English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Distracting

Distracting translate Turkish

869 parallel translation
I'd like to go to Buenos Aires or Rio or somewhere colorful and distracting.
Buenos Aires veya Rio'ya veya renkli ve eğlenceli bir yer iyi olur.
- The odour is distracting.
- Koku dikkat dağıtır.
Yes, but, Mr. Dean, I find all these things very distracting.
Evet, ama, Bay Dean, bütün bu şeyleri kafa karıştırıcı buluyorum.
- Distracting?
- Kafa karıştırıcı mı?
Can two women really be so distracting, captain?
iki kadın gerçekten burayı karıştıracak mı, kaptan?
It's most distracting.
Dikkatimi dağıtıyor.
With everything so rushed and you distracting me with those tea leaves, I just can't think of everything!
Her şey üst üste gelip, dikkatimi o çay yapraklarıyla dağıtınca, her şeyi düşünemez hale geldim!
You are deliberately distracting my partner.
Eşimi dikkatini bilerek dağıttın.
You have saved him this evening by distracting me.
- Bu akşam beni, oyalayarak onu kurtardın.
Still, it is distracting.
Ama dikkat dağıtıcı.
And bills are distracting.
Ve faturalar dikkati dağıtıyor.
I find it distracting.
Dikkatimi dağıtıyor.
You're distracting me.
Ne dersin?
Charles, I'd much rather be distracting my neighbors back in Mill Valley.
Bunu bağlayabilir miyim? - Vakum lazım mı?
You're distracting.
Dikkatimi dağıtıyorsun.
The other thing was distracting from it, and I think he realized that... and wanted to get out of that, and get people to just listen to the music.
Ünlü olmak biraz kafasını karıştırıyordu, sanırım o da bunu fark etmişti. Bundan kurtulmak, insanlara müziğiyle hitap etmek istiyordu.
The final distracting details have gone,
Dikkat dağıtıcı son detaylar yok oldu.
A slight movement or sound And by some distracting thoughts Or some hindrances
En küçük bir hamle yada ses yada bazı harici düşünceler sonuçta fark yaratabilir
You're letting his mother's be distracting you.
Annesinin dikkatini dağıtmasına izin veriyorsun.
You're distracting me...
Dikkatim dağılıyor...
But this planet is distracting me.
Fakat bu gezegen aklımı çeldi.
It's very distracting.
Bu oldukça dikkat dağıtıyor.
I knew they are distracting us.
Bizi şaşırtmaya çalışacaklarını tahmin etmiştim
That's what you get for distracting me.
Beni rahatsız edersen bu olur.
It's distracting, isn't it?
Dikkat dağıtıyor değil mi?
Still, they're not that distracting - Anshel?
- # hala dikkatini başka yerlere vermiyorlar... #
But you're distracting Mitch.
Ama Mitch'in dikkatini dağıtıyorsun.
This fellow's been wandering around in this shot and it's getting very distracting.
Şu adam ortalıkta dolanıyor ve dikkat dağıtıyor Hal. Afedersin.
Yes, I do find you distracting.
Evet, dikkatini çekecek birşeyler yapacağım.
Distracting, Georges.
Kafam karıştı Georges.
You shouldn't be distracting him.
Onun dikkatini dağıtmamalısın.
Gentlemen, communicating like this is very distracting.
Beyler, bu şekilde görüşmek çok rahatsız edici oluyor.
They don't want worldly things distracting me from my teaching.
Öğretmenlik yapmamı engelleyecek dünyevi şeyler istemezler.
If you don't stop distracting me...
Dikkatimi dağıtmazsan- -
- You're distracting me.
- Beni rahatsız ediyorsun.
It's very distracting.
Dikkatim dağılıyor.
I find it distracting to see the District Attorney getting his objections from Escobar.
Bölge savcısının itirazlarının Escobar'dan geldiğini görmek bence çok rahatsız edici.
The absence of her was too distracting.
Onun yokluğu beni deli ediyordu.
YOU'RE DISTRACTING ME! I CAN'T THINK!
Dikkatimi dağıtıyorsun.
YOU'RE DISTRACTING ME.
Dikkatimi dağıtıyorsun.
It's too distracting, too literal.
Çok dikkat dağıtıcı, aşırı lafzi.
We have the epileptic seizure distracting the police and allowing the shooters to get into place.
- Oswald'ın avukatı olmanı istemiş. - Doğru. Bu çok önemli.
And also it did with what the true ones blamed if they were distracting a little.
Ayrıca gerçek suçluların biraz rahatlamasına sebep olacaktı.
I was making distracting well.
Onu biraz neşelendirebilirim.
He's distracting the female employees. "
"Kadın çalışanları taciz ediyor"
I suspect that it may have been partly the distracting effects of technology.
Teknolojinin kısmen dikkat dağıtıcı etkisinden şüpheleniyorum.
You're distracting me.
Dikkatimi dağıtıyorsun.
I did not realize the effect was so distracting.
Sonucun rahatsız edici olduğunu fark etmemiştim.
You're distracting her.
Dikkatini dağıtıyorsun.
I was just thinking that as distracting as it was,
Sadece biraz, aklımın karıştığını düşünüyordum.
! You're distracting him!
Onun dikkatini dağıtıyorsun!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]