English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Discomfort

Discomfort translate Turkish

557 parallel translation
My discomfort is of no consequence.
Benim rahatım önemli değil.
I feel less discomfort with you.
Sizinleyken kendimi daha rahat hissediyorum.
Immanently an oasis in a desert of discomfort. Leyden :
Konforsuzluk çölünde, el altında bir vaha.
You could save Mr. Eddie a great deal of, shall we say, discomfort?
Yani Bay Eddie'yi tabiri caizse epey bir rahatsızlıktan kurtarabilirsiniz.
Hmm? Just the usual slight discomfort after meals.
Sadece yemeklerden sonraki olağan hafif ağrı.
A general milkiness, but no discomfort.
Genel bir bulanıklık var ama rahatsızlık vermiyor.
I tolerate this little discomfort for grandma's sake because i know she loves festivities.
Büyükannenin hürmetine verdiğiniz bu rahatsızlığı hoş görüyorum. Onun kutlamaları sevdiğini bilirim.
Causes physical discomfort, but other diseases that they kill.
Fiziksel rahatsızlık sebeb olur, fakat öldüren diğer hastalıklar.
outside of a discomfort, the desert hasn't been too much of an obstacle to you in the past or this time.
Bir sıkıntısı haricinde, çöl size ne geçmişte ne de şimdi fazla bir engel teşkil etmedi, değil mi?
Your future promises much discomfort.
Seni keşfetmek çok zevkli olacak.
If there are any ill-effects from the blow, we will be glad to entertain any claim for the discomfort you've suffered.
Aldığınız darbenin kötü sonuçları olduysa yaşadığınız rahatsızlığı memnuniyetle tazmin ederiz.
Vastly superior to the discomfort of a fortress.
Bu kalede rahatsız olmak mümkün değil.
pain, discomfort and groans are over... discomfort and groan....... they come quickly in carriages because everybody is in a rush if they want a place to be cured by Macario to be cured by Macario.
* Ağrı, rahatsızlık ve sıkıntı geçer gider. * * Rahatsızlık ve sıkıntı geçer gider. * * Arabalarla acele getirirler onları. *
Men... no longer the discomfort of seasickness.
Beyler artık deniz tutması rahatsızlığı yok.
In this way, with some discomfort, I can conserve my oxygen supply.
Bu şekilde - konforlu olmasa da - oksijenimi daha idareli kullanabilirim.
As much as I enjoy your discomfort, I can save a few souls before supper.
Telaşınız hoşuma gidiyor, ama yemeğe kadar birkaç ruh kurtarabilirim.
You're gonna have a little discomfort in your face and scalp for a couple of days, but I've got something that's gonna help you.
Yüzünde ve kafa derinde bir kaç gün rahatsızlık hissedeceksin fakat sana yardımcı olacak bir şey vereceğim.
It involved a lot of time and trouble and discomfort for Sergeant Wallace.
Bu, Çavuş Wallace için bir sürü zaman, zahmet ve sorun çıkardı.
A discomfort I wish to avoid.
Bundan sakınmak isterim.
May I apologize to you for the discomfort- - lt's all right.
Sizden rahatsızlık için özür dilemek... - Önemli değil.
There may be some discomfort from time to time.
Zaman zaman bazı rahatsızlıklar söz konusu olabilir.
Now, clearly, 11 Group here... will bear the brunt of the battle... as those of you who are posted there... will find out to your discomfort.
Şimdi açıkçası, buradaki 11. Grup savaşın ceremesini çekecek. Ve bu oraya atanan sizlerin derdini çözecek.
Physical discomfort is extremely persuasive, captain.
Fiziksel acı ikna edicidir.
You could be at the bottom of the Thames much to your discomfort.
Daha kötüsü siz de orada olabilirdiniz.
- You might experience discomfort.
- Biraz acı verebilir.
The giant 49- -... At the first sign of any hemorrhoidal discomfort... treatment should begin at once.
Basur belirtisi ortaya çıktığı anda tedaviye derhal başlanmalıdır.
Causing all kinds of discomfort. "
Her türlü sıkıntıya soktu bizi.
But the discomfort that has within himself... its melancholy endless...
Ama içindeki çaresizliği, üzüntüyü...
After all, I had caused the girl considerable discomfort.
Neticede kızın yaşadığı büyük huzursuzluğun nedeni ben olmuştum.
It's just a little discomfort.
Biraz sıkıntılı gibi.
You may feel a little discomfort as it goes over the knee.
Diz bölgesinde rahatsızlık hissedebilirsin.
relief - discomfort.
rahatlama - rahatsızlık.
If he has any... real discomfort after he leaves in the morning...
Eğer..... sabaha hastaneden çıkarken kendini kötü hissederse...
I know all the discomfort it has caused you :
Sende yarattığı rahatsızlığın farkındayım.
John Arlington has been compensated for his discomfort.
John Arlington'ın çektiği sıkıntılar tazmin edildi.
Stomach ulcers, high blood pressure... insomnia, fatigue... extreme discomfort.
# Mide ülserleri, yüksek tansiyon... #... uykusuzluk, yorgunluk... #... aşırı huzursuzluk.
It's just I suffer pain and discomfort due to occasional stomach upset.
Özür dilerim. Aralıklı sancılardan Lavaboya taşınıyorum.
Only, I did feel a little bit of discomfort.
Ben sadece, biraz tedirgin oldum.
You seem to be in some discomfort.
Bir sıkıntınız var gibi.
My left bicuspid is still causing me the considerable discomfort.
Ne yazık ki yemiyorum. Sol azı dişim, beni hala çok rahatsız ediyor.
Just a moment of discomfort for a good cause, DaiMon.
İyi bir amaç için, sadece bir dakikalık sıkıntı DaiMon.
I've had some discomfort which I'm taking care of.
Şu an ilgilendiğim bazı rahatsızlıklarım var.
I suggest you put your personal discomfort on one side.
Size kişisel rahatsızlığınızı bir kenara bırakmanızı öneririm.
I want you to know that I am aware of your discomfort.
Bilmenizi istiyorum ki rahatsızlığınızın farkındayım.
He was trying to communicate the crew's discomfort with my style of command.
Mürettebatın rahatsızlığını komuta tarzımla... ilişkilendirmeye çalışıyordu.
Are you experiencing any discomfort?
Bir rahatsızlık hissediyor musun?
When your life has been a success without having any real sins you feel a slight disgust within but no real remorse. Just a faint discomfort.
Öyle, insan yaşamında fazla muvaffak olduğu zaman hele kendinden tiksindiği öyle anlar olur ki bir araya gelince hepsi, vicdana ağır basmaz ama içinde bir sıkıntı yaratır.
"It is so easy to commit embarrassing blunders but etiquette tells us just what is expected of us and guards us from all humiliation and discomfort."
"Utanç verici potlar kırmak çok kolaydır..." "... ama görgü kuralları bizden ne beklendiğini söyler... " "... ve bizi utanç ve rahatsızlıktan korur. "
Priests are an necessary discomfort.
Rahipler, gerekli olan bir rahatsızlıktır.
It was supposed to ease discomfort.
Gerginliklerini üstlerinden almalıydı.
Hot sweats, fever blisters, difficulty breathing, difficulty swallowing, blurred vision, involuntary trembling, dead hands, numb lips, fingernail sensitivity, pelvic discomfort.
Sıcak terleme... Soğuk algınlığı... Nefes darlığı, yutkunmada zorluk...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]