Dik translate Turkish
5,790 parallel translation
I suspect a precipitous drop in the price of oil.
Petrolün fiyatında dik bir düşüş olacağını tahmin ediyorum.
So, while I'm not looking, my brother changes from this stand-up kid into this... lying-through-his-teeth killer.
Yani ben sırtımı döndüğümde, kardeşim o dik duran çocuk olmaktan çıktı. Göz göre göre yalan söyleyen bir katil oldu.
I'm leaving here with my head held high and my nuts hanging low on your mom's chin, Martin.
Buradan başım dik taşaklarım da annenin çenesinde ayrılıyorum, Martin.
He was looking at me, right? !
Bana dik dik bakıyordu, tamam mı?
So... After you show them the number, you look up at them, and stare.
İşin özü rakamları gösterdikten sonra kafanızı kaldırıp onlara dik dik bakın.
You come up this steep rocky trail and then all of a sudden it levels off and it's this beautiful, pristine lake.
Dik, kayalık bir yol karşına çıkıyor ve sonra birden düzleşiyor ve karşına o güzel, el değmemiş göl çıkıyor.
- He was staring at me.
- Bana dik dik bakıyordu.
Posture, darling.
Dik dur, hayatım.
Posture.
Dik dur.
God, son, you are pushing a wheelbarrow full of horseshit... up a very steep hill.
Tanrım, evlat, çok dik bir yokuşa saçmalık dolusu bir el arabasını itiyorsun.
He's just sitting there and he's staring up at me.
Öylece orada oturuyor ve bana dik dik bakıyordu.
And stand up straight, Felix.
Dik dur, Felix.
I do not want people staring at me leaning on a cane like some damn invalid.
Engelli gibi bastonla gezip insanların dik bakışlarına maruz kalmak istemiyorum.
At least then we'd know you stood for something. We?
En azında bir şeyler için dik durduğunu biliriz.
But when that happens when it's all over I just want to be able to walk towards the pavilion thing, you know with my head held high.
Ama gerçek olduğunda... Her şey bittiğinde pavyon tarzı yere doğru bilirsin işte başım dik yürümek istiyorum.
No one's cute who can't stand up straight.
Dik duramayan biri sevimli olamaz.
If you don't stand up straight when you talk to him, he's not gonna respect you.
- Onunla konuşurken dik durmazsan sana saygı göstermez.
- It is not polite to stare.
- Öyle dik dik bakmak çok ayıp.
Judgmental, stubborn, petty.
Yargılayıcı, dik kafalı ve dar görüşlü.
- Go fuck yourself.
- Dik çevir üstüne otur.
No, no, no. You gotta keep your head up, Arlene.
Başını dik tutmalısın Arlene.
I think, Your Honor, that my sister, as much as I love her, is hard-headed, stubborn.
- Bence Sayın Yargıç ne kadar kız kardeşimi sevsem de kendisi dik kafalının, inatçının tekidir.
No, you need to get loose.
Dik durman lazım.
Go up to her all mysterious, just stare.
Onun yanına git gizemli bir şekilde, sadece gözlerini dik.
Shoulders back.
Omuzlar dik.
I still can't sit up straight.
Ben hala dik oturamam.
They could also walk upright, but only for short distances.
Sadece kısa mesafeliğine de olsa dik de yürüyebiliyorlardı.
" Dandan is a little headstrong.
Dandan biraz dik başlı bir kız.
The stairs are pretty steep.
Merdivenler oldukça dik.
A bit steep, I grant you.
Kabul edersiniz ki biraz dik.
Just sit tight.
Dik otur.
I can't climb a cliff.
Dik yamaca tırmanamam.
"people will run away scared."
"İyi davranmayı ve dik durmayı bırak"
A move consists of turning a face-down card face-up and turning over the card immediately to the right.
Ters olan kartı ön yüzüne çevirecek ve hemen arkasından kartı dik konumuna getirecek bir hareket dizisi.
And a move that consists of turning a face-down card face up and the card immediately to the right of it
Ters olan kartı ön yüzüne çevirecek... ve hemen arkasından kartı dik konumuna getirecek bir hareket dizisi,
Just bottoms up, okay?
Dik şunu kafana, olur mu?
You wanna take that rod out of your ass for a minute.
Şu dik kafalılığını beş dakka'bir tarafına soksana.
They say they'll march back heads held high.
Başları dik, toplu yürüyüş yapacaklarını söylediler.
I mean, I got some glares.
- Arada dik dik bakan oluyor.
Chin up!
Başın dik olsun!
Get her upright!
Onu dik konuma getirin!
It gives you the location of a woman with erect nipples.
Dik meme ucu olan kadınların yerini gösteriyor. İnsanların isteyeceği bir şey bu!
Stare all you want, flower child.
İstediğin kadar gözlerini dik, çiçek kız.
Sit up.
Dik otur.
Don't stare.
Dik dik bakma.
You can stare at me all you want.
İstediğin kadar dik dik bak.
Too steep for horses.
Atlar için çok dik.
Just stitch it up.
Dik gitsin.
Look, you have nothing to worry about as long as you keep me close, okay?
Bak, bana her şeyi söylediğin müddetçe hiçbir şeyden korkmana gerek yok. Saçmalığın dik alası.
Or maybe this is just a language-barrier thing, but what does skinny, medium height, with dark, spiky hair and big shiny teeth mean where you're from?
Ama senin geldiğin yerde, zayıf, orta boylu dik, koyu renk saçlı, büyük, pırıl pırıl dişli ne anlama geliyor?
Sit up straight.
Dik dur.