English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Disposition

Disposition translate Turkish

482 parallel translation
Ms. Marquise, I could not collect all the money which you asked, but tomorrow the 500,000 francs will be avaible for your disposition and I take them to you as soon as possible.
Sevgili markiz, daha henüz istediğin miktarı toparlayamadım ama yarın 500 bin frank hazır olacak ve ben getireceğim. Sevgilerimle, L. Deslange
I have no disposition that way.
Öyle bir şeyim olmadı.
Come on. Let's go out and celebrate Mr. Lushin's disposition.
Haydi, dışarı çıkalım ve Bay Lushin'in talimatlarını kutlayalım.
I mean, his final disposition.
Yani, son talimatlarını.
This scarcely sounds like the action of a man in whom the disposition of $ 20 million may safely be entrusted.
Bunlar, 20 milyon doların güvenli bir şekilde emanet edilebileceği bir adamın davranışlarına benzemiyor.
I made every disposition of my property before leaving England and handed it to my brother Mycroft.
İngiltere'den ayrılmadan önce mal varlığımın bütün idare yetkisini ağabeyim Mycroft'a bırakmıştım.
- And a new disposition.
- Yeni bir karakter.
What was wrong with my old disposition?
Eski huyumun nesi vardı ki?
Only that you have the loveliest disposition in the world!
Sadece ne kadar iyi huylu olduğundan bahsettim!
She has a friendly disposition.
Çok dostça bir mizacı var.
I never knew a person of a more even disposition...
Bu tabiatta birini ömrüm boyunca tanımadım.
You have a saboteur's disposition.
Sabotajcı gibi bir halin var.
She had a nice disposition.
Hoş bir yaradılışı var.
You have no talents, your disposition is dark and rebellious... your appearance insignificant.
Hiçbir yeteneğin yok. Karanlık ve isyankar bir kişiliğin var. Görünümün de hiç dikkat çekici değil
There's just been a change in the disposition of the barrage balloons over Tokyo.
Tokyo üstündeki uçaksavar baraj balonlarının konumlarında bir değişiklik oldu.
But come, never, so help you mercy, how strange or odd soe'er I bear myself - as I perchance hereafter shall think fit to put an antic disposition on - that you at such time, seeing me,
Ama gelin, yeniden, ant için Tanrı'nın önünde. Hiçbir zaman, davranışlarım ne kadar garip olursa olsun, çünkü olur ya, bundan sonra, kendimi deli göstermek isteyebilirim, beni bir başka türlü görünce, sakın kuşku uyandıracak laflar etmeyin : "Ha, ha, anlıyorum." gibi.
She gets her bad disposition from her father.
Bu kötü huylarını hep babasından almış.
And so by disposition of the divine mercy, it was done most opportunely, that Joan, child of god, daughter of France, today be placed among the number of the saints.
Ve Tanrı'nın merhametinin tanzimiyle bu iş tam vaktinde yapılmalıydı Joan, Tanrı'nın Evladı ve Fransa'nın kızı, bugün sayılı azizlerin arasındaki yerini alıyor.
You make me strange even to the disposition that I owe, when now I think you can behold such sights,
Kendi kendimden korkutuyorsunuz beni. Bu gördüğüm şey, korkudan bembeyaz ederken beni,
They want to know our disposition.
Bizi anlamak istiyorlar.
It'll be easier on her disposition.
Bu onu teskin eder. Mizacını....
The man with the high forehead and the disposition of an old...
Yüksek alınlı bir adam ve yaşlı bir adamın...
Cheerful disposition That's all we need
Neşeli yaratılış Tek ihtiyacımız olan
You know, matey, if you and me was worth our salt, we'd think out a way to sweeten Mr. Arrow's disposition.
Dostum, eğer sen ve ben birlik olursak,... belki Bay Arrow'un tavırlarını biraz yumuşatabiliriz.
The disposition of it is up to him.
Karar yetkisi onun.
I thought your disposition might've sweetened up a little down in Abeline.
Abeline'daki bu can sıkıcı durumu biraz tatlandırırım sandım.
The late Mr. Thomas Cardew, an old gentleman... of a very charitable and kindly disposition... found me and gave me the name of Worthing... because he happened to have a first-class ticket... for Worthing in his pocket at the time.
Merhum Bay Thomas Cardew, çok hayırsever kişilikli yaşlı bir beyefendi, beni bulmuş ve bana Worthing ismini veren de o olmuş, çünkü o zamanlar popüler bir yer olan Worthing'e birinci mevki bir bileti varmış.
There's no other millionaire with such a gentle disposition.
Böyle kibar mizaçlı başka bir milyoner yok.
Depends on their disposition.
Ruh durumlarına bağlı.
It simply stems from the fact that the H-bomb exists, and from his rather unusual disposition.
Bu tamamen, hidrojen bombasının var olduğu gerçeği... ve adamın olağandışı fıtratından kaynaklanıyor.
I gave this ring back to the Empress in an audience... and she ordered me to be transferred... to stay at the entire disposition of the Empress!
Görüşme talebinde bulunarak o yüzüğü kendilerine verdim. Majesteleri de şahsen Viyana'ya transferimi ayarladı. İnanamıyorum!
But my disposition is.
Ama benim huyum böyle.
What I'm trying to do is to find out if there's a relation between disposition and nutrition.
Yapmağa çalıştığım şey yatkınlık ve beslenme arasında bir ilişki bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmak.
What do they think I'll tell Gwynneth, the disposition of our fleet?
Kıza ne diyeceğimi sanıyorlar? Donanmanın yerini mi?
They'll have further orders for disposition.
Daha sonra sana yapman gerekenleri söyleyecekler.
Counselor, I'm going to set this over for final disposition tomorrow at 7 : 30 p.m.
Avukat bey, bu dava yarın saat 19.30'da karara bağlanacaktır.
Emily had quite an amorous disposition, you know.
Emily cinselliğe oldukça düşkün biriydi.
Missy, your job is to keep house, not worry about my disposition.
Missy, işin evi çekip çevirmek, keyfimin kahyası değilsin.
Say, why don't you pick on somebody your own disposition?
Neden kendine uygun birini seçmiyorsun?
Have a cheery disposition
Neşeli bir yaratılışınız olmalı
Item one : "A cheery disposition."
Kural bir : "Neşeli bir yüz."
Listen, my car is at your disposition.
Dinleyin, arabam size tahsis edildi.
We're leaving for Denver. You will take your orders from Sergeant Major Buell as to starting time, disposition of marching order, camp sites, et cetera.
Hareket saati, ilerleme düzeni, kamp yerleri, vesaire ile ilgili talimatları Başçavuş Buell sizlere iletecek.
Disposition?
Talebiniz?
Disposition :
Dosya işlem durumu :
We are now considering the disposition of your ship and the life aboard.
Geminizin ve içerdekilerin kontrolünü ele almayı düşünüyoruz. - Gemiden gemiye.
Well, in the... in the disposition of the estate.
Malikanenin devri esnasında.
What's the matter with you now, besides your nasty disposition?
Kötü huyunu saymazsak, derdin ne senin?
Recommendation for his disposition, dear?
Onun durumuyla ilgili önerin var mı, canım?
Mrs. Stoner, it might be wise if we discussed the disposition of your ranch.
Bayan Stoner, çiftliğinizin elden çıkarılması konusunu konuşmamız akıllıca olurdu. - Elden çıkarmak mı?
Grave or solemn of disposition.
Vakur ve ağırbaşlı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]