English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Diplomatic

Diplomatic translate Turkish

1,501 parallel translation
... Diplomatic missions throughout Tormented Space... you must lead an interesting life.
... Sancılı Uzaydaki tüm diplomatik misyonlar... İlginç bir hayatın olmalı.
- He could've been more diplomatic.
- Biraz daha diplomatik olamadı mı?
- Attending to a minor diplomatic matter.
Ufak bir diplomatik mesele ile ilgileniyor.
It's a diplomatic tinderbox.
Diplomatik cambazlık gerek.
Look at the diplomatic crates from Washington. We have.
Elimizdeki Washington'dan gelen diplomatik kargolara bir göz atın.
"All diplomatic material is the property of the representative government at all times."
"Bütün diplomatik materyaller ziyaret eden hükümete aittir."
- Diplomatic protocol states that the host Government provides 95 % of protection for presidential visits.
- Diplomatik Protokol der ki ev sahibi devlet ziyaret edenin korunmasında % 95 rol alır.
- They're diplomatic crates.
- Bunlar diplomatik çantalar.
- It's disguised as diplomatic traffic.
- Diplomatik trafikte gizlenmiş.
The French tipped us off you had US diplomatic material, which made us suspicious because the French never do us any favours.
Fransızlar elinizde A.B.D.'ye ait diplomatik bir şey olduğunu fısıldadılar. Fransızlar bize hiç kıyak yapmaz, bizde şüphelendik.
I have arranged for a small group of you to come to Hebridan on a diplomatic visit.
Aranızdan küçük bir grubun Hebridan'a diplomatik bir gezi yapmanızı ayarladım.
Boyfriends lost but then regained following major diplomatic incident, one.
Kaybedilen ve sonra büyük bir diplomatik olayla tekrar kazanılan sevgili sayısı, bir.
Shut up and be more diplomatic.
Kes sesini ve diplomatik davran.
In Prague, I will fulfill all my diplomatic obligations.
Prag'da, tüm diplomatik işlerimi halledeceğim.
It seems Anna Foster's diplomatic skills are on the way to matching those of her father, President Foster.
Anna Foster'ın diplomatik yöntemleri aynen babası Başkan Foster'a benziyor.
Now, with all due respect, although I do think your diplomatic skills are top-notch... I think you really need some serious parenting advice.
Tüm saygımla, diplomatik becerilerinizin mükemmel olmasına rağmen sanırım ciddi ebeveyn tavsiyesine ihtiyacınız var.
Now, we can't process you new papers until the US recognizes your country's new diplomatic reclassification.
Birleşik Devletler, ülkenizin yeni diplomatik sınıflandırmasını tanıyana kadar evraklarınızı işleme sokamayız.
I expected a response less diplomatic.
Yapma. PoIitik bir cevap istemiyorum.
I have diplomatic immunity in 46 countries.
46 ülkede diplomatik dokunulmazlığım var.
I think they're people with diplomatic connections.
Galiba diplomatik bağlantıları olan insanlar.
I'm not going on a diplomatic mission to another country.
Başka bir ülkedeki diplomatik bir göreve gitmiyorum.
Yes, and even in the event that we could coordinate the release of these prisoners, the diplomatic feat required will take days, if not longer.
Evet, onların bırakılmalarını sağlasak bile diplomatik işlemler günler sürer.
- Attempt a diplomatic solution.
- Diplomatik çözüm girişiminde bulunacağım.
My government is trying to work out a diplomatic solution.
Hükümetim diplomatik bir çözüm bulmak için çalışıyor.
Oh. No, this is a... this is an ambassadorial, diplomatic picnic outing.
Hayır, bu bir bu bir büyükelçilik, diplomatik piknik olayı.
A partial message was intercepted... in a diplomatic packet from the chairman of Utapau.
Utapau başkanının mesajında öyle deniyor.
- This is a diplomatic incident.
- Bu diplomatik bir olay.
The French proposal is a diplomatic headache for both of us.
Fransızların önerisi ikimiz için de diplomatik bir sorun.
The minds behind every military, diplomatic, and covert operation in the galaxy, and you put them in a room with a psychic.
Galaksideki tüm askeri, diplomatik ve... gizli operasyonların arkasındaki beyinler... ve siz onları bir psişikle... aynı odada bulundurdunuz.
We've got no diplomatic relations with that country.
Bu ülkeyle hiç bir diplomatik ilişkimiz yok.
It's more diplomatic to bend to the will of a superpower... And — and politely take part in Vietnam, the sequel?
Siz süper bir gücün isteğini daha diplomatik bir şekilde yorumlayıp Vietnam'ı kibarca istila etmenin devamı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
You are being paid to apologize for this pathetic country of Britain, And he can explain to us why we've burned our diplomatic credentials... And why we're killing, you know, thousands of innocent people...
İngiltere gibi beş para etmez bir ülke adına özür dilemek için sana para verdiler ve o bize neden diplomatik sicilimizi yaktığımızı açıklayabilir ve neden binlerce masum insanı öldürdüğümüzü sadece... sadece birkaç fıçı petrol için ve Beyaz Saray önünde bir resim fırsatı için.
But that was issued to me a year ago by the diplomatic office — Sir, the F. C. O. Will take care of that.
Ama bu bana elçilik tarafından bir sene önce verildi. Bayım, Dışişleri bununla ilgilenecek.
If we have lost in Justin and Tessa... Two valued friends, The diplomatic community has lost a true gentleman —
Justin ve Tessa'yı kaybettiysek iki değerli dostu diplomatik cemiyet, gerçek bir centilmeni saygılı, mütevazı ve iyi kalpli birini yitirmiştir.
" by some bleeding heart diplomatic wife and her black lover...
"... tarafından yarım yamalak hazırlanmış raporu gönderiyor ve... "
That is the Chairman's diplomatic way of saying he hates sumo.
Bu Başkan'ın sumodan nefret ettiğini açıklamanın diplomatik yolu.
Diplomatic corps wouldn't take me.
Diplomatlar beni aralarına kabul etmez.
My father was in the diplomatic service.
Babam diplomattı. Sonra Afrika'ya gittik.
You have to be very diplomatic.
Diplomatik olmalısın.
When Lynn needed cash for her place here, she used her diplomatic immunity.
Burada ev almak için para gerekince, Lynn diplomatik dokunulmazlığını kullanmıştı.
And they has initiated diplomatic steps against Japan...
Japonya karşıtı diplomatik adımlar başladı..
But before going ahead with the new bomb, Truman gave the Japanese one last chance to surrender. The Americans had broken the secret Japanese codes, and could decipher military and diplomatic cables.
Ele geçirilen bu mesajlardan alınan bilgilerin ışığı altında, yeniden düzenlenen ultimatom bildirilecek ve Japon Silahlı Kuvvetleri'ni teslim olmaya çağıracaktı.
It would be a diplomatic mistake for them not to cooperate under the circumstance. [Mandarin]
Bu şartlar altında işbirliği yapmazlarsa, onlar için diplomatik bir hata olacaktır.
The flight was granted diplomatic immunity.
Uçağın diplomatik dokunulmazlığı var. Diplomatik dokunulmazlık mı?
Diplomatic immunity?
Bu nasıl olur?
Due to diplomatic immunity, you know you cannot arrest my son. Not without your help, General.
Diplomatik dokunulmazlığından dolayı oğlumu tutuklayamayacağınızı biliyorsunuz.
"Postpone" is a diplomatic way of saying it's dead.
"Erteleme" öldü demenin diplomatik şeklidir.
But Starfleet has informed me of a new diplomatic crisis, lt was a heavily armed scout ship with a crew of 1 7.
Ama Yıldız Filosu, yeni bir diplomatik kriz çıktığını bildirdi. 17 mürettebatı olan ağır silahlı bir keşif gemisiydi.
BEHIND DIPLOMATIC IMMUNITY.
Diplomatik dokunmazlığın arkasına saklanıp Çin toprağını çalıntı Amerikan mallarıyla dolduracak biriyle.
Uh, diplomatic immunity.
Diplomatik dokunulmazlık.
Diplomatic?
Diplomatik havada mısın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]