English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Displayed

Displayed translate Turkish

443 parallel translation
Here is displayed in its full flower, sir...
Burada en muhteşem haliyle, desem efendim...
"Here is displayed in its full flower", sir, "that ruthless realism " happily alternated by a superbly subtle delicacy... "
"Burada en muhteşem haliyle... yerini harika ve zekice bir incelikle acımasız gerçekliğe..."
"The heroism, devotion to duty, professional skill and coolness under fire displayed by Captain Derry, under the most difficult conditions, reflect highest credit on himself and the Armed Forces of the United States."
"Yüzbaşı Derry tarafından çok zor şartlarda ortaya konan, kahramanlık, göreve kendini adama beceri ve ateş altında soğukkanlılığını koruma Birleşik devletler Ordusu ve kendisindeki inancı yansıtmaktadır."
A hurricane of hazardous horsemanship displayed by the riding Zoppes!
Fırtına gibi biniciler tehlikeli bir gösteri sunacaklar. Tehlikeli bir gösteri sunacaklar!
Some of you have displayed incredulous attitudes towards our reports and photos.
Bazılarınız raporlarımıza ve fotoğraflarımıza kuşkucu bir tavırla yaklaştınız.
And I am not going to be displayed like a caravan's wares before Moses or any other man.
Ayrıca Musa ya da başka bir erkeğin önünde kervan malı gibi teşhir olamayacağım.
"We trust that you will show him the same loyalty and devotion... you displayed to the late Mr. Firth."
"Merhum Bay Firth'e gösterdiğiniz saygı ve sadakati ona da göstereceğinizden eminiz."
He's displayed the most unusual talents.
Alışılmadık yetenekler göstermektedir.
"For gallantry, risk of life, upon his own decision and with total disregard for his own life Lieutenant Fowler, acting in the highest tradition of the service displayed courage."
"Teğmen Fowler kahramanca davranıp, tehlikeye göğüs gerip kendi kararıyla ve hayatını hiçe sayarak şerefli bir asker davranarak büyük bir cesaret sergilemiştir."
The bridegroom, Koichi Nishi, who stands here beside me, hardly needs me to enumerate the skills he has displayed as Vice President Iwabuchi's secretary.
Yanımda duran damat, Koichi Nishi. Başkan yardımcısı Iwabuchi'nin yazmanı olarak sergilediği başarıları saymak için bana ihtiyacı var.
An exhibit of by-products of Buchenwald, displayed for the local townspeople by an Allied officer.
Buchenwald'da bulunan eşyalar müttefik bir subay tarafından sergilendi.
Filth shouldn't be displayed in public, or be for sale!
- Sevgili Matzuolo, neler oluyor? - Müdür Bey!
It should be displayed on Santa Rosalia's Day.
Santa Rosalia Günü'nde gösterilmeliydi.
But if He, of His own will, left them He displayed injustice, or even cruelty.
Ama eğer O kendi isteğiyle onları bırakırsa bu haksızlık ve hatta acımasızlık olur.
During a course of vital action in the Aures Mountains this regiment displayed remarkable ingenuity.
Avras Dağlarındaki hayati bir harekat sırasında... bu alay olağanüstü bir beceri sergilemiştir.
Ready to be displayed?
- Görücüye çıkmak için hazırmısın?
As I turned and my eyes beheld you, I displayed emotion.
Dönüp gözlerim sizi gördüğünde duygu belirtisi gösterdim.
what it displayed in them enormous losses and everything this, but I think that the country in general it agreed to our decision, that the true threat it was in the Europe.
Pasifik'teki savaş çok ağır kayıplara neden olmuştu. Ancak kamuoyunun asıl düşmanın Avrupa'da olduğu konusunda ortak kanaatte olduğunu düşünüyorum.
We only had that moving in them to be displayed.
Ya bulunduğunuz yerde sonsuza dek kalır ya da oradan ayrılırdınız. Ve her türden saldırıya maruz kalırdınız.
Carsini Wineries have been the recipients of many gold medals and other awards, some of which you'll see displayed in this case right here.
Carsini Şarapçılık bir çok altın madalyanın ve başka ödüllerin sahibi olmuştur, bunlardan bazıları şuradaki camekanın içinde sergilenmektedir.
By now, the number of Americans in Britain approached one and a half million, and London's streets displayed every known Allied uniform.
Britanya'daki Amerikalı sayısı 1.5 milyona yaklaşmıştı. Londra sokaklarında, her çeşitten müttefik askerini görmek mümkündü.
The bridge was open and it left in them displayed to intempéries, therefore, we were more concentrated in keeping us hot, in fighting the cold e in keeping us dry of what worried about importance of our work.
Köprü üstü açık bir haldeydi. Kendimizi sıcak tutmaya çalışırdık. Soğuktan korunmaya, kuru kalmaya çalışırdık.
E I discovered when it vi that it had the stomach almost pulled out and displayed.
Battaniyeyi kaldırdım. Karnından ağır yaralanmış ve organları dışarı çıkmıştı.
You mean, stuffed and displayed over your rocky mantelpiece?
Yani şömine rafının üzerini dolduracak ve sergilenecek bir şey.
I should be more inclined to suspect you, Mr. McQueen, if you displayed an inordinate sorrow at your employer's decease.
Eğer çok kederlenmiş olsaydınız, sizden daha çok şüphelenirdim.
He rarely displayed his emotions.
Nadiren duygularını açığa verirdi.
Which are well displayed in the countess.
Oysaki kontese gayet güzel gösterdik.
The dress of the young dead woman... is displayed in her parents'home.
Ölen genç kadının elbisesi anne babasının evinde sergileniyor.
The dress of the young bride... is displayed like a relic for all visitors.
Genç gelinin elbisesi tüm ziyaretçilere sergileniyor, tıpkı bir kutsal emanet gibi.
Capt. Jerome said during the fighting she displayed commendable courage.
Yüzbaşı Jerome'a göre çatışmada büyük cesaret göstermiş.
From vices timidly concealed to vices openly displayed.
Ahlaksızlıklarınız, utanarak gizlediklerinizden açık açık sergilediklerinize kadar!
Then it's displayed by models known from magazines or in shop windows. Here we pay in cash too.
Bir nevi ucuza alıp, pahalıya sattık.
- Were they ever displayed?
- Daha önce sergilendiler mi?
ELAINA : Had you ever displayed any excessive strength before?
Şimdiye kadar, yani daha öncesinde hiç aşırı kuvvet sergilemiş miydiniz?
'Vector's displayed.
'Vektör gösterildi.
'Displayed.
'Gösterildi.
Stay on the balcony, but not displayed.
Balkona çık.
Esteemed members of the tribunal, as my first piece of documentation, look at your scanner, where the computapes for the final centons of the last game between the accused and Flight Sergeant Ortega will be displayed.
Mahkemenin saygıdeğer üyeleri belgelerimin ilk parçası şu an ekranlarınızda. Sanık ile Uçuş Çavuşu Ortega arasında oynanan son oyunun final dakikalarının kaydı.
But imagine some antique pot displayed in a museum.
Ama müzede sergilenen antika bir çömleği düşünün.
In this manner, we have displayed the entire series of emotions with a minimum of expressive lines.
Böylece, ifade içeren çok az sayıda çizgiyle, bütün duyguları gösterdik.
You think I'm a fool because I object to my wife being displayed naked in front of half the people I know...
Karımın Portland'daki tanıdıklarımın yarısının önünde çıplak şekilde sergilenmesine karşı çıktığım için mi aptal oluyorum?
Well, we understand that you drink but it shouldn't be displayed to the students.
Şey, senin içmeni anlıyoruz. ama bunu öğrencilere göstermemelisin.
And she wasn't a person... who usually displayed emotion easily... except where Leonard was concerned.
Duygularını kolayca açığa... vuran biri değildi... Leonard söz konusu olmadıkça.
The young girl is reported to have displayed... some rather extraordinary talents.
Bazı olağanüstü yetenekler sergileyen... genç bir kız olduğu bildirildi.
The fuckin'... nerve that you've displayed...
Lanet olası... gösterdiğin bu küstahlık...
In this heat... it was too unsightly to be displayed.
Bu sıcakta ceset çürüyebilir ve ortaya çirkin bir görüntü çıkardı.
I've told you hundred times, my consulting hours are plainly displayed outside.
Görüşme saatlerim dışarıda açıkça belli.
We thought that maybe some of those strange and interesting new plants prominently displayed and advertised, would attract business.
Biz düşündük ki belki bu tuhaf ve ilginç yeni bitkileri virrine reklam için koyarsak, müşterileri buraya çekebiliriz..
mrs. lyman, what if we just displayed the project as it is?
Bayan Lyman, eğer projeyi olduğu gibi bırakıp göstersek ne olur?
but the school wouldn't allow the project... to be displayed without- - without proper credit to... the imagination of brian tanner.
Fakat okul onun projeye katılması için Brian'nın hayalgücüne güvenmeden izin vermeyecekti.
WITH THE LEVEL OF COMPETENCY DISPLAYED BY THE SCIENTIFIC TEAM.
Dixon'ın özel timini henüz görmedim,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]