English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Diplomat

Diplomat translate Turkish

720 parallel translation
[diplomat] In regard to this guy you asked me to look into, unfortunately, there doesn't seem to be anything I can tell you about him.
Araştırmamı söylediğin bu adamla ilgili olarak... Maalesef öyle görünüyor ki hakkında söyleyebileceğim hiçbir şey yok.
Sir, you are joking!
Bayım, şaka yapıyorsunuz sanırım. Ben bir diplomatım.
- A diplomat...
- Bir diplomat...
We apologise to listeners..... for the delay in the broadcast of the concert from the Albert Hall.
Dinleyicilerimizden özür diliyoruz, Albert Sahnesi'deki konserin yayınında bir gecikme oldu. Avrupalı bir diplomat olan
An attempt was made to assassinate the European diplomat,..... Monsieur Ropa...
Sayın Ropa'ya bir suikast girişiminde bulunuldu.
Who else in England is half the fighter and half the diplomat who has half your knowledge of the foreign situation?
Var mı İngiltere'de hem savaşçı, hem diplomat... hem de dış siyaset hakkında böyle bilgili biri daha?
This Greek diplomat who pretends he cannot speak or understand English.
İngilizce konuşamama ve anlamama numarası yapan bu Yunan diplomat.
I feel like a visiting diplomat.
Hollywood'a geliyor.
A famous diplomat's kidnapped right under my eyes and I muzzle myself?
Ünlü bir diplomat gözümün önünde kaçırıldı ve ben ağzımı açmayacağım, öyle mi?
The same Steven Fisher engineered the kidnapping of Van Meer, the Dutch diplomat.
Aynı Fisher, Hollandalı diplomat Van Meer'in kaçırılması olayını organize edenlerden biriydi.
- Diplomatist!
- Diplomat!
Listen, tonight at 7 : 10 an important diplomat boarded a train at a little station outside Liverpool.
Dinleyin, bu akşam saat 7 : 10'da önemli bir diplomat, Liverpool'un hemen dışındaki ufak bir istasyondan trene bindi.
The rails divide, the train hurtles through the air, the diplomat will make no report in London.
Raylar ikiye bölündü, tren parça parça havaya savruldu, o diplomat bir daha Londra'ya rapor veremeyecek.
As a diplomat's daughter, I've had to match drinks with a lot of people.
Bir diplomat kızı olarak, pek çok insanla içki içmem gerekti.
You wouldn't like a diplomat to come charging into the front line.
Bir diplomatın, birliğinle beraber cepheye saldırıya geçmesini istemezdin, değil mi?
Romanian, former diplomat.
Romanyalı, eski diplomat.
Fanny : I forget that you were a diplomat.
- Senin diplomat olduğunu unutmuşum.
Something insane about a Romanian diplomat.
Deli bir Romanyalı diplomat.
You're a trapper, Weir, not a diplomat.
Sen bir avcısın Weir, diplomat değilsin.
I'm only a trapper, not a diplomat.
Ben sadece bir avcıyım, diplomat değilim.
Maybe that diplomat I always forget to invite.
Belki de, şu davet etmeyi sürekli unuttuğum diplomattır.
Three months ago the Spanish viceroy sent a diplomat who warned me to curb my political ambitions.
üç ay önce ispanyol kralı bir diplomat gönderdi. benim politik hırslarımı dizginlemem için beni kim uyardı.
Are you, too, a diplomat, Monsieur Hodler?
Siz de diplomat mısınız bay Hodler?
- I'm a diplomat.
- Ben diplomatım.
He's a diplomat.
Kendisi bir diplomattır.
Ezio, you are a soldier like me, not a diplomat.
Ezio, sen de benim gibi bir askersin, diplomat değil.
A soldier, a mapmaker, an adventurer... and above all, a diplomat.
Asker, haritacı, maceraperest... ve hepsinden öte, bir diplomat.
Now listen to the report of that gallant diplomat.
Şimdi, bu centilmen diplomatın raporunu dinleyelim.
The Foreign Office does not get as many visits from brilliant diplomats as the small hotel where Lola stayed.
Dışişleri Bakanlığı'nı, Lola'nın kaldığı küçük oteli ziyaret eden harika diplomatlar kadar diplomat ziyaret etmiyordu.
With your background and taste and intelligence you could have become a serious composer, or a diplomat or anything you wanted to be.
Bu geçmiş, zevk ve zekayla ciddi bir besteci veya diplomat olabilirdin. Ya da istediğin herhangi bir şey.
I'm no parley diplomat, I'm an army man.
Ben müzakereci diplomat değilim bir askerim.
All right, diplomat, knock it off.
Tamam diplomat, yeter artık.
Do you know that as a boy I wanted to be a diplomat?
Çocukken diplomat olmak istediğimi biliyor musun?
Can you imagine, me a diplomat?
Beni diplomat olarak düşünebiliyor musun?
He could be a diplomat, but he'd rather be a soldier.
Diplomat olabilecekken, asker olmayı seçmiş.
Crusader of the law, diplomat, adventurer, man-about...
Asi, diplomat, macera sever...
I said I wanted to be a diplomat.
Ben de Diplomat olmak istiyorum dedim.
Mr. Sykes is an English civil servant.
Bay Sykes bir İngiliz diplomatı.
Monsieur Picot is a French civil servant.
Mösyö Picot ise bir Fransız diplomatı.
- You could've been diplomats.
- Diplomat olabilirsiniz.
- Or a diplomat's chauffeur on an outing.
- Ya da izindeki bir diplomat şoförü.
The more I know you, the more I can see the great diplomat inside you.
Sizi daha çok tanıyorum, içinizdeki büyük diplomatı görebiliyorum.
Am I a good diplomat, or a failure, only fit for a minor post in Peking?
İyi bir diplomat mıyım? Ya da başarısız mı? Pekin'de küçük bir göreve mi uygunum?
You re the diplomat.
Diplomat olan sensin.
He had diplomat's plates.
Diplomatik plakası vardı.
Sire, this is a mission for a courtesan, not a diplomat!
- Efendim, bu görev için bir fahişeye ihtiyacınız var, bir diplomata değil.
A poet and a diplomat and the author of this song.
O bir şair, diplomat ve bu şarkının yazarı.
And that brings me up to the time when I joined the diplomatic corps.
Tam da bu sırada diplomat heyetine katıldım.
He was largely responsible for my joining the diplomatic corps.
Diplomat heyetine katılmamda büyük etkisi var.
- I'll tell him. Thank you. It's difficult to be both a solider and a diplomat.
Hem asker hem diplomat olmak zordur.
Every statesman, every minister and diplomat should dedicate himself... to the cause of world peace.
Bütün devlet adamları, her bir vekil ve diplomat kendisini dünya barışına adamalıdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]