English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Disposable

Disposable translate Turkish

616 parallel translation
It's disposable, Sean.
Tek kullanımlık, Sean.
This is not a disposable world.
Tek kullanımlık bir gezegen değil bu.
Disposable, you buy them in enormous rolls from Hammacher Schlemmer.
Atılabilir, bunları Hammacher Schlemmer'dan... büyük rulolar halinde alabilirsiniz.
That's me, the disposable girl.
İşte ben buyum. Tek kullanımlık kız.
But they're not disposable.
- Onlar bir kullan-at değil.
They were disposable.
Onlar tek kullanımlık.
Ours, the scientists keep telling us... is a universe which is disposable.
Evrenimiz, - bilim adamlarının devamlı söylediği gibi -... tek kullanımlık.
And a few minutes later, he ejects the shell in a neat, disposable package.
Ve birkaç dakika sonra, kabuğu düzgün bir paket halinde dışarı atıyor.
This is a disposable carbon ribbon for a very crisp image.
Bu tek kullanımlık karbon şerit, hassas görüntü elde etmek için
Disposable carbon ribbon, sir.
Tek kullanımlıkkarbon şerit, efendim.
The L.A.W.S. rocket : for all purposes a one-shot disposable bazooka.
L.A.W.S. roketi : çok amaçlı ve bir atışlık ve tek kullanımlık bazuka.
You've turned yourself into a disposable human being.
Kendini "kullan-at" türü insanlara çevirmişsin. Anlamıyor musun?
Plastic disposable bodies.
Plastik tek kullanımlık cesetler.
Disposable bottles and formula.
Tek kullanımlık biberonlar ve maması.
Husbands are like Kleenex, soft, strong, disposable.
Kocalar "Selpak" gibidir. Yumuşak, güçlü ve tek kullanımlık.
But with four other GLG-20s two who are responsible for the project and two who are disposable.
4 tane GLG-20 ajanıyla beraber..... tabi bunlardan 2'si bu projeye devam edecek diğerleri projenin güvenliğini sağlamalı. Ve sadece bir kez kullanacağımız..... diğer iki kişiyle.
Balki, those are disposable diapers.
Balki, onlar hazır bez.
"Buy gloves, clean gun, disposable cell phone."
Bir çift eldiven, temiz bir tabanca ve hazır kartlı bir cep telefonu alınacak.
Got some baby grub, baby wipes, got them diapers, them disposable kind.
Biraz bebek maması, ıslak mendil kullan at alt bezi aldım. Kendime de bir paket balon aldım.
In the history of many worlds there have always been disposable creatures.
Pek çok dünyanın tarihinde... her zaman kullanıldıktan sonra elden çıkarılan yaratıklar olmuştur.
With an army of Datas, all disposable, you don't have to think about their welfare, or about how they feel.
Hepsi gözden çıkarılabilecek Datalardan oluşan bir orduyla, onların refahını, ya da neler hissettiklerini düşünmen gerekmez.
Whole generations of disposable people.
Gözden çıkarılabilecek sürüyle nesil.
If they have to sweat all day in some stinking factory making disposable lighters or Christmas trees, by Christ, they're entitled to them.
Tüm gün boyun bir fabrikalarda Noel ağaçlarına, iğrenç ışıklar yapmak için ter döküyorlar ise İsa şahittir, arabalarına binmek içindir.
We will have to create thousands new jobs For the people who make disposable plastic.
Yok edilemeyen plastiklerin üretiminde çalışan binlerce insan için yeni iş imkanları yaratmalıyız.
Time goes on people start buying disposable scissors and knives.
Zaman değiştikçe insanlar dayanıksız bıçaklara, makaslara rağbet etti.
Once Carter helped him get the kids he was disposable.
Çocukları bulmasına yardım ettikten sonra Carter gözden çıkarılabilirdi.
It's fucking disposable!
Kullanılıp atılıyor!
Disposable diapers.
Kullanıp atıyorlar.
Mail-order disposable diapers?
Postayla alt bezi mi?
For example, the cold medicine that I forgot to take this morning... as well as the disposable diapers I used for my little one last night.
Örneğin bu sabah almayı unuttuğum soğuk algınlığı hapı ya da dün gece benim ufaklığa
I've got 1 4 disposable razors.
14 adet tek kullanımlık tıraş bıçağı.
Uh... disillusioned, dismayed... disposable.
Hayal kırıklığına uğramış, ümitsiz.. Kolay harcanabilir.
He ran out of disposable razors that morning.
Sabah jileti bitmişti o kadar.
There's gotta be a newsstand upstairs with tons of matches and disposable lighters.
Yukarıda içinde tonla kibrit ve çakmak olan... bir gazete tezgahı olmalı.
Steele, you are positively... disposable!
Steele, sen tam anlamıyla... zaman kaybısın!
We'll be collecting blankets, disposable diapers, canned goods.
Battaniyeler, çocuk bezi konserve yiyecekler toplamalıyız... - Bayan Geist?
Disposable waste, good-for-nothings sucking up tax dollars.
Onlar hiçbir işe yaramayan, vergilerimizden yiyen çöp atıkları.
I've got... the business end of a disposable lighter.
Ben burda... kullanılmış bir çakmak parçası olabilecek bir şey buldum.
According to Hodges, the material is consistent with the plastic tanks in most disposable lighters.
Hodges'a göre o plastik kaplı çakmaklardaki yakıta ait.
Our disposable income has been disposed of,
Biriktirdiğimiz bütün para tükendi.
But now everything's disposable.
Artık her şey tek kullanımlık.
Let me have one of those porno magazines, large box of condoms... a bottle of Old Harper, a couple of those panty shields... and some illegal fireworks... and one of those disposable enemas - no, make it two.
Bir tane porno dergisi, koca bir kutu kondom, bir şişe Old Harper, bir çift külot kalkanı, ve birazda kaçak havai fişek ve bir tanede şu geri dönüşebilen lavmanlardan. Yok iki tane olsun.
And I bet the entirety of his disposable income... has been dedicated to humiliating me on the golf course.
Bahse girerim elindeki tüm parayı golf sahasında beni küçük düşürmeye adıyordur.
Just because I was a cleaner, like I was disposable.
Sadece bir temizlikçi olduğum için beni kullanıp sonra da attı.
A dozen eggs one of those disposable cameras for the weekend.
Bir düzine yumurta haftasonu için şu tek kullanımlık fotoğraf makinalarından bir tane...
I, uh, opted for the disposable.
Pekala negatifli bir film seçtim.
I don't do disposable diapers.
Çöp karıştırmak tarzım değildir.
We'd taken it with a disposable camera before it ever dawned on me that we could be disposable as well.
Kullanıp atılan bir fotoğraf makinesini kullanıp atıldığım kafama dank etmeden önce kullanmıştık.
By midnight, Charlotte discovered Manhattan's latest group to flaunt their disposable income : The power lesbian.
Geceyarısı, Charlotte ellerindeki mali gücü kullanarak hava atan Manhattan'ın önemli gruplarından birini keşfediyordu : lezbiyen gücü.
It's not a ship, it's a skiff. And it's disposable, really.
O bir gemi değil, o bir kayık ve tek kullanımlık!
You buy a disposable cell phone so you can't be traced.
Hazır kartlı bir cep telefonu edinip izinin sürülme riskini de ortadan kaldırıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]