English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dismissive

Dismissive translate Turkish

107 parallel translation
- It's dismissive.
- Hafiflik resmen.
- In fact, it might be a bit dismissive.
- Aslında birazcık hafif kaçabilir de.
"Lunatic" is dismissive.
"Manyak" kolay tarif.
David, he's arrogant and dismissive of my authority.
David, o küstah, ve otoriteme boyun eğmiyor.
You're dismissive and condescending.
Susturup, yargılıyorsun.
I can't believe you'd sit there not say anything and then be dismissive about this.
Hiçbir şey söylemeden, orada oturup buna tepkisiz kalmana inanamıyorum.
A slight, dismissive regurgitation of the facts, followed by a "please."
Gerçeklerin, kibirli bir ses tonuyla yüzeysel bir dışa vurumu. Ardından da bir'lütfen'.
I shouldn't have been so dismissive.
Bu kadar ilgisiz olmamalıydım.
State and government officials in Washington, D.C are openly dismissive of the Microsoft proposal.
Washington'daki devlet ve eyalet yetkilileri Microsoft'un önerisini açıkça reddetti.
Your tone is dismissive.
Ses tonun alaycı.
Well, Grace would do her dismissive little giggle.
Grace o küçümseyen gülüşüyle gülerdi.
And I thought he seemed just a sort of a tad dismissive
Ve çok salakça biri gibi göründüğünü düşündüm
She's completely dismissive of Paige, and... I don't know what to do anymore.
Paige'le hiç ilgilenmiyor ve artık ne yapacağımı bilmiyorum.
You were dismissive like you dismissed the nice pizza guy.
Ciddiye almadın, aynı o iyi pizzacı adama yaptığın gibi.
Just as outwardly.... Dismissive of it.
Sen ona aldanma.
It was dismissive, abusive, and it made me feel desperate.
Bu ciddiye alınmamak, hakarete uğramaktı ve umutsuz hissettiriyordu.
- You shouldn't have been so dismissive...
- Beni Fazla hafife almamalısınız...
It's dismissive, you know?
Çok saygısızca, biliyor musun?
What gives you the right to be this dismissive? - You are the one being dismissive.
Siz kim oluyorsunuz da böyle hakaret dulu laflar edebiliyorsunuz?
Let's not forget that he was also dismissive and disinterested.
Onun da önemsemeyen ve ilgisiz biri olduğunu unutma.
It's her behavior, her manner, her... her dismissive attitude.
Tavrı " böyle ve tarzı bu. Kendi bildiğini okuyor. Bunda hemfikirim.
Yeah, it's not about fear, it's about being dismissive.
Bunun korkuyla ilgisi yok. Daha çok kibirle ilgili.
What's with her being all dismissive?
- Onun nesi var da bu kadar kibirli?
Well, frankly, your dismissive attitude toward boobs.
Açıkçası memelere karşı ihmalkar tavrından.
Einstein was so dismissive because it was becoming clear that to release all that energy scientists would have to find an efficient way of breaking the atom apart.
Einstein konuyla ilgilenmiyordu, çünkü açıkça anlaşılıyordu ki tüm o enerjiyi açığa çıkarmak için bilim adamlarının atomu parçalamak gibi etkili bir yol bulmaları gerekiyordu.
But others were less dismissive.
Ancak diğerleri daha ilgiliydi.
Be dismissive instead of...
Yanlış yönlendiril böylece...
- And I'm sorry that I was just so dismissive the other day.
- Ve ben de geçen günkü kaba davranışım için özür dilerim.
- Why are you so dismissive?
Neden bu kadar kibirlisin?
Sorry I'm late, but I just came out of a budget meeting with our incredibly abrasive, dismissive, and sarcastic and vice president.
Geciktiğim için üzgünüm ama az önce inanılmaz derecede rahatsız edici, uyuz başkan yardımcısıyla bütçe toplantısındaydım.
Yes. I only went down there to commiserate, and he was very dismissive.
Oraya derdine ortak olmaya gittim ama o bana saygısızlık etti.
I'm waiting for you to say, "I'm sorry, Dad. I shouldn't have been quite so dismissive with you."
Senden "Affedersin baba, sana karşı bu kadar saygısız olmamalıydım." demeni bekliyorum.
Don't be so dismissive.
Bu kadar kibirli olma.
Restaurant people can be very dismissive.
Restorandakiler çok saygısız olabiliyor.
No. I'm just surprised you'd be so dismissive of my son.
Hayır, senin oğlumu...
Well, I was maybe a bit... dismissive about the lightning at the BT Tower.
Belki de bu posta kulesindeki ışıkları reddetmemizle ilgili olabilir.
Can I ask why you're being so dismissive of my fine documents, Which took a lot of work, personal time, research?
Çok çaba gerektiren, araştırma için çok zamanımı kaybettiğim güzel belgelerime neden bu kadar duyarsız kaldığınızı sorabilir miyim?
Why are you being so dismissive of the truth?
Neden böyle gerçeği görmezden geliyorsun?
I didn't mean to be dismissive of your pain.
Acını önemsemiyormuş gibi davranmak istemedim.
Jeff, I've noticed you're very dismissive of audrey.
Jeff fark ettim de sen Audrey'i çok görmezden geliyorsun.
It was so dismissive.
Çok saygısızcaydı.
So I want you to listen. Then say something snarky or dismissive and be on your way.
O yüzden önce beni dinle, sonra istersen sinir bozucu ya da eleştirici bir şeyler söyleyip, kendi kafana göre hareket et.
Now she treats me like a minion- - rude, dismissive, snide comments about my work.
Şimdi kölesiymişim gibi kibirli ve kaba davranıyor. Çalışmalarım hakkında küçümseyici açıklamalar yapıyor.
I know I was dismissive before, and I want to apologize.
İlgisiz davrandım özür dilerim.
George's huge commitment to Indian spirituality and how that would lead him to be fairly dismissive of the material things that we'd all come to enjoy, you know, and so he was trying to remove himself from that in some way,
George'un Hint maneviyatına olan büyük sadakati... fani şeylere karşı ilgisiz kalmasına neden oluyor, bu da aramızda eğlence konusu olabiliyordu. Kendisini bir şekilde bu durumdan kurtarmak istiyordu. Dış yönden de durum böyleydi.
This morning by the elevators... totally dismissive.
Bu sabah asansörün orada beni hiç ciddiye almadın.
I didn't mean to be dismissive.
Saygısızlık etmek istemedim.
" but she has been completely uncaring and dismissive.
Ama ne yazık ki umursamadı ve görmezden geldi.
He a little dismissive of you.
Sizi başından savmak istemiş.
- Dismissive?
- Başından savmak ha?
He's dismissive by nature.
Doğası gereği kibirli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]