Divine translate Turkish
3,046 parallel translation
Because this world is filled with the grotesque. And the divine.
Çünkü bu dünya acayiplikler ve harikalarla doludur.
But by the divine grant of the Papal Mainframe herself, on this one and only occasion, I can show you the truth.
Ama Papalığın Ana bilgisayarının bahşettiği izinle,... burada ve tek sefere mahsus olarak, size gerçeği gösterebilirim.
These soldiers are in Rome not because of divine intervention, but because Rodrigo Borgia manipulated minds and hearts.
Bu askerler Tanrı müdahale etti diye değil Rodrigo Borgia yürekleri ve akılları kandırdığı için burada.
Again were men who played at being gods following the process of divine creation exploration
Bir kez daha biri bunu yapmıştı ve ilerlemişti
We can illuminate the darkness of the ignorance only with Koran's divine light.
Bu milletin üstüne çöken cehalet karanlığı nı... ancak Kur'an nuruyla dağıtabiliriz.
The faith is both the divine light and the power.
İman, hem nurdur hem kuvvettir.
Husband, you've been lriting the treatise of the divine light since the evening.
Efendi akşamdan beni risaleyi nur yazıyorsun.
These divine lights illuminate Barla and all the villages lith Allah's willing.
Bu nurlar Barla'yı ve bütün köyleri aydınlatsın İnşallah!
The divine light written here, will spread to the whole world!
Burada yazdırılan Nurlar, bütün dünyaya yayılacak.
These are called Treatise of Divine Light.
Bunlara risale deniyor.
They call them Divine Light's Messengers.
Bunlara Nur Postacıları diyorlar.
If Divine Light Treatises are poison ; we need tons of that poison.
Eğer Risale-i Nurlar bir zehir ise ; bizim bu zehirlere binlerce kilo ihtiyacımız var.
The expert group has determined that there is no element of crime in the books called Treaties of Divine Light as a result of their detailed investigation. And our court committee has decided that the evidences presented by the prosecution don't qualify to prove the claimed crimes and it has been unanimously decided to dismiss the charges.
Bilirkişi Heyeti, yaptığı derin inceleme sonunda RisaIe-i Nur namındaki kitaplarda bir suç unsuruna rastlanmadığını tespit etmiş olup mahkeme heyetimiz de, savcılık makamının sunduğu delillerin iddia edilen suçlamaları ispatlar nitelikte olmadığı kanaatine varmış..
Do not fight with Divine Light's Treatises which is based on Koran.
Kurana dayanan Risale-i Nurla mücadele etmeyiniz.
Faith is a divine light, a power.
İman bir nurdur bir kuvvet.
All the world will be enlightened with the divine light.
Bütün dünya nurlanacak.
Oh my friends who gave their hearts to Koran, the seeds of Divine Light that has been sow will blossom on earth.
Ey Kuran'a gönül veren dostlarım, şimdi ekilen Nur tohumları... •..yeryüzünde çiçek açacaktır.
It's like a divine experience, you know.
Sanki ilahi bir tecrübeydi yahu.
Budapest last spring was divine.
Geçen bahar Budapeşte bir harikaydı.
It has the divine power.
Bunun ilahi bir gücü var.
- No, no. It is a divine object.
Bu tanrısal bir nesne.
I do not know if this code has divine power, you know?
Bu kodun ilahi gücü var mı, yok mu, bilmiyorum.
Live from Quantico, VA, it is the Divine Miss Penelope.
Quantico'dan canlı yayınla karşınızda muhteşem Bayan Penelope.
It is divine.
Harika olmuş.
If there was ever a time in history for divine intervention, it's right now.
İlahi müdahale için tarihte bir an olsaydı şimdi tam sırası.
Sister Catherine has been chosen by God to be a conduit to the divine.
- Rahibe Catherine Tanrı tarafından onun habercisi olmak üzere seçildi.
I suppose we're testing a divine theory.
- Kutsal bir teoriyi test ediyoruz.
Her single concern is piety and I firmly believe that she has been rewarded with divine communion.
Onun Yüce Tanrı tarafından ödüllendirildiğine inanıyorum.
Susannah, these divine messages could be the key to solving this murder.
Kutsal mesajlar cinayeti çözmemiz için anahtar olabilir.
Could it be Our Mother of Divine Sorrow Church in Parkdale?
Parkdale'deki "İlahi Acımızın Annesi Kilisesi" olabilir mi? Bunu derhâl Dedektif Murdoch'a bildireceğim.
Wow! Dominik will look divine!
Dominik harika görüneceksin!
He's gorgeous, I admit, has a divine back, but...
itiraf etmeliyim, harika biri. süper bir poposu var.
Sweet divine suffering Christ.
Kutsal İsa adına.
Divine.
Muhteşem olmuş.
But what if the affliction is found to be truly divine?
Ama rahatsızlığı ya gerçekten ilahiyse?
To have a divine sign of love.
İlahi bir sevgi göstergesi istiyorum.
He realized the eclipse was actually the shadow of the Earth passing over the Moon and not a divine event.
Tutulmanın tanrısal bir olay olmadığını, bunun aslında Ay'ın önünden geçen Dünya'nın gölgesi olduğunu anlamıştı.
I have no desire to offend anyone of faith, but I think science has a more compelling explanation than a divine creator.
Kimseyi inancı nedeniyle gücendirmek istemesem de, bilimin ilahi bir yaratıcıdan daha ikna edici bir açıklama getirdiğine inanıyorum.
- Or are you like everyone else in thinking that, because she's a countess, she has acquired universal knowledge by divine intervention?
- Ya da sen de herkes gibi, o kontes olduğu için evrensel bilgiyi, ilahi müdahaleyle kazandığını mı düşünüyorsun?
We deliver him here to your divine presence for sentencing.
Ceza vermeniz için onu ilahi varlığınızın karşısına getirdik.
is it not divine?
Mükemmel değil mi?
That's why we believing in a divine power doesn't make sense, or worse, it means there is a danger that every believer can't truly see himself.
Bu yüzden süper güçlere inanıyoruz. Bu mantıklı değil, Ya da daha kötüsü, Her inanan gerçeği göremiyor.
A divine army will descend.
Ayrılıkçı askerler çökertildi.
Yeah. It sounds like divine intervention.
Evet, ilahî müdahale olmuş sanki.
- There is divine justice.
İlahî adalet var.
- This is not divine justice. This is Sultan Süleyman's justice.
Yo, ilahî adalet değil bu, Sultan Süleyman'ın adaleti.
We make them back home in my bar, and they are divine.
Bizim barda yapardık. Harikulade oluyor.
He says it's a divine gift.
Ona ilahi yetenek diyor.
This might seem all quite miraculous to you, but what you're experiencing has nothing to do with the divine.
Tüm bu şeyler size harikulade geliyor olabilir ama şu anda tecrübe ettiğiniz şeyin ilahiyat ile bir ilgisi yok.
Mmm. And he realized I'd been given a divine calling.
Yeteneğimin olduğunu fark etmişti ilahi tutkunun yani.
They are divine.
Mükemmeldirler.