English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Disheveled

Disheveled translate Turkish

70 parallel translation
You'll pardon me, I'm all disheveled.
Özür dilerim, ev biraz dağınık.
Why did you look so disheveled when you left?
Çıkarken neden üstün başın dağınıktı?
You don't take a picture of me in this disheveled condition.
Uygunsuz bir durumda fotoğrafımı çekmeni istemem. Lütfen.
Running around all disheveled, like Snaut.
Snaut gibi bana hiçbir şey anlatmıyorsun.
Appeared looking disheveled pretending to have had an accident in the vicinity.
Berbat bir durumda geldin, yakın bir yerde kaza yaptığını söyledin ve sonra bütün olup bitenlerin
Disheveled.
Biraz pejmürdesin.
Your hair is just a bit disheveled.
- Saçların dağılmış.
I have a perfect right to be a bit disheveled.
Bu kadar dağınık olmaya hakkım var.
You're disheveled, young lady.
Her yeriniz darmadağın olmuş genç bayan.
A disheveled and malnourished man found sleeping in his own filth.
Dağılmış ve düzgün beslenememiş yaşlı bir adam kendi pisliği içinde.
My hair disheveled, I walk like I'm drunk
Saçlarım dağıldı sarhoş gibi yürüyorum.
Disheveled, tie ready and crumpled jacket.
Tıraşsız bir Nesil X serseri türü. Dağınık saçlı, iğneli kravat ve buruşuk yağmurluğu var.
Five-feet-six, greasy hair, messy, very disheveled and...
1-75. Jöleli saç, karışık.
He was disheveled-looking. Call me tomorrow, Sam. Okay?
Darmadağın bir görüntüsü vardı yarın ara Sam.
He was frightened disheveled, and wounded by a bullet
Korkmuştu... perişandı ve de bir kurşun yarası vardı.
"When the police arrived at 1 Beekman Place yesterday afternoon... they found the supermarket magnate, Mr. Gerald Milford the third... age seventy-three, still in his bedclothes... disheveled, with visible vomit stains on his person."
"Dün öğle saatlerinde Beekman mekanında 73 yaşındaki süpermarketler sahibi Bay III. Gerald Milford, pijamasıyla... üzerinde kusmuk izleriyle ve bakımsız bir halde polis tarafından bulundu."
So he was disheveled and nothing quite fit him properly.
Darmadağındı ve sanki hiçbir şey ona tam uygun değiIdi.
You saw her disheveled appearance. Yes.
Raporda fazla bir şey olmayacak Sayın Yargıç çünkü annesi haftaya turneye çıkıyor.
Having my hair carefully disheveled :
Saçımı özenle karmakarışık hale getirtmek :
This is my brother, Neil. We did see a strange woman. - She looked a bit disheveled.
Bukardeşim Neil, bahçede gerçekten de garip birbayan gördük de.
He changed his clothes in the room where the Xerox machine was and came walking out all disheveled and left money... foreign currency from another country... all over the place. And you and your mother literally had to push him into the taxicab.
Elbiselerini fotokopinin olduğu odada değişti hızla dışarı çıktı ve masada başka bir ülkenin paralarını bıraktı... annenle sen, onu zorla bir taksiye bindirdiniz.
Don't you try to analyze me with your disheveled, bohemian, "my socks don't match, therefore I have insight to all things" whacko mindset.
Sakın darmadağınık, kural tanımayan, "çoraplarım birbirine uymuyor, bu yüzden herşeyi anlama kabiliyetine sahibim"... tavırlarınla beni analiz etmeye çalışma.
finally disheveled hair now at dry what?
Hey ne yapıyorsun?
You should be home grooming yourselves. Instead you're getting all messed up and disheveled.
Burada kirlenip darmadağın olmak yerine, evde olup kendinize çekidüzen vermeniz gerekirdi.
Me, disheveled ; you, high and tight.
Ben darmadağınığım, sense iki dirhem bir çekirdek.
Then why does she look so disheveled?
O zaman niye böyle dağılmış gözüküyor.
But I think your best friend's bedroom's just really disheveled. Wow.
Fakat bence en iyi arkadaşının odası gerçekten darmadağın.
Truck in disrepair, a disheveled young man, severe stutter.
Bakımsız bir kamyonet, dağınık ve pasaklı bir genç adam, aksak kekeme.
Artfully disheveled today.
Bugün maharet gerektiren bir derbederlik içindeydi.
A woman dressed in black with long, disheveled hair.
Siyah giyimli, uzun ve dağınık saçlı bir kadın.
What about a man, in his mid 30s, short brown hair, stubble, pale skin, a little disheveled? Doesn't like to look you in the eye.
Peki, otuz yaşlarında, ee, kısa kahverengi saçlı, kirli sakallı, soluk tenli, biraz dağınık, bir adam tanıyormusunuz?
And when he did show up, he was late, tired, completely disheveled.
Geldiğinde de, geç gelir, yorgundur, tamamen dağılmıştır.
I know that it sounds disheveled, but it is certain.
Çılgınca geldiğini biliyorum, ama gerçek.
Looking disheveled and confused.
Darmadağınık ve karışık gözüküyordu.
Okay something has happened to me and... this disheveled looking...
Bize bir şeyler oldu. Bana ve bu tuhaf görünüşlü arkadaşa...
She and ry-ry arrived looking a little disheveled.
O ve Ry-Ry, üzerleri dağınık geldiler.
It gives him that disheveled look.
O yüzden öyle dağınık görünüyor.
He may appear in the village in a disheveled state, Which has elements of resemblance to two.
Saç baş dağınık bir şekilde Köy'de görünüyor ve bazı özellikleri İki'ye benziyor olabilir.
Her hair looks a little more disheveled since the last time we saw her.
Ne? Son görüşmemizde saçları bu kadar dağınık değildi.
In my view, he is just a poor and disheveled scholar
Anladığım kadarıyla sadece yoksul ve darmadağınık bir alim.
Plus their clothes aren't, you know, disheveled.
Ayrıca giysileri, darmadağınık değil.
You don't look disheveled to me.
Bana dağınık görünmüyorsunuz.
A Swiss guard with disheveled hair bristling with curls hurries to Trianon, crying,
Saçlarının bukleleri dağılmış bir Vatikan muhafızı Trianon'a koşup haykırıyor.
Can you look more disheveled, you know?
Biraz daha dağınık gözükemez misin?
Some people say that they've seen the ghost or a woman with disheveled hair.
Bazı insanlar dağınık saçlı kadın veya bir hayalet gördüklerini söylüyorlar.
She is disheveled, and Raj is dressed only in a sheet.
Darmadağın hâldeydi ve Raj'ın üzerinde de yorgan vardı.
She's a disheveled, out-of-work actress.
Kendini dağıtmış, işsiz bir oyuncu.
One day they found her sitting in the nightgown on the altar of the old church. Totally confused, disheveled and with a horribly empty look.
Günün birinde annesini gecelikle eski kilisenin mihrabında şaşkın ve dağılmış bir şekilde ve korkunç bos bakışlarla otururken buldular.
"Assange, disheveled like a bag lady " walking in off the street...
"Assange, evsiz bir kadın gibi sokaklarda pejmürde halde dolaşıyor."
It's a bit disheveled.
- Biraz dağınık biliyorum.
- Sorry to be so disheveled.
Dağınıklığım için kusura bakmayın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]