English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Do not say a word

Do not say a word translate Turkish

56 parallel translation
No speaking, just shut up. Do not say a word.
Konuşma, kapat şu çeneni.
Do not say a word about my fiancée's weight.
Nişanlımın kilosu hakkında sakın bir şey söyleme.
You do not say a word to me!
Tek kelime bile etme!
- Do not say a word.
- Sakın bir şey söyleme.
Do not say a word, or you will end up being gang-banged by a bunch of cholos.
Ya çeneni kaparsın ya da meksikalı gangsterlerin yarrağını yersin.
Listen, do not say a word about this.
Annene tek kelime etme
Do not say a Word, or I will not hesitate to put a bullet in your brain!
Eğer tek kelime ederseniz tereddüt etmeden beyninizin ortasına kurşunu yersiniz.
Seth, do not say a word.
Seth, sakın bir şey söyleme.
Do not say a word for it!
Bir kelime daha etme!
You are to report to me and only me but most importantly, you do not say a word about this to the police.
Sadece bana rapor vereceksiniz ama daha da önemlisi, bu konuda polise hiçbir şey söylemeyeceksiniz.
Do not say a word!
- Bir kelime daha edersen.
You do not say a word about this to anyone.
Hayır Stan. Bundan hiç kimseye söz etmeyeceksin.
Shh! Please, please, please do not say a word to anybody.
Lütfen, lütfen, lütfen, kimseye anlatma.
Do not say a word to Manny.
- Manny'e hiçbir şey söyleme.
Oh no, do not say a word.
Tek kelime etmeyiz.
But until then, do not say a word.
Ama o zamana kadar tek kelime etme.
Do not say a word to the sheriff or anyone else here until you have a lawyer.
Bir avukat edinene kadar Şerif'e ya da başka birine tek kelime etme. - Henry.
Do not say a word about this to anyone.
Bu konuyu kimseye anlatma.
Puppies listen but do not say a word.
Yavrular dinler ama tek kelime etmezler.
You do not say a word unless it's to apologize.
Özür dilemeyecekseniz ağzınızı açmayın.
You do not say a word.
Ama haber veririm sana. Tek bir kelime bile etmiyorsun.
So if you see anything in terms of who's in there, do not say a word to us.
Eğer orada kimliği ile ilgili bir şey görürseniz bize tek kelime bile söylemeyin.
Do not say a word.
Bir şey söyleme.
Do not make me say a magic word now, Abs.
Sihirli kelimeyi söyletme bana Abs.
All right, look, but you got to do me a favor and not say a word to Dad, okay?
Tamam ama bir şartla, babama bundan söz etmeyeceksin, tamam mı?
What were you gonna do, pass me in the hallway at school and not say a word?
Ne yapacaksın? Okulda yanımdan geçerken tek kelime bile etmeyecek misin?
- Do not say a word.
- Sakın ağzını açma...
Now promise me that whatever I do you'll not say a word or move a muscle.
Şimdi bana söz ver ne yaparsam yapayım bir kelime bile söylemeyeceksin veya kımıldamayacaksın.
You do not move, and you do not say a word.
Bin şu lanet araca.
If it's a favour I can do, why not? Don't say a word.
İyilik yapabilirim, neden yapamacakmışım ki?
I do not want you to say a word about this to anyone.
Bundan kimseye bahsetmemeni istiyorum.
Do not let him say a word.
Tek kelime etmesine izin verme.
Give me something romantic I do not want to say a single word
Bana romantik bir seyler söyle. Tek bir kelime bile etmek istemiyorum.
Listen, do not say a single word.
Toplantıda tek kelime etme.
If you do get stopped, don't say a word, not even your name.
Polis çevirirse tek kelime etme. Adını bile söyleme.
You may join if you do not say a single word.
EĞER TEK KELİME ETMEZSEN KATILABİLİRSİN.
Do you mind not being a lawyer for a second and parsing every word I say? What does guilty look like?
Suçlu görünmek için ne lazım?
Starting now, do not leave out a single word I say.
Şu andan itibaren söylediklerimin tek kelime bile dışına çıkmayacaksın.
Okay, honey, I have a lot to figure out, and until I do, you are not to say a word to Leonard.
Tamam tatlım, kafam çok dolu şu an onları çözene kadar Leonard'a bir şey deme sen.
You don't have to say a word until you're ready, but... I'm not going anywhere until you do.
Hazır olana dek tek kelime etmek zorunda değilsin ama konuşana kadar da hiçbir yere gitmiyorum.
I do not believe a word they say : it was a trap!
Onların söylediği tek kelimeye inanmıyorum bu bir tuzak
AnnaBeth, do you not hear a word that I say?
AnnaBeth, Söylediğim tek kelimeyi bile duymadın mı?
One word of advice : Do not look up from the lap of a girl you just picked up at Safeway and say to your girlfriend, "My God, I never want this to end."
Süpermarketten kaldırdığın hatunun kucağındayken kafanı asla yukarıya kaldırma ve kız arkadaşına da asla "Allah'ım bitmesin, bitmesin bu rüya" deme!
- Do not let him say a word!
- Bağırmasına izin vermeyin!
Do not say a fucking word or they will all go home.
Tek bir kelime bile söyleme, Yoksa hepsi eve gider.
Do not fucking say a word.
Sen tek kelime etme.
I do not believe a word of what you say.
Söylediklerinin tek kelimesine inanmıyorum.
Lucy, do not say a thing until I say one word to you, one magic word that will unlock your treasure box and free your gems and... Oh, god, can you hear me?
Lucy, sana tek kelime söyleyene kadar hiçbir şey söylemedin, hazine kutunu açacak tek sihirli kelime ve ücretsiz mücevherler, tanrım beni duyabiliyor musun?
And this may not have occurred to you, but it was actually... really difficult for me to even say... the "L" word, and please, do not make a lesbian joke right now.
Bu senin için pek sorun olmayabilir ama benim için bu "seviyorum" kelimesini söylemek bile çok zordu. Ayrıca lütfen şu anda lezbiyen şakası yapmaya kalkma.
All he had to do was agree not to say a word to you.
Tek yapması gereken sana tek kelime etmemekti.
- They do not say a decent word.
- Buna şiir demek hakâret olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]