English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Diners

Diners translate Turkish

137 parallel translation
Get it in all the diners.
Herkese tavuk getirin. - 1 dolar.
Diners Club!
Diners Club!
Golf club, Diners Club, Book-of-the-Month Club...
Golf Kulübü, Yemek Kulübü Mavi Haç, Ayın Kitabı Kulübü, Ayın Meyvesi Kulübü.
Aren't you with Diners Club?
Hâlâ Diners Club'e üye misin?
She's an undercover agent for the Diners Club.
Diners Club'ın gizli bir ajanı olmalı o kadın. Hayır.
Diners Club?
Lokanta Birliği mi?
When they shoot a billion dollars'worth of hardware into space it's all on the Diners Club.
Uzayı bir milyar dolarlık hurdayla doldururken nakit ödediklerini mi sanıyorsun? Hepsi Diner's Club'dan.
Diners Club credit card, current.
Diners Club kredi kartı, geçerli.
We charge it, see. Diners Club.
Diners Club hesabına.
- Where are you goin'? - That's a Diners.
- Nereye gidiyorsunuz?
Although the list is small... as are the number of diners who are lucky enough to eat there... that's not a bad thing.
Aslında şarap listesindeki seçenekler mekana sığabilecek az sayıda şanslı misafir kadar kısıtlı.
Let our diners assemble.
İzin ver, davetliler toplansınlar.
If I was Diners Club, I'd bronze your stomach and put it in the hall of fame.
Ben Diners Club olsam, mideni bronzla kaplar, şeref listesine koyardım.
It's at the Diners Club.
Diners Club'ta.
Shouldn't diners be friendly?
Akşam yemeği arkadaşça değil miydi?
Cash, Diners Club, American Express, Visa?
Nakit, Diners Club, American Express, Visa?
Well, I've got a bent nose but I don't go around massacring perfectly innocent diners.
Benim de burnum yamuk ama gidip de masum insanların yemeğini katletmiyorum.
"Diners Club."
"Lokanta Kulübü"
- I have other diners to consider. - Oh! Uh!
Halletmem gereken siparişler var!
The boys at the Diners Club... will think I've gone quite mad.
Diners Club`teki elemanlar çıldırdığımı düşünecek.
They're nice, these little diners.
Bu küçük restoranlar, güzel yerlerdir.
- [Diners Chattering ] - [ Sizzling ] [ Bill Laughing] He'll enjoy that. - Very good.
Seveceğinizi düşünüyorum.
He's tryin'to get you out before you plug the diners.
Yalnızca bir an önce gitmeni ister.
How do you feel about diners?
Lokantaya ne dersin?
With such tolerant table manners... it might take 24 hours to satisfy the whole queue of diners.
Bu, hoşgörülü sofra adabı yemek sırası bekleyenlerin hepsi payını alana dek 24 saat sürebilir.
Good evening, diners.
Bu komik.
All the diners are open
Tüm lokantalar açıktır.
- I must consider the other diners.
- Diğer müşterileri de düşünmeliyim.
You guys haven't been to any diners lately, huh?
Daha önce hiç lokantaya gitmediniz değil mi?
No, I'm strictly for one-armed Greek diners.
Hayır, açıkçası ben Yunan lokantalarına giderim.
No. No diners.
Hayır, hayır, restoranın önünde değil.
Diners : What is that about?
- Ne oluyor?
Remember those diners?
Orada yediğimiz akşam yemekleri hatırladınız mı?
It's, like, the Taj Mahal of fake Fifties diners.
Burası, sanki, sahte elliler restoranlarının Taj Mahal'ı gibi.
To nauseate your fellow diners?
Yemek arkadaşlarının midelerini bulandırmak için mi?
Fellow diners, if you will all bear with me for just a moment, please.
Sevgili konuklar. Lütfen bir dakika beni dinleyin.
A feast that attracts some of the largest diners on the planet
Gezegendeki yemek yiyen en büyük canlılardan bazılarını çeken bir ziyafet.
But what's strange is every once in a while... we'd see them walking through town... going to movies, eating in diners... but if I wanted to go to those same movies... I had to sit way off in the balcony.
Ama ne kadar tuhaftır ki... her an onları etrafta dolaşırken... sinemaya giderken veya lokantada yemek yerken görebiliyoruz... ancak ne zaman ben bu sinemaya gitmek istesem... herkesten uzak, balkonda oturmam gerekiyor.
And those diners were closed to me even in uniform.
Ve o lokantalar askeri kıyafetim olsa dahi bana kapalı.
You guys haven't been to any diners lately, huh?
Son dönemlerde lokantaya gitmediniz ya?
- Your guess is as good as mine. It's common knowledge that diners are breeding grounds... - for prostitution and drug dealers.
Restoranların fahişelerin ve uyuşturucu satıcılarının mekânı olduğunu herkes bilir.
Yes, diners are apparently all the rage nowadays.
Ucuz restoranlara bugünlerde çok rağbet var.
Diners are generally so filthy.
Lokantalar genelde çok pistir.
These diners find it and serve it.
Lokantalar bunları bulup servis ediyormuş.
I guess people who frequent diners don't look too closely at what they're eating...
Sanırım lokantalara sık gidenler,.. ... kendilerini savunmak adına ne yediklerine pek bakmıyorlar.
Your father wants to open up a chain of Luke's diners... - and I think I agreed to it. - No!
Baban bir Luke'un Yeri zinciri kurmak istiyor ve sanırım ben de bunu kabul ettim.
We look for hotels, motels- - all-night diners, women's shelters- anyplace she might seek- -
Otellere, motellere, açık lokantalara kadın sığınaklarına bakarız- - - Olabileceği her yeri- - - İşte orada!
I have friends among the diners.
Lokantada arkadaşlarım var.
Good evening, diners. Forgive me.
İyi akşamlar, sayın misafirler.
Do you have a security camera? Nobody robs diners- - not enough cash.
- İyi ki 19 dakikalık mesafede değiliz.
- Diners?
- Lokanta mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]