you're saying is that these pictures have been digitally enhanced?
Bay Webb, bu resimlerin dijital olarak değiştirildiğini söylüyorsunuz... bu şekilde sonlandırabilir miyim?
There's nothing you can shoot on film that can't be done digitally.
Dijital teknolojiyle yapamayacağın hiç bir şey yoktur.
Because men masturbate manually, and women digitally.
Çünkü erkekler mastürbasyon yapar, kadınlarsa beynini kullanır.
McCullough then recreated Sloane's brain digitally, and then uploaded it to this guy.
Sonra McCullough Sloane'un beynini dijital olarak tekrar yaratıp bu adamın beynine yüklemiş.
I can't believe you would digitally alter pictures of me.
Beni dijital ortamda değiştirebildiğinize inanamıyorum.
It's digitally transmitted, which dulls down the distinctive features of the caller's voice, and cell phone companies compress voice-mail files to conserve storage space, so... it's further masked.
dijital olarak iletilmiş, bu yüzden arayanın sesi üzerine yorum yapmak zor, ve cep telefonu şirketleri boş yerden kazanmak için sesli mesajları sıkıştırarak saklıyor, bu yüzden... ilaveten maskelenmiş.
The next time I shoot you, it won't be digitally.
Seni gelecek sefer yakaladığımda dijital olmaz.
The voice on it has been digitally altered.
Ses dijital olarak değiştirilmiş.
Josh took another picture of you and digitally superimposed it onto Carrie's birthday picture. Anybody can do it.
- Hayır, ama Josh senin başka... bir fotoğrafını aldı ve dijital olarak Carrie'nin..... doğum günü fotoğrafına ekledi Bunu herkes yapabilir.
In its R version, they digitally superimposed certain bodies or shadows to cover offending body parts.
R almış versiyonunda rahatsız olunan vücut bölümleri dijital olarak, insan bedeni ve gölgeleriyle kapatılmıştı.
He took 3,000 separate satellite pictures taken over a three-year period, digitally stitched together.
Üç senelik bir zaman dilimi içinde üç bin ayrı uydu resmi çekmiş ve bunları dijital olarak birleştirmiştir.
I got the schematics from a source and they were digitally encrypted.
Aslında, planları bir kaynaktan aldım ve dijital olarak şifrelenmişlerdi.
You know, it won't be difficult for someone to encode a secure data strip and plant it on an ID card with a cracked digitally encoded authentication data and sneak in here.
Biliyor musun birinin güvenlik bilgisini çözüp ve bunu bir kimlik kardına ekleyip dijital olarak kırılmış yetki izniyle buraya sızması hiç de zor olmazdı.
Yeah, since they're physical magnetic tapes, not stored digitally.
- Evet. Manyetik kasetler olduğundan, dijital olarak saklanmıyorlar.
Uh, the museum records its, uh, security footage digitally.
Müze kayıtları, sayısal güvenlik kayıtları.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]