English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dna

Dna translate Turkish

12,792 parallel translation
Alien DNA is what I have.
Uzaylı DNA'sı bende var.
And alien DNA is all that can save us.
Ve bizi sadece uzaylı DNA'sı kurtarabilir.
To amplify my DNA.
DNA'mı güçlendireceğiz.
Using alien DNA to defeat the Spartan Virus by creating a vaccine against it.
Sparta Virüsü'nü yenmek için uzaylı DNA'sından yapacağımız aşıyı kullanacağız.
You're gonna do a PCR, using primers from my sequence.
Benim DNA zincirimin yapısını kullanarak PZR oluşturacaksın.
We'll have to move quickly to extract more of my DNA.
Daha çok DNA örneğimi almak için acele etmeliyiz.
There's no alien DNA.
Uzaylı DNA'sı yok!
The Spartan Virus removes the adenosine deaminase gene from your DNA.
Sparta Virüsü DNA'nızdan adenosin deaminaz genini siliyor.
Without alien DNA, you don't stand a chance against the Spartan Virus. Okay.
Uzaylı DNA'sı olmadan Sparta Virüsü'ne karşı şansın yok.
So how does your alien DNA protect you - from this weapon?
Uzaylı DNA'n seni bu silahtan nasıl koruyor?
The alien DNA must code for something that targets the CAS-9 protein.
Uzaylı DNA'sının CAS-9 proteinini hedef alan bir kodu olmalı.
But your DNA is different. Yes.
- Ama senin DNA'n farklı.
Because my DNA is different.
Çünkü benim DNA'm farklı.
That's alien DNA we're looking at.
Bu gördüğümüz uzaylı DNA'sı.
... then I'll have alien DNA.
O zaman uzaylı DNA'm olacak.
That child will be protected by his inheritance and my alien DNA.
Benim DNA'm ile ırsi olarak korunmuş olabilir.
- DNA testing.
- DNA testi.
Is there DNA?
DNA örneği çıkarabildik mi?
- Maybe. They're working the DNA.
- Belki, DNA üzerinde çalışıyorlar.
They pull a case, look for DNA and fingerprints to run.
Bir dava seçip araştırılabilecek DNA veya parmak izi var mı diye bakıyorlar.
So there was no DNA or fingerprint evidence in these cases.
Yani baktığın davalarda DNA veya parmak izi delili yok.
Before fingerprints and surveillance cameras and DNA analysis.
Parmak izinin, güvenlik kameralarının, DNA analizinin olmadığı yıllara.
I don't want to degrade the DNA. Carol?
DNA'Iarın bozulmasını istemiyorum.
- We just need DNA confirmation
- Sadece DNA doğrulama lazım.
They're collecting everyone's DNA.
Herkesin DNA'sını topluyorlar.
once everyone's DNA is stored in the national health care database, then they just need to be... sorted.
Herkesin DNA'sı ulusal sağlık hizmetleri veritabanına kaydedildiğinde tek yapılması gereken onları sıralamak olacak.
We're just closing cold cases from the updated DNA database.
Güncellenmiş DNA veritabanından eski dosyaları kapatıyoruz.
We ran a DNA test. It's him.
DNA testi yaptık ve o.
So in light of the DNA test confirming the identity of Adam Warren, I suspect we can all safely assume that he wasn't murdered by my client.
DNA testinin ışığında Adam Warren'ın kimliğini doğrulayarak sanırım hepimiz kesin olarak müvekkilimce öldürülmediğini varsayabiliriz.
Is back at home after DNA evidence yesterday confirmed the boy's return. An emergency hearing was held this morning, which declared Asher a free man.
Dün çocuğun dönüşü DNA kanıtıyla onaylandıktan sonra bu sabah gerçekleşen acil durum duruşması Asher'ın özgür bir adam olduğunu beyan etti.
They did a DNA test, you worthless piece of...
DNA testi yaptılar işte, aşağılık pisl...
The doctor at City Memorial who verified Adam Warren's DNA test.
Adam Warren'ın DNA testini yapan City Memorial'deki doktor...
If we could extract their DNA, we'd have the most advanced biotechnology.
DNA'larının özünü çıkarabilirsek en üstün teknoloji bizde olur.
Yeah, we share DNA.
DNA'larımız aynı.
Let's talk DNA.
Haydi DNA hakkında konuşalım.
Okay, so DNA is just, uh, how life happens.
Tamam, DNA sayesinde hayat oluşur.
So DNA is, um...
Yani DNA...
Before you judge me, look where my DNA leads.
Beni yargılamadan önce, DNA'ma bak.
♪ The doctor at City Memorial who verified Adam Warren's DNA test. He doesn't exist.
Adam Warren'ın DNA testini yapan City Memorial'deki doktor öyle biri yok.
Oh, don't Danish me until you find that DNA doctor.
DNA doktoru bulana kadar Dannycik'ten bahsetme.
He threw himself in front of a train two days after verifying the kid's DNA.
Çocuğun DNA'sını onayladıktan iki gün sonra kendini bir trenin önüne atmış.
We're not getting prints or DNA.
Henüz parmak izi ya da DNA bulamadık.
Oh. You know what? But, actually, my focus is more on DNA analysis.
Pardon aslında daha çok DNA analizini merak ediyorum.
And the lab that processed Adam's DNA tests could make millions.
Ve Adam'ın DNA testini yapan laboratuvar da tonla para kazansın.
So, tomorrow morning, after you kiss her goodbye, I'm gonna let myself into her house, and I will make every trace of you disappear...
Yani yarın sabah sen ona elveda öpücüğü bıraktıktan sonra evine gireceğim ve senin ortadan kaybolman için gereken bütün izleri DNA, parmak izi, her ne bulursam yok edeceğim.
DNA, fingerprints, all of it... gone, like Christopher Hall never existed... which he never did... right?
Christopher Hall hiç var olmamış olacak zaten hiç öyle biri olmadı ki değil mi?
Must be fascinating getting to know all about Inhuman DNA and...
Nainsan DNA'sı hakkında bilgi edinmek heyecanlı olsa gerek.
I still have a sample of his DNA.
DNA'sının örneği hâlâ elimde.
He's not inhuman, so he'll pass any DNA screenings they may have, and if he is truly reformed, could be an asset.
Inhuman değil. Bu yüzden ellerindeki DNA taramalarından geçecektir. Eğer gerçekten geliştirilmiş ise bizim için kazanç bile olabilir.
Um, there's something going on with Creel's DNA sample.
Creel'in DNA örneği ile ilgili bir şeyler var.
We ran the DNA on the two skeletons that were just dragged out of the bay and we got a hit.
Körfezden çıkarılan iki iskelete DNA testi yaptılar ve sonuç aldık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]